TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanı ve AK Parti Bursa Milletvekili Hakan Çavuşoğlu, bir cezaevinde çıplak arama yapıldığı iddialarına ilişkin, “Bu doğru değil. Çünkü bu konuda Uşak Emniyet Müdürlüğü’nün nezarethaneyi ele alan kamera görüntüleri var, işlemler savcılık denetiminde ve gözetiminde yapılıyor” dedi.
İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanı Çavuşoğlu, Uşak’taki cezaevinde çıplak arama yapıldığı iddialarına cevap verdi. Çavuşoğlu, “Bu doğru değil, gerçek dışı, kesinlikle yalan. 31 Ağustos günü, daha öncesinde dokuz aylık bir takip neticesinde Uşak Üniversitesi’nde bir kısım öğrencilerin FETÖ’nün yeniden yapılanma sürecinde bir kısım eylem ve faaliyetler içinde bulunduğu tespit ediliyor. Alınan operasyon kararı çerçevesinde 26 genç kadın gözaltına alınıyor. Dile getirilen konu gözaltında çıplak aramaya maruz kaldıklarıyla ilgili konu. Bu doğru değil. Çünkü bu konuda Uşak Emniyet Müdürlüğü’nün nezarethaneyi ele alan kamera görüntüleri var, işlemler savcılık denetiminde ve gözetiminde yapılıyor. Gerek sorgu öncesi, gerek sorgu sırasında avukatları marifetiyle görüşme sağlanıyor. Olayın üzerinden dört ay geçti. 4 Eylül’de buradaki gözaltına alınan şüpheliler mahkemeye, adliyeye sevk edildi, tutuklandı, bir kısmı da serbest bırakıldı. Bizim yapmış olduğumuz görüşmeler ve araştırmalar neticesinde 4 Eylül’den bugüne kadar ne avukatlarının ne de böyle bir duruma düçar olduklarını söyleyen kadınların herhangi bir şikayeti ifadesi söz konusu değil. Son günlerde bunun bir kampanya olarak yürütülmesini maksatlı olarak düşünüyorum. Bunun üzerinden Türkiye’de yaşananlarla ilgili dış dünyada ve dış dünyadaki kamuoyunda bir algı projesi olduğunu düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
Cezaevlerinde işkence, çıplak arama yapılıp yapılmadığı sorusu üzerine Çavuşoğlu, “Türkiye’de insan hakları ve demokratikleşme konusunda paradigma değişti. Özellikle 2002’den itibaren AK Parti iktidarlarıyla paradigma değişti. 1990’lı yıllarda kamuoyunun gözüne yansıyan, ekranlardan gözümüze akan görüntülerin kalmadığını hepimiz biliyoruz. Bu dönemde özellikle işkenceye ‘sıfır tolerans’ gösterilmesi hususu benimsenmiş oldu. İşkence ve insanlığa karşı suçlarda zaman aşımı kaldırıldı. 2004’te Anayasa’nın 90. maddesinde değişiklik yapılarak insan haklarını düzenleyen uluslararası sözleşmeler ile yerel mevzuatımız arasında bir çatışma, çelişki olursa insan hakları lehine olan uluslararası sözleşmenin uygulanması gerektiği uygulayıcılara belirtilmiş oldu” şeklinde konuştu.
İnsanlık onuruna ve haysiyetine halel getirecek davranışların kırmızı çizgileri olduğunu belirten Çavuşoğlu, “Cezaevinde aramalar kanunun emredici hükmü gereğince rutin aramalardır. Ayda bir cezaevi kurumunda, eklentilerinde aramalar yapılır, bunlar haber verilmeden eşyalar aranır. Daha hassas aramalar da yapılır. Cezaevi güvenliği, yaşamını, sağlığını korumak açısından bazı madde ve eşyaların cezaevine sokulması yasaklanmıştır. Cezaevine bulundurulması, sokulması yasaklanan eşyalar veya maddeler sokulduğuna ilişkin emare, şüphe varsa, bu takdirde daha hassas arama yapılır. Bu arama sadece Türkiye’ye matuf bir arama değildir. İngiltere’de de, Amerika Birleşik Devletleri’nde de, Hollanda’da da bu tür hassas aramalar yapılır. Cezaevine sokulması yasak olan eşyanın, kesici veya delici maddenin, uyuşturucunun sokulmasına mani olmak için ayrı bir yerde, kimsenin göremeyeceği bir yerde, bu noktada tutuklu veya hükümlünün tamamen çıplak kalacak şekilde değil, bunun tedbirleri alınacak şekilde hassas arama yapılır. Bedene dokunulmamasına özen gösterilir. Vücut boşluklarına bırakılan eşyaların cezaevlerine alınarak, cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlülerin yaşamına, sağlığına halel gelmesin. Türkiye’de bu konuda yapılan aramalardan sonra elde edilen kesici ve delici aletler, iletişim araçları, uyuşturucu, sim kartlar, örgütsel talimatları içeren kimi dokümanların bu surette sokulmaya çalışıldığı görülmüştür. Burada amaç cezaevindeki tutuklu ve hükümlülerin özellikle güvenliğini, sağlığını korumaya matuf bir amaçtır” dedi.