DEVA Partisi lideri Babacan, Merkez Bankası’nın yaptığı faiz artırımının Erdoğan’ın bilgisi dahilinde olduğunu söyleyerek, “Dünya eksi faizle devam ederken, Türkiye’deki yüzde 17’lik faizi nasıl açıklanacak” dedi.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Merkez Bankası’nın faiz artırımının Erdoğan’ın bilgi ve izni dahilinde olduğunu dile getirerek, “Bir şeylere boyun eğerek yapıyorlarsa, bunu neden yaptıklarını açıklamak zorundalar” dedi.
Asgari ücretin gerçek enflasyon ve bir parça refah payı ile artırılması gerektiğini ifade eden Babacan, şunları söyledi:
Popülist liderlerin olduğu ülkelerde koronavirüs süreci kötü yönetildi. ABD bunlardan biri. İngiltere’de de işte görüyorsunuz. Popülist liderler vatandaşların sorununu çözemediği için tiyatroyla bu işi götürmeye çalışıyorlar. Vatandaşları yanıltıyorlar. İnsanlar oy verdikleri kişilerin söylediklerine inanma eğiliminde. Ama o kişiler süreci yönetemeyince de ortaya felaket çıkıyor. Dolayısıyla siyaset bu süreçleri çok etkiliyor.
“DÖVİZ REZERVLERİ SATILA SATILA BU HALE GELDİ”
Para politikası yanlış bir yerde durduğu için döviz rezervleri satıla satıla bu hale geldi. Yabancı yatırımcılar ucuz fiyattan dolar aldı ve gitti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘döviz bozdurun’ çağrısına uyanlar zarar etti. 6 Kasım’da bütün ekonomi yönetimini değiştirdiler. Akraba bakan kayıp.
Devlet döviz satışlarını örtülü yapıyor. O yüzden tam rakam bilinmiyor. Nasıl oldu da 3 tane Merkez Bankası değiştirdikten sonra faizler iki katına çıktı. Dünya eksi faizle devam ederken, Türkiye’deki yüzde 17’lik faizi nasıl açıklanacak.
“HER ŞEY ERDOĞAN’IN BİLGİSİ DAHİLİNDE”
(Faiz lobisi hakkında) Ne olduğu bilinmeyen kavramlar uydurup, işini sürdürmeye çalışmaktır.
Sanki faiz artırımına Cumhurbaşkanı Erdoğan yapmıyormuş gibi bir izlenim oluşturuyor. Ama bunların hepsi bilgi ve izni dahilinde.
Ben 13 yıl hükümette bulundum, ağzımdan faiz lobisi lafı çıkmamıştır. Bir şeylere boyun eğerek yapıyorlarsa, bunu neden yaptıklarını açıklamak zorundalar. Demokrasi her zaman şeffaf ve hesap verebilir bir yönetim demek.
“ASGARİ ÜCRET GERÇEK ENFLASYONA GÖRE ARTIRILMALI”
Asgari ücret gerçek enflasyon ve bir parça refah payı ile artırılmalı. Yalnız devletin açıkladığı uydurma enflasyon değil.
İşsizlik ve hayat pahalılığı halkın en çok karşılaştığımız sorunları. Özgürlük ve ifade özgürlüğünün kısıtlanması da sahada en çok karşılaştığımız sorunlardan.
“TÜRKİYE’DE HUKUK DEVLETİNDEN BAHSETMEK MÜMKÜN DEĞİL”
Türkiye’de artık hukuk devletinden bahsetmek mümkün değil. Türkiye’de hükümetin yapmayacağı bir şey varsa o da hukuk reformudur. Türkiye’de yargının bağımsız olması gerektiğine inan bi yönetim yok. Ekonomi tarafındaki bütün birimler talimatla yönetiliyor, bağımsızlığını kaybetti. Hiç kimse boşuna beklemesin, bunlar olmayacak. Zaten o yüzden biz DEVA partisini kurduk. Hem sistemi düzeltmek hem de zihniyeti topyekün değiştirmek gerekiyor. Bu da anca iktidar değişikliği ile mümkün.
“TUTUKSUZ YARGILANMA ESAS OLMALI”
Gezi davasına dahilim yok. Türkiye’de habire cezaevi inşa ediliyor. Tutukluluk süresi artık cezasına dönüşmüş durumda. Tutuksuz yargılanma esas olmalı.
Siyasi partiyi kapatma kararını Sayın Bahçeli mi verecek? Bir siyasi parti kapatılacaksa bunun kararını tarafsız bir yargı verir. İşinize gelmediğinde parti kapatılması yanlış deyin, işinize gelince yargıya talimat verircesine ifadeler kullanın. Ben soruyorum Bahçeli’ye; bugüne kadar Türkiye’nin hangi sorununu çözdünüz? 2001 krizinde de hükümet ortağıydınız. Bu ülkenin en büyük düşmanı, yoksulluk, pandemi, işssizlik. Erdoğan her konuşmasında hamaset yapıyor. Her konuşmasında düşman var her konuşmasında hakaret var.
“TÜRKİYE F-35 PROJESİNDEN KOVULMUŞ DURUMDA”
Türkiye şuan F-35 projesinden kovulmuş durumda. Hem milyarlarca dolar kaybettik, hem F-35’leri kaybettik. S-400’lerin kapağını açmaya kalkınca da yaptırımlar geldik. Yaptırımlarla en önemli savunma sanayii parçalarını üretemez hale geldi.
Patriot füze sistemleri önemli. ABD kongresi bu silahların satılmasını önledi. ABD kongresinin büyük hatası var ama bir yanlış başka bir yanlışla düzeltilmez. Ama buna kızıp da uyum sorunu olana bir sisteme milyarlaca dolara para yatırıp, savunma sanayiine darbe vuracak bir adım atması da yanlış.
Hakkınızı diplomasi ve hukukla korursunuz. Dış ilişkilerde en kötü yalnız kalmak. Dünyada öylesine istenmeyen bir hale geldik ki hiç olmadık ülkeler bize karşı bir araya gelmeye başladı. Kim derdi İsrail’le Körfez ülkeleri bir araya gelsin.
Başarılı diplomatlar devre dışı kaldı. Şu anda Ankara’dan gelen saçma sapan talimatları uygulamak zorunda kalan diplomatlarımız var.