BRTK Genel Başkanı Sabri Mutlu: “Türkiye’de kurulacak sandık sayıları artırılmalı” Balkan Rumeli Türkleri Konfederasyonu Genel Başkanı Sabri Mutlu: “Türkiye’de en az 350 bin kişinin oy kullanacağı gerçeği görülmeli ve sandık sayısı 35 değil en az 150 olması gerekmektedir” “Bulgaristan’da…
BRTK Genel Başkanı Sabri Mutlu: ” Türkiye’de kurulacak sandık sayıları artırılmalı”
Balkan Rumeli Türkleri Konfederasyonu Genel Başkanı Sabri Mutlu:
“Türkiye’de en az 350 bin kişinin oy kullanacağı gerçeği görülmeli ve sandık sayısı 35 değil en az 150 olması gerekmektedir”
” Bulgaristan’da seçimlere katılacak her siyasi parti temel insan haklarına saygı çerçevesinde ileri demokrasi ile yönetilen bir Bulgaristan’ı sağlayacaklarını şimdiden taahhüt ve ilan etmelidir”
BURSA – Türkiye’de en az 350 bin kişinin oy kullanacağı gerçeği görülmeli ve sandık sayısı 35 değil en az 150 olması gerektiğini belirten Balkan Rumeli Türkleri Konfederasyonu Genel Başkanı Sabri Mutlu, “Bulgaristan’da seçimlere katılacak her siyasi parti temel insan haklarına saygı çerçevesinde ileri demokrasi ile yönetilen bir Bulgaristan’ı sağlayacaklarını şimdiden taahhüt ve ilan etmelidir” dedi.
Balkan Rumeli Türkleri federasyonları Bursa’da bir araya geldi. İzmir, Ankara, İstanbul, Bursa, Eskişehir, Edirne, Kırklareli, Sakarya ve Türkiye’nin dört bir yanından gelen BRTK üyesi federasyon ve derneklerin yöneticilerinin yer aldığı toplantı da Balkan ve Rumeli Türklerinin can alıcı sorunlarını gidermek için fikir alışverişinde bulunuldu. Önümüzde bir seçimin olduğunu belirten Balkan Rumeli Türkleri Konfederasyonu Genel Başkanı Sabri Mutlu, “Bizler, Balkan ve Rumeli Türkleri olarak, temsil ettiğimiz camianın yaşadığımız yüzyılın en can alıcı sorunlarını giderme, tarihle barışma, bölge insanımız ile kucaklaşma sürecindeyiz. Özellikle Balkan yarımadasında 1900’lü yıllar başında gündeme getirilen ve sonrasında da Bulgaristan özelinde 1980 yılında zirveye taşınan yok etme (asimilasyon) süreci değişik görüntü ve örtülemelerle halen devam ettirilmektedir. Bölgenin içinden geçtiği hassas, tarihsel süreçte Balkan ülkelerinde gündem seçimler ve etnik kültürel tasnifleme ve sayımlar ile yeniden öne çıkmaktadır. Bölgenin yeniden şekillendiği bu dönemde Balkan Rumeli Türkleri Konfederasyonu olarak duruşumuz tüm ülkelerde eşit, özgürce yaşayacağımız, barış, demokrasi ve kardeşlikten yanadır. Bu vesile ile Bulgaristan’da 4 Nisan 2021 tarihinde yapılacak genel seçimler öncesi bölgede dünün ve bu günün soydaş camiamız açısından ne ifade ettiğini tüm siyasilere ve yöneticilere Bulgaristan özelinde bir kez daha hatırlatmak isteriz. Komünist rejim tarafından doğdukları büyüdükleri vatanlarını terke zorlanan, adeta sürülen insanlarımız seçimlerde kendini ifade etme, oy kullanma sorunu yaşamaktadır. Bunun giderilmesi için Türkiye’de kurulacak sandık sayılarının artırılması zorunluluğu demokratik bir seçim ortamı yaratılmasının olmazsa olmazıdır” dedi.
“Türkiye’ye en az 150 sandık kurulmalı”
Öncelikle Korona virüs salgını koşullarında yapılacak seçimlerde insanlarımıza sağlıklı bir ortamın sunulması, hastalık bulaşmaması için her türlü tedbirin alınması gerektiğini belirten Başkan Mutlu, “Türkiye’de kurulacak sandıkların Bulgaristan vatandaşları için anayasal haklarını kullanma, doğdukları topraklarda kendilerini var etme ile yaşama ve yaşatma çabası olduğunun bilincindedirler. Oy kullanacak Bulgaristan vatandaşları Türkiye’deki sayısal varlığı yüzbinlerle ifade edebilecek rakamlardayken en az 350 bin kişinin oy kullanacağı gerçeği görülmeli, Bulgaristan Cumhuriyeti hazırlıklarını buna göre yapmalı ve bunun siyasi sorumluluğunu kabul etmelidir. Salgın süreci de dikkate alınarak Türkiye’de açılacak sandık sayısının 35 değil mutlaka en az 150 olması gerekmektedir” şeklinde konuştu.
Bunun yanında Bulgaristan’da anadilde eğitimin zorunlu hale getirilmesi, bu hakkın anayasal güvence altına alınmasını beklendiğini belirten Mutlu, “Bulgaristan okullarında okutulan tarih kitaplarında Türklere karşı bulunan düşmanca ifadeler kaldırılmalı, bu duyguyu destekleyen ve bölge barışına asla katkıda bulunmayan tutuma son verilmelidir. Bu konularda Türk ve Bulgar bilim insanlarından oluşacak bir komisyon kurulmalı, müfredat yeniden yazılmalıdır. Azınlıkların birinci sınıf vatandaş olarak tüm kurum ve kuruluşlarda eşit şekilde temsili sağlanmalıdır. Bulgaristan dışında yaşayanlar doğdukları topraklarda üvey evlat muamelesi gördükleri endişe taşımaktadırlar. Doğdukları, büyüdükleri vatanlarında eşit vatandaş olarak yaşama fırsatı ve hakkı talep etmektedirler. Bulgaristan’da seçimlere katılacak her siyasi parti temel insan haklarına saygı çerçevesinde ileri demokrasi ile yönetilen bir Bulgaristan’ı sağlayacaklarını şimdiden taahhüt ve ilan etmelidir. İleri demokrasinin tüm kural ve kurumlarıyla yerleştiği bir Bulgaristan’da yaşamak en temel arzudur. Soya dönüş siyasetinin mimarları tarih önünde mahküm edilmeli, yaşananların bir daha tekrarlanmaması için bu süreçte yer alan, sorumluluğu bulunan, herkesin mahkeme huzuruna çıkarılması, yargılanması vatanlarında yaşasın ya da koparılsın Tüm Bulgaristan Türklerinin, Avrupa değerlerinin uygulanması ve bu değerlere olan inancın sarsılmaması için Avrupa Birliği üyesi Bulgaristan’dan beklentisidir. Bu konuda şimdiye kadar atılmış hukuksal adımlar mutlaka tamamlanmalı, 30 yılı bulan yargılama ve karar alma süreçleri sonlandırılmalı, dönemin şehit yakınları ile mağdurlarına hak ettikleri maddi manevi tazminatlar derhal verilmelidir. Soya dönüş siyaseti sürecinde gasp edilen kimlikler yasal başvuru gerekmeksizin devletçe tek taraflı olarak iade etmeli ve kütük kayıtlarını aslına uygun olarak yeniden düzenlemelidir. Yurtdışında bulunan Bulgaristan çifte vatandaşlarına Bulgaristan’da seçme hakkı yanında seçilme hakkı mutlaka verilmelidir. Tarihi eserlerin, kültür varlıklarının korunması sağlanmalı, vakıf malları sahiplerine derhal iade edilmelidir. Özellikle 1950, 70 ve sonrasında göç etmiş insanlarımızın Bulgaristan’daki çalışma süreleri sosyal güvenlik anlaşması kapsamına alınarak yasal statüye kavuşturulmalıdır. Bu yıllarda totaliter rejimin baskıları sonucu vatanlarını terk eden ve Bulgaristan dışında yaşamak zorunda bırakılan insanlarımıza vatanlarına giriş kolaylığı sağlanmalı, talep edenlere etnik ayrım yapılmaksızın tekrar oturum ve vatandaşlık verilmelidir. Önümüzdeki sürecin en önemli çalışmalarından biri olarak gördüğümüz sayım ve kayıt altına alma işleminde mutlaka tarafsız gözlemciler yer almalı, azınlıkların temsilcilerinin de bulunacağı ekipler uluşturulması yasal güvenceye bağlanmalıdır. Vatanları ile vatanlarından koparılanların karşılıklı geliştirecekleri her türlü projeye gerek Bulgaristan devleti gerekse yerel yönetimlerce gerekli kolaylıklar sağlanmalıdır” diye konuştu.
Balkanlar’da Adalet, Haklar, Kültür ve Dayanışma Derneği adına konuşan Sabri İskender, “Bizler, Bulgaristan Halk Cumhuriyetindeki totaliter rejim idaresinin etnik Türklere, Türk Müslüman azınlığına karşı uyguladığı zorla asimilasyon sürecinde yasadışı baskılara maruz kalanlar olarak, Sofya ili Askeri Savcılığında kayıtlı 11-048/1999 sayılı ceza davasının yargılama aşamasına geçilmesi ve bir an önce tamamlanmasını istiyoruz. Bahse konu dava sözde ‘Soya Dönüş Süreci’ olarak adlandırılan liderlerine karşı etnik nefreti yaymaya çalıştıklarından dolay Bulgaristan Cumhuriyet Başsavcılığınca 1991 yılında açılmıştır. Dava, 30 yıldır soruşturma aşamasındadır, mağdurların, bu davanın sonucuna bağlı olan haklan ise, sürüncemededir” dedi.