İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Pelikan örgütüne dikkat çekerek, “FETÖ’nün yerini PEKÖ’ler alacak” dedi. Akşener ayrıca Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın TBMM’deki üslubuna değinerek, “Sayın Fuat Oktay’ı en azından feraset sahibi zannederdim. İnanılmaz çirkin, hakaretamiz konuşmalar yaptı” dedi. Meral Akşener, Alaattin Çakıcı ile ilgili, “Dava arkadaşım falan değildir. Öyle bir şey olabilir mi?” diye konuştu.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Halk TV’de Özlem Gürses’in konuğu oldu. Siyasetteki üsluba dikkat çeken Akşener, “Bu kadar gergin bir dönem olmamıştı siyasette. 28 Şubat döneminde bile, bu derece hakaretlerin havada uçuştuğu, aileler, bedenler üzerinden insanların birbirine sövdüğü bir dönem yaşamadım ben” dedi. Siyasetteki zerafetin kaybolduğunu ifade eden Akşener, “Gencecik bir kadın olarak siyasete başladım. Bedenim üzerinden, kadın kimliğim üzerinden hiç hakarete uğramadım” diye konuştu.
DİKTATÖR ÇIKIŞI
Pelikan örgütünün iktidar üzerindeki ve Türkiye’deki siyasi gelişmelerdeki rolüne değinen Meral Akşeşer, “FETÖ’nün yerini PEKÖ’ler alacak. Eğer tek adam rejimini kurmak için elinizden ne geliyorsa yapıyorsanız, her grupla da el sıkışmışsanız bu sonuçla karşılaşırsınız. Saraylarda oturmaya çalışıyorlar. Sağ diktatörlerin hayat tarzını benimsiyorlar. Ayrı bir hayat tarzı yaratıyorlar” uyarısında bulundu.
FUAT OKTAY’IN ÜSLUBUNA TEPKİ
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın konuşmalarında takındığı üslubu “korkunç” olarak niteleyen Akşener, şu ifadelerle tepki gösterdi:
“Bugün AK Parti’nin bir genel başkan yardımcısına, Saray’ın şube müdürü, atanmış bir şahıs hakaret edebiliyor. Amiyane tabirle fırça atabiliyor. Bütçeyi dikkatle izledim ben. Korkunçtu. Atanmış insanlar, canları bir kararnameye bağlı bu insanlar milletvekillerine hakaret ettiler. Sayın Fuat Oktay’ı en azından feraset sahibi zannederdim. İnanılmaz çirkin, hakaretamiz konuşmalar yaptı. Her çıkan atanmış bakan milletvekillerine yalancı dedi. Ağza alınmayacak sözler söylendi. Veyasetten bahsedilirken geçmişte. Partili cumhurbaşkanlığı sistemiyle Meclis’te atanmışların seçilmişlere hakaretini gördük. Vesayetin yanına bir de hakareti koydu arkadaşlar.”
Akşener’in açıklamalarından öne çıkan satır başları;
“BU ARKADAŞLAR GELDİĞİ ZAMAN 6 DOLAR MİLYARDERİMİZ VARDI, ŞİMDİ DOLAR MİLYARDERİMİZ VAR”
22 milyon insanın yardım almasına biz kesinlikle itiraz etmiyoruz ama bir tarafı ile bu insanların çocuklarının da iş bulması gerekiyor. Evlerde hiç değilse en az bir kişinin eve maaş getiriyor olmasını sağlaması gerekiyor devletin. Bu arkadaşlar geldiği zaman 6 dolar milyarderimiz vardı, şu anda 33 dolar milyarderimiz var. 22 milyon da yardım ile yaşayan insanımız var. Her 3 üniversite mezunu gencimizden biri işsiz.
Enflasyon yüzde 14 açıklandı. Gıda enflasyonu yüzde 24-25’lerde. Biz her hafta bir araştırma yapıyoruz. Her hafta aynı marketten alışveriş yapılıyor ve her hafta zamları görüyoruz. Ayda bir kontrol yaptığımız zaman yüzde 24-25 gıda enflasyonu oluştuğunu gördük.
Biz enflasyonu hesaplarken, zam vermek için asgari ücretli için hesap yaparken bir endeks var. O dar gelirlinin satın almadığı ne varsa o var. Biz diyoruz ki yoksul insanların satın aldıklarına dair ürünleri koyun. Onlar bunu yapmadığı için biz de kendimi yapıyoruz. Sayın Erdoğan’ın Saray’a harcanacak bütçe ile ilgili 30 milyar TL fark konuldu. Günahtır.
“TEK ADAMLIK İÇİN HERKESLE EL SIKIŞABİLİYOR”
Bir sıkıntı söz konusu olduğunda demokrasiyi genişletmek, arızaları gidermek yerine yargıyı siyasallaştırma gibi yeni bir yol tuttular. 2010 referandumu ile ilgili Sayın Erdoğan ve yanındaki Mehmet Ali Şahin’e yapmayın diye uyardım. 2010’daki yargı değişiklikleri olmasaydı, 15 Temmuz da olmazdı.
Sayın Erdoğan’ın en başından beri hedefi tek adamlıktır. Herkes ile el sıkışabiliyor, o zaman da FETÖ ile el sıkıştı. Bütün nihai hedefin tek adamlık olduğuna inanıyorum.
Sonuç itibariyle bu tek adam sistemi içerisinde ekonomiye bakın. Güvenilmez bir ülke haline dönüştükçe, adalet sisteminiz, liyakat sisteminiz zarar gördükçe siz görünmez bir ülke oluyorsunuz ve size para gelmemeye başlıyor.
Meşhur 2017’deki referandumda ise Eyy Hollanda, portakal bıçaklanmasını kullandılar. Ondan sonraki fasılda kabul edildi ve duvara dayandık.
“ASGARİ ÜCRETİ 3 BİN TL YAPIN DİYORUZ”
Kayınpeder sebep, damat sonuçtur. O kadar aptalca işler yapıldı ki, Türkiye altın ile borçlandı. Yabancı para cinsinden borçlandı ve yanlış hatırlamıyorsam 144 milyar TL fark geldi.
Asgari ücreti 3 bin lira yapın diyoruz. 675 TL zam yapıldığında sigorta primini, + gelir vergisini devlet üstlendiği zaman 675 lirayı vatandaş cebine koyacak. Devlete maliyeti 71 milyar TL olacak. Sigortasız çalışanlar sigortalı hale dönüyorlar. İşverenin cebinden bir şey çıkmıyor. Aşağı yukarı 1,5 milyona yakın istihdamın içerisine alınmış oluyor.
Milli ekonomiye 400 milyar Türk Lirası da katkı yapılıyor bu sayede. Sayın Erdoğan’ın reforma yapabilmesi için yapısal reform yapması gerekiyor. Bu tür kurumların gerçekten işlerini yapacak vesayet dışı olması gerekiyor. Merkez Bankası başkanı Erdoğan’ın dediğini yapmadığı için gitti, Ağbal’ın getirildiği sistemde de her dediğini yaptığı için gitti. Erdoğan’ın ekonomide reform yapabilmesi için tek adam rejiminden, güçlendirilmiş parlamenter sistem için masaya oturması gerekiyor. Bunu da yapar mı? Zannetmiyorum, yapmaz.
“BİR KARARNAMELİK CANINIZ VAR”
2009’da Ergün Ozbudun’a bir anayasa taslağı hazırlatıldı. Başkanlık sistemine dair, ben bunu hazırlamam dediği için parlamenter sistemi iyileştirmek için bir taslak hazırladı, o da kabul görmedi. Cemil Çiçek, parlamenter sistemin güçlendirilmesi için bir çalışma yaptı, Meclis’te 47 maddede uzlaşıldı.
Sayın Erdoğan, kendi kafasındaki başkanlık seçimine dönmek için adım attı. Önce sayın Necdet Sezer suçlandı, Abdullah Gül geldi, daha sonra şikayetlerin arkası kesilmedi. Kendi yetkilerini azaltacak hiçbir adım atmaz.
Kandırılma devam ediyor. Bu bahaneyi dün söyleyebilirdiniz ama bu faturayı koyacağınız kişi sizin damadınız. Damattan akraba olmaz diye söylemiş. Ama damat bir sonuçtur, kayınpeder bir sebeptir.
Sayın Albayrak üzerinden ekonomiyi bilmemesi, kararlarının doğru olmaması üzerine eleştiride bulunduk ama tüm faturanın kendisine çıkarılması da doğru değil. Sayın Oktay da dahil olmak üzere bir kararnamelik canınız var. Milletvekillerine hakaret edemezsiniz.
Çakıcı, sayın Kılıçdaroğlu’nu tehdit etti. Demokrasinin kör topal işlemeye başladığı dönemden beri siyasiler tehdit edilir ama ilk defa bir başka siyasetçi, tehdit eden kişiyi dava arkadaşım olarak nitelendirdi. Bana sormuşlardı, sayın Kılıçdaroğlu’na yapılan şey çok çirkin. Tehdit eden şahsa, MHP Genel Başkanı dava arkadaşım dedi. Bu Türkiye’de ilk defa oldu.
Sayın Kılıçdaroğlu ile ilgili göremem, kızım sana söylüyorum gelinim sen de işit var bu işin içinde. Sonra ilginç bir şey oldu, yargı reformunu destekliyorum dedikten sonra sayın Bülent Arınç bir konuşma yaptı, ondan sonra o programa telefonla Cemil Çiçek katıldı ve Çiçek de dengelerden bir tanesidir. Rastgele konuşan bir adam değil.
“ERDOĞAN ŞİMDİ KİME RENCİDE OLACAK?”
Sayın Bahçeli’nin etrafında ne kadar adam varsa, Arınç’a hakaret seviyesine ulaştı. Erdoğan, Arınç’ın sözlerinden alındığı söyledi. Yalnız buradan sayın Bahçeli’ye de uyarıda bulunmak isterim. Sayın Erdoğan bugün oradan rencide olmuştur ama Bahçeli’nin Numan Kurtulmuş’u azarladığı bir sistem var. Sayın Erdoğan şimdi bu azarlamanın ardından kime rencide olacak.
Sayın Erdoğan, şöyle anlatayım. Açılım süreçleri olduğu dönemde, herkes inanılmaz mutluluktan ağladığı dönemde o zaman bir televizyon kanalında açılımı destekleyen bir hanımefendi ile program yapıyoruz. Aşırı derecede mutluluktan ağlamayın, Erdoğan bu dönüştürecek. Yeteri kadar oy gelmiyorsa, açılım saçılım olabilir demiştim. Şimdi de bu rencide oluşlar artabilir.
Sayın Arınç YİK üyesi. Direk Erdoğan tarafından seçilmiş. Dolayısıyla sayın Erdoğan’ın bilgisi olmadan programa çıkması mümkün değil.
“ÇAKICI DAVA ARKADAŞIM FALAN DEĞİLDİR”
Alaattin Çakıcı benim dava arkadaşım falan değildir. Ben haksızlıkları anlatsam, gerçekten kötü şeyler yaşadım ama anlatamıyorum. Netice bu yolda yürüyorsanız bunları göze almak zorundasınız. Yanlış olan bir politikacının bunları göze alıyor olması.
Çok samimi bir şey söyleyeyim, bazı insanların bu ülkeden aldıklarını ödemesi gerekiyor. Okuma şansına eriştim, o sınavlarla yol yürüdüm. Okumamıza, üniversite kazanmamıza yol açan sınavlardan geçtik ve şimdi karşınızda oturuyorum. Ben bu ülkeden aldım.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in torununu, babaannesinin şanslarına sahip olması mümkün değildir. Ben hep parasız yatılı okudum. Reformu önce yöneten arkadaşların zihinlerinde yapması gerekiyor.
“ERDOĞAN’IN SEÇİLMESİ MÜMKÜN DEĞİL”
Bizim kanunlarla ilgili sorunumuz yok, uygulamalarla ilgili sorunlarımız var. Ben Sayın Bahçeli’nin parmağının dışında gördüğüm şey, bugüne kadarki olan her adım partili Cumhurbaşkanlığı seçimi için atıldığı için bundan vazgeçilmek istenmeyecektir.
İster 2020 Haziran’da ister 2023’te yapılsın, sokakta gördüğümü söylüyorum Erdoğan’ın seçilmesi mümkün değil. Ak Parti’nin yüksek oy aldığı ilçeleri geziyorum, MHP ile birlikte 85’i bulan yerler var. Oralarda insanların tavırlarını görmeniz lazım.
Olmaz, gerçekten olmaz. Esnaf siftah yapmadan kapatıyor. 750 lira ile 1000 lira kira, biz en başında dedik ki bütün esnafa ve KOBİ’de çalıştırılan insan sayısı bir yıl ödemesiz 10 bin lira verin.
Sigorta paylarını üstlenin, stopajlardan şikâyet ediyordu esnaf, onu sıfırlayın dedik. Tüketim de olsun diye esnafın dışında geliri olmayan ailelere 500’er lira para verin. Dolayısıyla üretimin de devamı için satın alınması gerekiyor. Tüm bunları söyledik ama yarım yamalak hayata geçirdiler.
Bahçeli, HDP’nin kapatılmasını söyledi. Yargıdaki kararların acilen verilmesi gerektiğini söyledi. Ben de bunun doğru olduğunu söyledim. Numan Kurtulmuş cevap verdi. Sonra sayın Bahçeli, beni ve Kemal Kılıçdaroğlu’nu da içine katan twitler attı.
Sayın Bahçeli’ye önerim, Twitter’da gündem yaratmak yerine ben Cumhur İttifakı’nı bir radyo olarak görüyorum. Bir düğmesi Bahçeli, diğeri Doğu Perinçek. İç politikada Bahçeli, dış politikada ise Perinçek.
Sayın Erdoğan da zaman zaman deneme yanılma metotlarını konuşuyor. Sayın Bahçeli, bana ve partime saydırmasın. Derhal ortağından randevu alsın ortağından. Bu fikirlerini söylesin.
“BAHÇELİ, SAYIN ERDOĞAN’DAN BUNU TALEP ETMELİ”
Siyasi parti reysen, Adalet Bakanı’nın talebi ile kapatılması için dava açılır. Bahçeli, Sayın Erdoğan’dan bunu talep etmeli. Bir siyasi partinin kapatılması için diğer siyasi parti Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurabilmesi için bazı şartlar var. Ve bu şartlar MHP’ye uygun. Partinin genel başkanı Cumhuriyet Başsavcılığı’na yazılabilir. Derhal bunu yapsın.
İP’in genel başkanı esnaf geziyor diyor, size ne sayın Bahçeli benim esnaf gezmemden. Türk milliyetçiliği bu ülkenin her bitkisini, toprağını ve insanını severek, refah içinde yaşatmak ile olur. Keşke sayın Bahçeli de ihtiyaç sahiplerini gezerek, taleplerini iletse. Bunlar twitterden tabela yapılacak işler değil. Türkiye’de maalesef bir ciddiyet problemi var ve ben herkesi ciddiyete davet ediyorum.