Erzurum’da, Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi (GSF) Heykel Bölümü öğretim görevlileri ve öğrencileri tarafından hazırlanan ve tamamen buzdan yapılan, ‘Cumhuriyet, Çocuk ve Tuz Buz Heykel Sergisi’ 18 Ocak’ta açılıyor. Hava sıcaklığının sıfırın altında 5 derece olduğu Atabuz Müzesi’nin salonunda Türkiye, bayrak, Atatürk ve Erzurum’da direnişin sembolü haline gelen Nene Hatun karakteri üzerinden üretilen eserlerin yanında, çocukların temas edebildiği, iletişim kurabildiği simgeler yer alıyor.
Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı’nın önderliğinde ve Kuzeydoğu Anadolu Kalkınma Ajansının (KUDAKA) desteğiyle Atabuz Müzesi kuruldu. Atabuz Müzesi Proje Yöneticisi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Bulat ve ekibi, müzenin açılışını geçen yıl 15 Temmuzda Maan- Ice’ sergisi ile yaptı.
“Şu an burada 15’in üzerinde eser var. Çocuklara yönelik at, kaplumbağa ve fil gibi çalışmalarımız var. Geçmiş köklerimize yönelik olarak Atatürk, Erzurum Kongresi, bayrak gibi figürler sergileniyor. Müzenin içerisi sıfırın altında olmak üzere 5 ile 10 arası bir sıcaklığa sahip. Sergiyi gezmek için gelenlere dezenfekte edilmiş montlar veriyoruz. Kendi montlarıyla da içeri girebilirler. Ata Buz Müzesi yeni nesilde marka olma yolunda. 2017 EYOF oyunlarında buz ve kar sokağı yapıldı. Ortaya koyduğumuz çalışma sonrasında KUDAKA tarafından desteklenerek şu anki projemiz hayata geçti. Pandemi sonrasındaki süreçte uluslararası değişim ve sanatçılarla Erzurum kültür ve turizmini tüm dünyaya tanıtmak için projeler geliştiriyoruz.”
Heykel bölümünün Cumhuriyet ve Çocuk isimli karma sergisinde Seramik Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Caner Yedikardeş’in de Tuz buz isimli kişisel sergisi yer alacak. Atatürk Üniversitesi’nin ilk ve tek Buz Müzesi olarak Türkiye’ye kazandırdığı bu müzede, ilk kişisel sergisini açma fırsatı bulduğunu belirten Yedikardeş ise şunları söyledi:
“Sergide seramik ve buz gibi iki farklı malzemeyi bir araya getirdim. İki ay gibi oldukça uzun soluklu bir süreçti. Suyun her bir donma aşamasında buzu seramik parçalarla buluşturdum. Su donarken aynı zamanda seramik parçalarını bazen bütün halde, bazen de kırık olarak suyun içerisine yerleştirdim ve donmaya bıraktım. Bunlar takip gerektiren süreçler. Dondurmak bir hayli zaman aldı. Bu serginin teknik tarafının yanında kuramsal da bir yanı var. İnsanların anılarının, anlarının döngüsel gerçeklikle aslında bir sarmalı yaşadığını ve o tuz buz olma anının nesnelerle anlatımını içeriyor. O tuz buz olma anını ben dondurarak sergilemeye ve izleyiciye sunmaya çalıştım.”