Meral Akşener, 104 emekli amiralin Möntro bildirisi hakkında “Vesayetin üniformalısına da cübbelisine de lacivert takımlısına da her zaman karşı durduk, durmaya da devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.
Emekli amirallerin bildirisi hakkında ‘zevzevklik’ açıklaması yapan Meral Akşener tepkilere “Nitekim bugün, vesayete kafa tutuyormuş gibi yapanlar, Dün, 28 Şubat’ta masaların altına saklandığında da, biz yine aynı yerdeydik, yine dimdik duruyorduk. Geçtiğimiz hafta sonu yaşadığımız olayda olduğu gibi; Kim ne der, Kim ne düşünür, Ya da, kimi kızdırırız diye düşünmeden, Hakkın ve hakikatin yanında duruyorduk.” ifadeleriyle yanıt verdi.
Meral Akşener’in açıklaması şöyle oldu:
Konuşmama bir teşekkürle başlamak istiyorum. Biliyorsunuz, geçen hafta, 2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Günü’ydü, ve Milletin Kürsüsü’nde, Nevin Aktulga ve oğlu Cemil konuğumuz olmuştu.
Nevin Hanım’ın şikayetçi olduğu bir konu vardı. Sigorta şirketlerinin, otizmlileri sigorta kapsamına almadığını söyleyip, bunun zorluklarından bahsetmişti. Ve sonra ne oldu biliyor musunuz?
Marka adı vermekte hiçbir sakınca görmüyorum; Demir Sigorta’nın saygıdeğer genel müdürü, Nevin Hanım’ı arayıp, “Bu uygulamayı, onun konuşmasından öğrendiğini” söyleyip, farkındalık yarattığı için teşekkür ederek, şirketin, artık otizmli çocukları da, sigorta kapsamına alacağını müjdeledi. Farkındalık yaratmak işte tam da budur. Bu vesileyle, hem şirket yönetimine, hem de Nevin Hanım’a teşekkür ediyor, aynı hassasiyeti, diğer şirketlerimizden de beklediğimi, buradan ifade etmek istiyorum. Değerli dava arkadaşlarım; Siyaset, olan biteni iyi okuyabilme, gerçeği görebilme, gösterebilme sanatıdır.
Yaşananları doğru analiz etmek yetmez, Kimi zaman, akıntıya karşı kürek çekmeyi de gerektirir. O nedenle siyaset, samimiyet ister, dürüstlük ister, kararlılık ister. İYİ Parti’nin siyaset anlayışı işte budur. Şu son 3 buçuk yılda yaşadıklarımızı hatırladıkça; Bize, koltuk hesabıyla değil, millet hesabıyla, demokrasi hesabıyla siyaset yaptıran, Dünya karşımıza dikilse bile, haktan, hakikatten ayrılmama cesaretini veren, Yüce Allah’a şükürler ediyorum.
Biz, kutlu millet davasının neferleriyiz. En büyük gücümüz de, milletimize asla yalan söylememek, hakikatin izinden asla ayrılmamaktır. Bu, bizim için vazgeçilmez bir ilkedir. Bu, bizim için tek seçenektir. Şahsi menfaat hesaplarıyla değil, millet yolunda siyaset yapanlar, şartlar ne olursa olsun, hakkı söyler, hakikati söyler, dik dururlar.
Nitekim bugün, vesayete kafa tutuyormuş gibi yapanlar, Dün, 28 Şubat’ta masaların altına saklandığında da, biz yine aynı yerdeydik, yine dimdik duruyorduk. Geçtiğimiz hafta sonu yaşadığımız olayda olduğu gibi; Kim ne der, Kim ne düşünür, Ya da, kimi kızdırırız diye düşünmeden, Hakkın ve hakikatin yanında duruyorduk. Aziz Milletim, değerli milletvekilleri; Son dönemde, bir modadır aldı başını gidiyor: “Gece vakti ortalığı karıştırma modası.” İstifa eden bakan mı dersiniz, görevden alınan bürokrat, fesih edilen uluslararası anlaşmalar mı dersiniz, durdurabilene aşk olsun. Gece uykusu kaçan, “acaba ne yapsam da, ortalığı nasıl karıştırsam.” diye iş başına geçiyor. Bedelini ödemek de, her defasında maalesef milletimize düşüyor. Nitekim, bu modanın son örneği olarak, Cumartesi’yi Pazar’a bağlayan gecenin bir yarısı, 104 emekli amiral, bir bildiri paylaştılar.