Kırım Türklerinin millî lideri, Türk dünyasının yaşayan efsanesi, yaşamını vatan Kırım’a ve Kırım Tatarlarına adayan ülküsü yüksek, başı her koşulda dik bir dava adamı Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu… Sanki ne söylesem eksik kalacakmış gibi bir his bendeki… Kırım Tatarları ve Türk dünyasının birliği için böylesine önemli bir isim. Bana kalırsa O’nu anlamak için fikirleri ile eylemlerini yaşamak ve yaşatmak gerek. Ömrü uzun olsun!
Röportajda öncelikli gündemimiz, Ukrayna ve Rusya arasında bir süredir devam eden gerilim… Bölgede bir telaş, bundan sonra Kırım Türklerine ne olacak endişesi… Sayın Kırımoğlu’nun anlattıklarından içimi en acıtanı da: “Biz vatanımızı kaybettik, artık kaybedecek hiçbir şeyimiz kalmadı.” cümlesiydi.
Kökleri bin yıllara uzanan şerefli Türk ailesinin en önemli halkı Kırım Tatarları için tek bir yol var; o da var gücümüzle mücadele vererek Kırım’ı işgalden kurtarmak. Tanrı, kimseyi yurtsuz bırakmasın… Kırım Türklerini vatanına bağışlasın.
Yeliz Şenyerli: Türkiye’nin kuzey komşuları Ukrayna ve Rusya arasındaki gerilim, aylardır devam ediyor. Şu anda bölgede neler oluyor, iki ülke arasında son durum nedir?
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu: Kırım’da o kadar gerginlik yok; ama insanlarımızı ardı sıra hapse atıyorlar, evlerinde her gün aramalar yapıyorlar. Şimdi en önemlisi de Rusya ve Ukrayna arasında savaş olacak mı, olmayacak mı?
İstihbaratlara göre; yakın günlerde Ruslar, Ukrayna’ya girebilirler. Birkaç gün önce görüştüğümüzde savunma bakanımız bana: “Rusya’nın Ukrayna’yı tamamıyla işgal etmek için gücü yeterli değil.” demişti; ama şimdi bakıyorum da bu konuşmamızdan sonra Rusya, birçok askerini getirdi sınırımıza.
Ukrayna’yla Rusya’nın güçleri aynı değil. Diyelim ki Rusya’nın bir buçuk milyon askeri var ise bizim iki yüz kırk bin… Onların on iki bin tankı var ise bizim yalnız bin iki yüz; ama Ukrayna’nın stratejisi, mümkün olduğu kadar düşmana zarar vermek üzerine… Burada direnecekler, maalesef durum böyle.
Rusya’nın Kırım’ı işgalinden sonra epeyce Kırım Tatarı, Ukrayna’nın ana toprağına geçti. Aşağı yukarı otuz bin kadar Kırım Tatarı var şimdi Ukrayna’nın topraklarında. Yalnızca Kiev’de on bine yakın Kırım Tatarı var. Onların ailelerinin, akrabalarının büyük çoğunluğu Kırım’da. Onlar Kırım’a geri dönemiyorlar çünkü biliyorsunuz durumlarını, mecburi gittiler Kırım’dan.
Şimdi burada herkes, ne olacak diye telaş içerisinde… Bazıları, çocuklarını Ukrayna’nın Batı taraflarına göndermek istiyor, Lviv taraflarına. Kendileri tabii savaşmak için burada kalıyor. İşte böyle gergin bir durum.
“Savaş Çıkarsa Kriz, Yalnız Ukrayna İçin Olmayacak”
Yeliz Şenyerli: Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı, 3’üncü Dünya Savaşı’nın başlangıcı olabilir mi? Allah korusun, böyle bir durumda Ukrayna’nın ekonomik krize sürükleneceğini düşünüyor musunuz?
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu: Ukrayna, aslında şu an da ekonomik kriz içerisinde, burada durum çok iyi değil. Bölgede savaş tehlikesi olduğu için birçok yatırımcı parasını geri çekti. Verilen rakamlara göre; Rusya’dan on iki milyar dolar para geri çektiler… On iki milyar dolar, Ukrayna için büyük rakam.
Ayrıca savaş çıkarsa kriz, yalnız Ukrayna için olmayacak. Bizim zannettiğimize göre; Amerika ve İngiltere gibi Batılı ülkeler, Rusya’ya çok ciddi yaptırımlar uygulayacaklar. Söylediklerine göre; Rusya’nın ekonomisini berbat edecekler; ama ölüler çok olacak, bu üzücü.
Aldığımız malumatlara göre; Rusya’nın planı, beş yönden Ukrayna’ya girmek. Bu plana Kiev de dahil… Ukrayna halkını, mümkün olduğu kadar zor durumda bırakacaklar. Bugüne kadar başarılı olamadılar; ama yarın ne olacak, bilmiyoruz.
Yeliz Şenyerli: Üzülerek kuracağım bir cümle… Sizce Ukrayna, Rusya’nın yeni Afganistan’ı olur mu yoksa umut var mı olmalıyız?
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu: Ukrayna ve Rusya arasında elbet büyük farklar var; ama savaş olursa herkesin zararına olacak. Kaçan ve başka yerlerde saklanmayı isteyen insanlar da var evet; ama Ukrayna’daki birçok insan çok kararlı, savaşmaya hazırlar!
“Kırım Yarımadası, Tamamen Askeri Bir Üs Gibi Oldu”
Yeliz Şenyerli: Ukrayna’dan Avrupa’ya Polonya üzerinden sivil halkın kaçışı söz konusu mu? Türkiye’deki uzmanların yanı sıra pek çok stratejistin dediği gibi Rusya, ABD tarafından savaşa mı kışkırtılıyor?
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu: Aslında Rusya’yı kışkırtmak lazım değil. Kendisi 2014 yılında Donbass’a ve Donetsk’e askerleriyle girdi, toprağımız Kırım’ı işgal etti… Rusya, oradaki haydutlara silah veriyor, destek oluyor. Ayrıca Rusya’nın askerleri sınırlarımıza gelmeye devam ediyor.
Kırım Yarımadası, tamamen askeri bir üs gibi oldu. Bazıları, Rusya’nın Kırım’a seksen bine yakın asker getirdiğini söylüyor. O nedenle Rusya’nın Ukrayna’ya giriş yönlerinden biri Kırım tarafından. Biri Harkov, biri Belarusya biri de Mariupol… Rusya, Ukrayna’nın her tarafına askerini toplamış durumda.
“Putin’in Esas Çekincesi, Ukrayna’nın NATO’ya Girmesi”
Yeliz Şenyerli: Kırım Tatar Diasporası’nda: “Ukrayna ya da Rusya fark etmez, yeter ki artık bölgede barış sağlansın.” sesleri yükseliyor. Bu bağlamda Kırım’ın nüfus yapısı hakkında bilgi verir misiniz? Çünkü siz hemen hemen her konuşmanızda, Kırım’ın demografik yapısının zaman içinde değiştirildiğini anlatıyorsunuz. Diasporadaki bu seslerin kaynağı, sizce Kırım’ın mevcut nüfus yapısı mı?
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu: Rusya’nın işgalinin birinci gününden beri Kırım’ın demografik yapısını değiştirme hareketleri devam ediyor. Malumatlarımıza göre; 2014 yılından bugüne kadar aşağı yukarı otuz bin kadar Kırım Tatarını, vatanını terk etmeye mecbur ettiler ve bu durum hâlâ devam ediyor. Ayrıca hapse atmalar, ev aramaları, baskınlar, işkenceler, Kırım Tatarlarını korkutup onları vatanını terk etmeye mecbur etmek için. Aynı zamanda Rusya, Kırım topraklarına çok sayıda insanını getiriyor. Rusya’nın resmi rakamlarına göre; yarım milyona yakın; ama bizim tahminlerimize göre; en az bir buçuk milyon insanını getirdi Rusya Kırım’a. Sanki Rusya’nın toprağı yeteri kadar değilmiş gibi bizden çaldıkları tüm topraklara, kendi vatandaşlarını getiriyorlar. Onların mantığı böyle… Kırım’da büyük bir askeri üs yapıyor Rusya. O üssün etrafını da sadece Ruslara sadık olan insanlara vermek istiyor.
Kırım Tatarları, Rusya’nın işgali kabul etmiyorlar ve “siz buradan gideceksiniz, burası Ukrayna toprağıdır pozisyonunda” başından beri Ruslara direniyorlar. Bu nedenle Ruslar, bize düşman olarak bakıyorlar.
Kırım Tatarları arasında birkaç iş birlikçi var; ama onların da sayısı artmıyor, tam tersine azalıyor çünkü halk, onlara selam vermiyor ve onlarla bir araya gelmiyor.
Savaş başlarsa ne olacak diye büyük bir sakıncamız var çünkü böyle bir durumda Kırım Türklerine baskılar artacak…
Putin, Macron’la görüştükten sonra: “Siz diyorsunuz Kırım, Ukrayna’nın toprağı, biz diyoruz Rusya’nın toprağı. Putin’in esas çekincesi ise eğer Ukrayna, NATO’ya girecek olursa Ukrayna’nın Kırım’ı savaşla almaya çalışacak olması çünkü NATO’nun mutabakatına göre; savaş olursa NATO ülkeleri de bu savaşa katılacak. Onun için Rusya, biz Kırım’ı çaldık; ama siz geri almayacaksınız, bu konuda garanti istiyoruz mantığında.
“Müttefiklerimizin Arasında En Güvenilir Ülke Türkiye”
Yeliz Şenyerli: 21. yüzyıldayız. İnsanlığın geliştiği, medeniyetin ilerlediği bir çağ… Böyle bir dönemde bir ülkenin başka bir ülkeyi işgal etmesi, sizce de hayret verici ve çok acı değil mi? Bu süreçte Türk dünyasından yeterli desteği alabildiniz mi?
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu: Geçen yıllarda Merkel, Moskova’ya geldiği zaman Putin’e: “Siz 21’inci çağda değil de başka bir çağda yaşıyorsunuz. Başka bir ülkenin toprağını almak nasıl bir mantık?” demişti.
Türkiye, bu süreçte yanımızda. Kırım’ın Ukrayna’nın toprağı olduğunu, işgalini tanımayacağını ve Ukrayna’nın toprak bütünlüğünden yana olduğunu açıkladı. Pratik olarak da imkanlarına göre belli derecede destek veriyor.
Ukrayna’da Türkiye’ye karşı büyük bir sempati var. Siyasilerin söylediklerine göre; müttefiklerimizin arasında en güvenilir ülke Türkiye.
Yeliz Şenyerli: Rusya, Kırım’ı yasa dışı ilhak etti. Kırım Türklerinin haklarını ihlal etti. Bu süreçte Kırım Türklerinin yaşadıkları acıları dünya kamuoyuyla paylaşır mısınız?
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu: Ruslar, başında bizimle anlaşmaya çalıştılar. 2014 yılında Putin’in ricası ile kendisiyle telefon konuşmamız da oldu. Söylediğine göre; Rusya’nın içerisinde Kırım Tatarları çok mutlu olacaklar. Putin, bizden onun işgalini kabul etmemizi istedi. Kırım Tatarları, o günlerde: “Referandumunuzu tanımayacağız. İşgalcisiniz, toprağımızı terk edeceksiniz.” açıklamasını yapmışlardı. Bu açıklamayı Putin’e tekrarladım: “Eğer gerçekten Kırım Tatarlarına iyilik istiyorsanız, ilk önce askerlerinizi bizim toprağımızdan çıkarınız. Referandumunuzu burada hiç kimse tanımayacak.” dedim. Ondan sonra Putin, Kırım Tatarlarıyla anlaşamayacağını anladı ve insanlarımıza baskılar başladı. Kırım Tatarlarının evlerinde her gün arama yaptılar. Vatanından kaçırmak için birçok insanımızı hapse attılar. Böyle bir terör havası; ama milletimiz sağ olsun, direniyor.
“Rusya’nın Politikası, Açıktan Açığa Kırım Tatar Dilini Yok Etmek”
Yeliz Şenyerli: Kırım Tatar dili, maalesef yok olmaya doğru gidiyor… Geçmiş yıllarda TRT radyoları Kırım’a geldiğinde, yine Ukrayna’dan yayına bağlanmış: “Bir dil öldüğünde, bir millet ölür.” demiştiniz. Kırım Tatar dilinin Türkiye başta olmak üzere diaspora köylerinde yaşatılmasının yanı sıra varlığını devam ettirmesi için Türk dünyası hangi adımları atmalı?
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu: Rusya, daha önceleri Kırım Tatar dilinin Kırım Cumhuriyeti’nde resmi dil olacağına dair bir karar almıştı. Anayasalarında bu karar yazılıdır; ama pratik olarak yaptıkları tam tersi.
Kırım’ın işgalinden önce vatanımızda Kırım Tatar dilinde on beş okulumuz vardı. İşgalden sonra bu okulları kapatmadılar; ama ders programlarını değiştirdiler. Kırım Tatar dili, eğitimde sıfıra indi, Rusça yaygınlaştı.
Rusların kanunlarına göre; eğer yeterli sayıda dilekçe verilirse Rus okullarında Kırım Tatar dersleri açılabilir; ama pratikte mümkün değil. Bu konuda zorluk çıkarıyorlar.
Hiç unutmam; Kırım’ın bu Karasupazar şehrinde ana babalar Rus yetkililere: “Biz bu kadar imza topladık, niye Kırım Tatar dilinde sınıf açmıyorsunuz?” diyorlardı. Bir devlet adamı da gülerek: “On-on beş yıla Kırım Tatar dilinin ne olduğunu unutacaksınız.” diyordu. Rusya’nın politikası, açıktan açığa Kırım Tatar dilini yok etmek… Deklarasyonları ve kanunları kabul edilebilir; ama yaptıkları işler bambaşka.
Rusların Kırım Tatarlarına karşı propagandaları da birkaç kez yoğunlaştı. Niyetleri, orada bir terör havası yaratarak onların öz vatanlarını terk etmelerine yol açmak… Bizim halkımız için bu çok acı çünkü 1944 yılındaki sürgünden(soykırımdan) sonra hayatta kalan insanlar, vatanına dönmek için totaliter rejime karşı aşağı yukarı yarım yüzyıl mücadele verdiler. Şimdi ise Sovyet rejiminden daha beter bir rejim yüzünden yine topraklarını terk etmek zorunda kalıyorlar.
“Ruslar Kırım’dan Gitmezlerse Kırım Tatar Halkı ya Vatanını Terk Edip Gidecek ya Ruslaşacak ya da Yok Olacak”
Yeliz Şenyerli: Yaşamını vatan Kırım’a adayan bir lider olarak Kırım’a girememek nasıl bir duygu?
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu: Sürgünün ardından Kırım’a döndükten sonra kolay olmadı… Zaman içinde yavaş yavaş kendi millî kaynaklarımızı kurmaya başlamıştık; okullar, tiyatrolar açıyorduk ki Ruslar geldikten sonra yeniden sıfırdan başlamak zorunda kaldık.
Söylemek istediğim şu ki Kırım Tatar halkı için hiçbir perspektifim yok. Eğer Ruslar Kırım’dan gitmezlerse Kırım Tatar halkı, ya vatanını terk edip gidecek ya Ruslaşacak ya da yok olacak. O nedenle uluslararası toplantılarda: “Kırım Tatarlarının haklarını korumak için ne yapalım?” diye bana çok soruyorlar. Ben de diyorum ki: “Hiçbir şey yapamayacaksınız. Tek bir yol var; Kırım’ı işgalden kurtarmak… Kendi ülkesinde muhalefeti hapislere atan hatta öldüren bir devlet, bizim toprağımıza gelip de demokrasi kurmayacak. Böyle işgalci rejimler, sadece terörle reaksiyon alabilirler. Ancak insanları korkutarak iktidarda kalabilirler. Demokrasi olursa, onların izi bile kalmayacak.
Yeliz Şenyerli: Sayın Kırımoğlu, son cümleleriniz nelerdir?
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu: “Kırım Tatarları böyle bir durumda ne yapacaklar?” diye bana çok soruyorlar. Ben de diyorum ki: “Biz vatanımızı kaybettik, bizim artık kaybedecek hiçbir şeyimiz kalmadı.” Vatandan daha değerli şey yok. Onun için burada sonuna kadar işgalcilerle mücadele vereceğiz. Ruslar girerse, onlarla da savaşacağız!
Gazeteci Yeliz Şenyerli
Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı Tarih Kültür Dergisi Mart 2022 sayısı röportajı