TBMM İNSAN HAKLARI KOMİSYON SÖZCÜSÜ AKP’Lİ GÜLAÇAR
Gündem, ANKARA07.04.2021 12:08 ~ 07.04.2021 12:08
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesinde oluşturulan, TBMM Hükümlü ve Tutuklu Hakları Alt Komisyonu’nun Sincan Raporu görüşmelerinde F tipi cezaevleri eleştirildi. Komisyon Sözcüsü AKP Van Milletvekili Osman Nuri Gülaçar’ın, “İnsani açıdan bizimle alakası olmayan F tiplerini kim yapmışsa, kim icat etmişse çok gâvur oğlu gâvur bir adammış” sözleri toplantıya damga vurdu.
MEHTAP BELEN
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesinde oluşturulan, TBMM Hükümlü ve Tutuklu Hakları Alt Komisyonu’nun Sincan Raporu görüşmelerinde F tipi cezaevleri eleştirildi. Komisyon Sözcüsü AKP Van Milletvekili Osman Nuri Gülaçar’ın, “İnsani açıdan bizimle alakası olmayan F tiplerini kim yapmışsa, kim icat etmişse çok gâvur oğlu gâvur bir adammış” sözleri toplantıya damga vurdu.
MAHREM ALANLARIN KAMERA İLE İZLENMESİNE İSYAN ETTİ
Ankara Sincan Cezaevi’ne ilişkin alt komisyon raporunun görüşmeleri sırasında söz alan TBMM İnsan Hakları Komisyonu Sözcüsü, AKP Van Milletvekili Gülaçar, mahkumlardan tuvalet ve banyo gibi mahrem alanlarının kamera sistemi ile izlendiğine ilişkin çok sayıda şikayet aldıklarını ve kendilerinin de yerinde tespit ettikleri bu durumun insan hakları açısından doğru bulmadıklarını vurguladı.
Komisyon toplantısına bilgi vermek üzere katılan Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Yunus Alkaç’a, mahkumların mahremiyet alanları ile ilgili olarak kritik sorular yönelten Gülaçar, “Cezaevlerinde en fazla dikkatimi çeken şey tuvalet ve banyo kısmına yapılan kamera sistemiydi, yani tamamen içeriyi gören. İnsanların mahremiyeti adına bunun çok doğru, çok etik bir hareket olmadığını düşünüyorum. Tabii, cezaevi yönetimi bunu yaparken acaba hangi gerekçelerle böyle bir gereksinim duydu, onu bilmiyorum. Ama işin doğrusu, insani haklar noktasında çok doğru, sağlıklı bir şey olmadığını düşünüyorum” dedi.
SUÇLARI NE OLURSA OLSUN İNSAN HAKLARI AÇISINDAN DEVLETİN HİMAYESİNDELER
Cezaevlerinde zorunlu ikamete tabi tutulan mahkumların suçları ne olursa olsun, insan hakları açısından devletin himayesinde olduğunun altını çizen AK Partili Gülaçar, “Bundan dolayı, oradan gerçekten ismine uygun bir şekilde ‘ıslah olarak’ çıkması, topluma faydalı, yararlı bir birey, bir fert olarak çıkması öngörüldüğü için biz de bu temennilerle meseleye bakıyoruz. Yani insani haklar anlamında en güzele doğru gitmemizin bize kazanç getireceğini düşünüyorum” diye konuştu.
“F TİPLERİNİ İCAT EDİP, YAPAN GAVUR OĞLU GAVUR ADAMDIR”
Devlete karşı işlenen suçlar ve organize suçlardan dolayı tutuklu ya da hükümlü bulunan mahkumların üç kişilik ya da tek kişilik yaşam alanlarında kaldıkları, yüksek güvenlikli ceza infaz kurumları olan F tipi cezaevleri konusunda da sert eleştirilenre bulunan Gülaçar şunları söyledi:
“Biz kesinlikle Avrupa değiliz, kesinlikle Batı değiliz. Batı’daki bireysel yaşam tarzıyla biz Doğu toplumu olarak, bir Anadolu coğrafyası olarak çok farklı bir kimliğe, insani, sosyal anlamda çok farklı diyaloglara sahip olduğumuz için, bu anlamda, çalışmalarımız projelendirilirken Batı’daki modeller asla örnek alınmamalıdır. Ben mesela, bu yüzden, F tiplerini kim yapmışsa, kim icat etmişse çok gâvur oğlu gâvur bir adammış diyorum, çünkü bize ait değil bu yani tamamen Batı’ya ait bir şey. Kastım o değil yani bizdeki uygulamadan ziyade F tipi uygulaması veya yüksek güvenlikli falan diye ifade edilen yerlerin uygulanması insani açıdan bizimle alakalı bir durum değil.
“F TİPİ, AMERİKA’DAKİ GANGSTERLERE UYGUN”
Bakın, Avrupa için, Amerika için herhâlde çok makul, mantıklı bir şey. Yani orada, böyle çok azgın tiplere ne diyorlar? Gangster. Gangster tiplere karşı F tipi bir önlemin, hücre tipi bir önlemin çok makul ve mantıklı olduğunu düşünüyorum. Fakat biz Anadolu toplumu olarak 20 kişilik sofralarda yetişmiş, sosyal ortamlarda her birinin en az 50, 60, 100 arkadaşının olduğu bir hayattan geliyoruz. Cezaevi şartlarımızın biraz bunu da içermesinin, oradaki bireylerin cezalarını tamamlayıncaya kadar daha sağlıklı bir yaşam süreceğini düşünerek ifade ediyorum.”
CHP’Lİ HAKVERDİ, AKP’Lİ GÜLAÇAR’A HAK VERDİ
Gülaçar’ın, F tipi cezaevlerine ilişkin yaptığı açıklamalara, TBMM İnsan Hakları Komisyon Üyesi, CHP Ankara Milletvekili Ali Haydar Hakverdi’den de destek geldi. AKP’li Gülaçar’ın tespitlerini haklı bulduğunu kaydeden CHP’li Hakverdi, “2000’de ben stajyer avukattım, F tiplerinin açılmasına karşıydık o zamanlar çünkü bir tecritti ve sosyalleşmeyi engelleyen bir yapıydı. Ciddi basın açıklamaları yaptık, avukat meslek örgütleri olarak falan karşı çıktık, ama hükûmet o gece ansızın bir karar verdi, bir Hayata Dönüş operasyonu oldu, onlarca mahkûm katledildi. Çok ağır bir müdahaleydi o zamanlar. Hâlâ buramızda yaradır. İnşallah pandemi geçtikten sonra bunda da bir uygulama birliği olur, daha insani koşullar, daha sosyalleşmeye ve ıslaha dönük bir uygulama olur” dedi.
CEZA VE TEVKİFEVLERİ GENEL MÜDÜRÜ, MAHREMİYET İHLALİ İÇİN TACİZ VE TECAVÜZLERİ GÖSTERDİ
Gülaçar’ın eleştirilerine yanıt veren Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Yunus Alkaç, “Ortak noktalarda da biz bu kameraları kullanmak zorundayız. Nedeni: Hem hükümlü, tutuklunun kendi arasında yaşayabileceği asayiş olaylarıyla ilgili, geniş manada firar konusunda biz her alanı kontrol etmek zorundayız. Ama bu konuda çok dikkatliyiz, kesinlikle mahrem alanları görmüyor” açıklamasında bulundu. Alkaç’ın sözlerine, “Banyo ve tuvaletlerde öyle değil” diyerek itiraz eden Gülaçar’ın ısrarları üzerine, Genel Müdür Alkaç, “Sayın Vekilim, giriş-çıkışı biz görmek zorundayız orada” dedi. Osman Nuri Güraçar, “Neyin giriş-çıkışını Sayın Genel Müdürüm?” sözleri ile Yunus Alkaç’a tepki gösterdi.
Alt Komisyon Başkanı İbrahim Yurdunuseven’in tartışmaya, “ Onda başka sebepler var anladığım kadarıyla” diye müdahale etmesi üzerine, Genel Müdür Yunus Alkaç, cezaevlerinde taciz ve tecavüz olayları yaşandığına dikkat çekerek şunları söyledi:
“Bizim, işte, on binlerce, yüz binlerce hükümlü, tutuklumuz var. Her profilden insan var. İçeride olabilecek taciz olayı, affedersiniz, bir tecavüz iddiası, ortada kalabilecek bir iddia değil. Dolayısıyla yani burada sadece güvenlik, asayiş anlamında değil, bu tip iddiaları da bizim her yönüyle dikkate almamız gerekiyor.”