Tek adam rejiminin Türkiye’yi yönetemediği su götürmez bir gerçek. Bu süreçte TBMM’ye büyük görev düşüyor. Parti gözetmeksizin dürüst, namuslu, vatanperver vekillerin bir araya gelerek Türkiye’nin dış politikada atması gereken adımları süratli bir şekilde Meclis gündemine taşımaları gerekir.
Peki öncelikli olarak hangi adımlar atılmalı?
SURİYE’DE MEŞRU HÜKÜMETLE BİR ARAYA GELİNMELİ
Suriye’nin kuzeyi Türkiye için kritik ve aciliyet arz eden bir öneme sahip. İdlib, Türkiye için kilit bir yer olarak öne çıkıyor. Türkiye İdlib’e hâkim olmak zorunda. İdlib’e hâkim olunmadan Fırat’ın batısında hâkimiyet mümkün değildir. Fırat’ın doğusunda ise Suriye’deki meşru hükümet bölgedeki yerel unsurlara arka çıkarak YPG/PKK’ye karşı harekât başlatmak üzere. Eğer Türkiye ağır kalır, rejim yerine bölgedeki yerel unsurlarla hareket ederse büyük nüfuz kaybeder. Türkiye meşru hükümetle bir araya gelerek Fırat’ın doğusundaki YPG/PKK unsurlarını ortadan kaldırarak terör kuşağını yok edebilir. Türkiye bunu başarabilirse emperyal oyunları bozguna uğratacaktır.
‘ULUSAL SİYASET BELGESİ’
Türkiye, Doğu Akdeniz havzasını, Ege’yi, Kafkas havzasını, Musul-Kerkük’ü, Suriye’nin kuzeyini, Libya’yı, Batı Trakya’yı, Türk cumhuriyetlerini içine alan sosyoekonomik sınırlarını tayin eden bir “ulusal siyaset belgesi”ni tüm dünyaya ilan etmelidir. Bu adım, Türkiye’nin dış politikadaki 100 yıllık kazanımlarını korumaktaki kararlılığını gösterecektir. İlan edilecek sınırlar askeri olmayıp bölgede ve havzada, tarım ve hayvancılıktan endüstriyel yatırımlara kadar her türlü kalkınma, güvenlik, huzur, kültürel gelişimi tesis edecek sosyoekonomik sınırlar olacaktır.
ABD VE RUSYA’YA GÖRE HAREKET EDİLMEMELİ
Türkiye’nin ABD veya Rusya’dan medet umarak hareket etmek yerine Suriye’deki meşru yönetim ile doğrudan masaya oturarak bu sorunu kökten halletmesi gerektiği açıktır. Böylelikle hem göçmen sorununu bir nebze olsun çözüme ulaştırmış hem de askeri kapasitenizi diğer bölgelere kaydırarak stratejik hareket kabiliyeti kazanmış olursunuz. Bugün sözde NATO müttefikleri ABD ve Fransa Yunanistan’a silah ve mühimmat desteğinin yanı sıra Türkiye’ye karşı düşmanca anlaşmalar yapıyor, Suriye’de emperyalist güçler Türkiye’ye karşı tutum alıyor, İran Kasrı Şirin’i yok saymaya cüret ediyorsa bunun nedeni Türkiye’nin politika üretememesidir. Türkiye bunu karşılıksız bırakamaz!
ATILAN HER ADIMIN BEDELİ VAR
Dış politikadaki hamleler saman alevi misali yanıp sönemez, bu mecrada attığınız her adımın bir kazancı ve bedeli vardır.
Türkiye’nin Sevr’i yırtıp atarak Lozan’la elde ettiği kazanımların 100 yıl sonra elinden alınmak istenmesine karşılık vermesi tarihsel bir yükümlülüktür. Mustafa Kemal Atatürk’ün, Cumhuriyetin ilk yıllarında uyguladığı dış politika Türkiye’nin kazanımlarının teminatıdır ve bugün halen geçerlidir. Siyasetçilere düşen görev TBMM’yi göreve çağırarak Türkiye’nin dış politikada milli menfaatlerimize uygun adım atmasını sağlamaktır.