Uygulanan politikalara bakıldığında, siyaset kimliksizleştirildi. İnsanlar Bir birine düşmanlaştırıldı. Görsel ve yazılı basına düşen haberler, hepimizi rahatsız ediyor.
Hukuki ve adli kurumsal yapıların yeniden elden geçirilmesi gerekir.
Ancak, siz hala iç politikada, dış politikada ABD’nin, İngiltere’nin politikalarını devam ettirmek için çırpınıyorsan, kurumsal alt yapılarda çöküşe neden oluyor.
Hal böyle olunca insanlar kendilerini güvene alabilmek için cemaatlere başvuruyorlar. Ama buralardaki ahlaki çöküntü var iken, Türk gençliği nasıl yetişecek.
Son günlerde yine siyasilere yönelik saldırılar attı. Bunlar devam edecek. Kimsenin kuşkusu olmasın, siyasi zihniyetin yansıması. Neden devam edecek? Çünkü yıllardan beri şehirlere akan bir göç var. Köylerden şehirlere akan bir göç var. Bir de yıllardan beri dışarıdan gelen göç var. Bu gelen göçler şehirleşemedi. Semtlere giren insanlar, işsiz kaldıkça iktidarın kucağına düşüyorlar. Bunlar derebeyleri gibi.. Bunları kullanıyorlar.
İktidarın isteği de budur. Bu nedenle saldırılar devam edecek, seçimi gidilmesi istenmiyor.
İktidar yanlılarının oluşturduğu bu derebeyi zincirini yıkmak isteyen siyasilere karşı da kullanılabilen birer militan olarak ortaya çıkıyorlar. Uygulanan politika tüketim politikası. Gençlerin telefonlarına bakınca en üst model. Ancak ceplerinde para yok. Açlar. İşsizler. Uygulanan ekonomik politika sizi tutsak almış.
İnsanlar memur zihniyetine yönelik eğitim politikası izliyorlar. Bu tutsaklıktır…
Bu tutsaklık, kendisini bazı yerlerde göstermektedir. 1980’li yıllarda Türk gençliği ABD solculuğu, ABD Müslümanlığı, dinciliği ile karşı karşıya geldiler. Gençler hala bunu kaybetmiş değiller. Dini kullanan zevat ABD’nin tutsağı olmuş durumda. Bunu Afganistan’da da görüyorsunuz.
Türkiye yıllardır ABD istemediği için Kandil’e giremedi. ABD, İngiltere istemez ise Türkiye bugün, Suriye’ye, Irak’a giremez. Afrin’de bir adım ilerleyemez. İdlib’e giremez. Bugün bunu göröyoruz.
Türkiye bundan kurtulmak zorunda, bunun için erken seçim şart..