Avukat Figen Çalıkuşu, hukukçu gözüyle yeni anayasa ve laiklik tartışmasını değerlendirerek, “Kutsallık gibi elverişli bir maymuncukla bizlere dayatılan zehirli bir iklim var. İnsanlar işsizlikle uğraşırken bu dertlere hep birlikte çözüp bulmak yerine bu kutsallar üzerinde karşı karşıya getiriliyor ve kutuplaştırılıyor” dedi.
Ayasofya imamı Prof. Mehmet Boynukalın‘ın “Anayasa’ya ‘devletin dini İslam’ yazılsın” sözleri, laikliği yeniden tartışmaya açtı. Avukat Figen Çalıkuşu, hukukçu gözüyle yeni anayasa ve laiklik tartışmasını RS FM’de Atilla Güner’le Akşam Postası’na değerlendirdi.
Avukat Çalıkuşu’nun açıklamalarından satır başları şöyle:
- “2010’da mevcut iktidar yeni bir anayasa paketiyle gelmişti, referanduma sunuldu ve burada da ‘amaç daha çok demokrasi’ ve ‘yeni bir Türkiye’ sloganı vardı. Şuan 2021 yılındayız. Her geçen gün ivmesini arttıran temel hak ve özgürlüklerimizin aleyhine artan baskı ve hukuksuzluk ortamı var. Kutsallık gibi elverişli bir maymuncukla bizlere dayatılan zehirli bir iklim var. Çok ciddi yakıcı sorunlarımız. Hangi görüşten olursa olsun işsizlik gibi ciddi bir sorunla karşı karşıyayız. İnsanlar böylesine dertlerle uğraşıp, bu dertlere hep birlikte çözüp bulmak yerine bu kutsallar üzerinde karşı karşıya getiriliyor ve kutuplaştırılıyor. Hepsini dahil etmeden söylemek gerekirse utanma duygusunu yitirmiş yargı mensupları tarafından varlık sebepleri olan hukuk paramparça ediliyor. Anayasa Mahkemesi’nin vermiş olduğu kararlar yok sanılıyor, direniliyor bu kararlara. Cumhurbaşkanlığı hukuk işlerinden sorumlu başdanışman bu mahkemeleri cesaretlendirecek şekilde kanal kanal geziyor, yazılar yazıyor, Anayasa Mahkemesi kararlarına uyulamayacağını söylüyor.
‘Bir hukukçu olarak utanıyorum’
- Diyor ki; mahkemeler yeniden yargılama yapar, diledikleri kararı verir. Burada atıf yaptığı kanun hukuk usulü ve ceza usulü. Hukuk ve ceza da hakimler yeniden yargılama yaparlar yeni bir delil bulduklarında ve diledikleri kararı verirler ama Anayasa Mahkemesi bir karar verdiğinde yapılacak yeniden yargılamada hakimin yapacağı tek iş vardır, saptanan ihlalin tüm hükümleriyle kaldıracak şekilde yeni bir yargılama yapar. Ben bir hukukçu olarak bundan utanıyorum. Hukuk işlerinden sorumlu bir başdanışmanın topluma böylesine bir yanlış bilgi vermesini ki bilerek yapıyorsa daha vahim bilmeyerek yapıyorsa o ayrı bir skandal.
‘İktidarın AB ile aşkı bitti’
- Geldiğiniz bu noktada AKP’nin AB ile aşkı bitti, bunu kabul etmemiz lazım ama halkın yüzde 53.7’si AB taraftarı ve devam etmemizi istiyor bu yolculukta. Boğaziçi Üniversitesi’nde protestolar sonucu anayasa haklarını kullanan gençler ne durumda? Sosyal medyada paylaşım yapan insanlar gözaltına alınıp tutuklanıyorlar. AB ile hareket edeceği inancıyla kapatılmayan ve 2010 yılında daha fazla demokrasi, daha fazla özgürlük ve yeni bir Türkiye sloganıyla ortaya çıkan AKP, ve 2021’de geldiğimiz nokta. Hem de tam da bu noktada anayasa değişikliğinden söz ederken 1921 Anayasasını ruhuna referans yapmak bütün bu süreci birlikte değerlendirdiğinizde çok ciddi şüphe uyandırıyor, ciddi kuşkulara sebep oluyor. Bugünkü gazete manşetlerinde vardı grup başkan vekili, ‘kuruluş anayasası yapalım’ diyor. Bunların hepsi bize soru işareti olur. Neden daha fazla demokrasiyi tarif eden, Anayasayı korumayı güvence altına alan, yargı bağımsızlığını sağlayan bir anayasadan söz etmiyoruz da 1921 koşulları itibariyle henüz içerisinde laikliği barındırmayan, devletin dini İslam’dır diyen kuvvetler birliğini tarifleyen bir anayasaya referans yapıyoruz?”