Milli Eğitim Bakanı Selçuk, yüz yüze eğitimin 4 Ocak’ta başlayıp başlamayacağının sorulması üzerine, salgının bir düşüş eğilimine girdiğini ancak bunun yeterli olmadığını belirterek, “4 Ocak bizim için umut vadeden, iyimser bir tahmin. Biz son derece esnek bir yapıyla gitmeyi zaruri buluyoruz. Önümüzdeki süreçte de salgının seyri düştüğünde gerekeni yapacağız” açıklamasında bulundu.
Anadolu Ajansı 08.12.2020 – 23:15
MEB’den uzaktan eğitim açıklaması (Uzaktan eğitim ne zaman bitecek?)
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, yüz yüze eğitime ilişkin, “4 Ocak bizim için umut vadeden, iyimser bir tahmin. Sonrasında ara tatil dönemi geliyor, sonrasında ikinci dönem gelecek. Bunların hepsini, her şekilde değişikliği dikkate alarak düşünüyoruz” dedi.
Selçuk, AHaber canlı yayınında, açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
2019 Uluslararası Matematik ve Fen Eğilimleri Araştırması (TIMSS) Türkiye sonuçlarına değinen Bakan Selçuk, TIMSS’in müfredat, matematik ve fen ağırlıklı yaklaşım sergilediğini anlattı.
Türkiye’nin, matematik ve fen alanında, TIMSS uygulamalarında sabit başarı ölçüsü olarak kabul edilen ölçek orta noktasının, 500 puanın üzerine ilk kez çıktığına işaret eden Selçuk, bu sonucu “sıçrama” olarak nitelendirdi.
Sonuçlarla ilgili tahmin yaptığında birçok kişinin “olmaz öyle bir şey” dediğini aktaran Selçuk, bu sonuca ulaşmanın kendilerini mutlu ettiğini dile getirdi, emeği geçenlere teşekkür etti. Bakan Ziya Selçuk, şöyle konuştu:
“Türkiye’nin eğitim sisteminin uluslararası düzeyde ivme kazanmış olması mutluluk verici durum. Türkiye eğer azmederse daha iyisine muktedirdir, daha iyisi de olacak. Bununla ilgili çalışmaları sistematik biçimde yürütüyoruz. Bizim 4. sınıfta fen alanına baktığımızda 2015’te 483 olan ortalama puanımız 43 puan artarak 526’ya çıkıyor. Ciddi bir artış bu. Bunu geçtiğimiz yıllarla ve başka ülkelerin yükseliş sıralamasıyla karşılaştırdığımızda, ne kadar büyük sıçrama olduğu görülecek. 47 ülke arasında 35’inci sıradayken 2019 yılında 58 ülke arasında 19’uncu sıraya yükseliyoruz. Bu ciddi yükseliş. Bunu sürdürülebilir kılmak için ciddi çalışmalara ihtiyaç var.”
Okuduğunu anlamanın önemli olduğunun altını çizen Selçuk, okuduğunu anlama yetkinliğinin artırılmasının hedeflendiğini, Türkçede “dinleme, okuma, konuşma, yazma” alanlarındaki dört dil becerisine dayalı eğitim sisteminin alt yapısını kurduklarını kaydetti.
“SPESİFİK ÇALIŞMALAR YAPTIK”
“TIMSS sınavı nedir, neyi ölçer, bunun müfredattaki karşılığı nedir, ölçme değerlendirme mantalitesinin ne olduğuna” yönelik çok spesifik çalışmalar yaptıklarını belirten Selçuk, şunları söyledi:
“Bu araştırmanın örneklemini uluslararası kuruluş belirliyor. Örneklemi seçen de onlar. Onların belirli algoritmaları var. Bu çerçevede de bizim LGS’ye yönelik olarak, müfredata yönelik olarak akıl yürütmeyi öne çıkaran, eleştirel düşünme süreçlerini öne çıkaran, okuduğunu anlamayı öne çıkaran yaklaşımımız, öğretmenlere yönelik salgın döneminde uzaktan eğitimle yaptığımız çalışmalar, EBA’da yaptığımız çalışmalar, soru destek paketleri, bütün bunlar adım adım iyileştirmeyi sağlıyor.”
Milli Eğitim Bakanlığının raporlarında eğitimdeki eksikliklere de yer verildiğini belirten Selçuk, “Tabii ki var eksiğimiz, tabii ki daha çok çalışmamız lazım. Ama elbette iyiye iyi, olumsuza olumsuz demek, gelişmeye açık yönlerimizi de konuşmak zorundayız. Ama her şeye kötü denilirse, umudu tamamen yitirirsek o zaman yol alamayız.” değerlendirmesinde bulundu.
“KIRK KERE ÖLÇÜP, BİR KERE BİÇİYORUZ”
LGS ve YKS sınavlarında tüm müfredattan sorumlu olup olunmayacağına ilişkin soru üzerine Selçuk, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biz makro politikalara baktığımızda sadece bugüne bakarak kararlar alamayız. Bu kararları alırken, bizim büyük bir bilimsel heyetimiz var. Ayrıca il müdürlerimiz ve Milli Eğitim Bakanlığımızda çalışan öğretmenlerimizin görüşleri var. Kırk kere ölçüp, bir kere biçiyoruz. Eğitim sisteminin uzun vadeli, orta vadeli hedeflerini dikkate alarak kararlar veriyorlar. Biz bunu şahsi olarak masa başında veremeyiz. Yetkimiz olsa bile hakkımız yok. Çünkü bu milletin geleceği ile ilgili bir konu.”
Selçuk, salgın döneminde yapılacak sınavlarla ilgili farklı yaklaşım sergileyeceklerine dikkati çekerek, şöyle devam etti:
“Son sınıfta üniversite sınavına girecek çocuklar, zaten hep rapor alıp evde kalmayı tercih eden çocuklarımızdı. Ama bu sene öğretmenlerle buluşma konusunda biraz sıkıntımız var. Kaynak konusunda akademik destek yazılımı ile ve televizyonlardaki hafta sonundaki konu anlatımları, soru çözümleri her konu işleniyor televizyonda. Orada işlenmeyen hiçbir konu yok ki sınavda sorulacak olsun. Biz önümüzdeki süreci de bilmiyoruz. Ocakta, martta, nisanda ne olacak? Biz mevcut duruma göre heyetimizle karar bir aldık. Bu karar orta vadede, uzun vadede Türk eğitim sisteminin büyük bir soruna girmesini engellemeyi planlayan bir şey bu. Şu anda tüm müfredattan sorumluyuz ama olağanüstü durumlar olur, başka süreçler yaşanır… Biz her zaman olduğu gibi esnek davranmak durumundayız.”
YÜZ YÜZE EĞİTİM
Bakan Selçuk, yeni tip corona virüs (Covid-19) nedeniyle ertelenen yüz yüze eğitimin 4 Ocak’ta başlayıp başlamayacağının sorulması üzerine, salgının bir düşüş eğilimine girdiğini, bunun yeterli olmadığını söyledi.
Salgının durumunu her gün takip ettiklerini ifade eden Selçuk, tüm öğrenci, öğretmen ve ailelerinin temaslı ya da pozitif durumlarını günlük izlediklerini anlattı.
Selçuk, Sağlık Bakanlığı ve Koronavirüs Bilim Kuruluyla istişarelerde bulunduklarını, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’yla da bugün bir görüşme yaptığını belirtti.
Aşı değişkeninin, salgının seyrindeki düşmenin, umut verici olduğuna işaret eden Selçuk, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki tüm kabine toplantılarında da konunun ele alındığını bildirdi.
Bakan Selçuk, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
“4 Ocak bizim için umut vadeden, iyimser bir tahmin. Sonrasında ara tatil dönemi geliyor, sonrasında ikinci dönem gelecek. Bunların hepsini, her şekilde değişikliği dikkate alarak düşünüyoruz. Tarihlerde değişiklik yapmak, açılışta, kapanışta, tatillerde vesaire. Biz son derece esnek bir yapıyla gitmeyi zaruri buluyoruz. Önümüzdeki süreçte de salgının seyri düştüğünde gerekeni yapacağız.”
RİSKİ GÖRDÜĞÜM ANDA FRENİ YAPIYORUM”
“Yarın okul açılsın denirse, biz her şeye hazırız.” diyen Selçuk, sürecin öğretmen ve öğrencileri riske atacak durumu beraberinde getirmemesi gerektiğine dikkati çekti. Ziya Selçuk, şunları kaydetti:
“Risk varsa biz orada yokuz, geri duruyoruz. Çözüm varsa hemen ileri atılıyoruz, asla geri durmuyoruz. Sistemi çok daha iyi yürütebilelim diye yüz yüze eğitime geçmeyi arzu ediyoruz ama ne kadar isteğim, arzum olursa olsun riski gördüğüm anda da en yüksek seviyede freni ben yapıyorum. Bu konularda bilim insanlarıyla sürekli istişaredeyim.”