MHP lideri Devlet Bahçeli son dönemde gazetecilere ve siyasetçilere düzenlenen saldırılarla ilgili konuştu: Gündeme gelmek için kendilerine saldırı organize edenler veya sudan sebeplerle ve kişisel anlaşmazlıklarla husumet çemberine sıkışanlar tavsiyem odur ki suç ve suçluyu uzaklarda araştırmasınlar. Biz bu tuzağa düşmeyiz, kara kampanyalara asla teslim olmayız.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli uzun bir aradan sonra partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli’nin konuşmasından satır başları şöyle:
– Bizi arayan çarpık kulislerde, çıkar lobilerinde çorak ortamlarda değil Türk milletinin bizahiti varlığında ve vakarında bulacaktır.
– Nitekim bariz farkımızda budur. Sevdamız millet, sesimiz devlettir. Sancağımız Türklük, sedamız vatandır. Geldiğimiz yer belli varacağımız yer bellidir. Yattığımız toprak belli, üzerimizde yükseldiğimiz tarih bellidir. Soyumuz belli, tuttuğumuz bayrak bellidir. Türk oğlu Türk’üz biz şanınız bellidir.
ALNINI KARIŞLAR, HESABINI SORARIZ
– Üç beş kendini bilmezin, 10 densizin karalamasıyla yolumuzdan dönecek değiliz. Mahcubiyetimiz yok ki yüzümüz kızarsın. Mağlubiyetimiz yok ki başımız öne eğilsin., Açığımız yok ki korkularımız öne çıksın. Biz onun bunun ne dediğine bakmıyoruz, millet ne diyor, ecdat ne diyor, tarih ne diyor, Allah ne buyuruyor onu dinliyoruz.
– Burada aynen ve kararlıkla devam edeceğiz. Kem gözler kötü sözler ölü özler boşuna heveslenmesin, Allah’ın inayetiyle surumuzda delik, şuurumuzda gedik açtırmayacağız. Açarız diyenler varsa anlını karışlar, hesabını sorarız. Fanatizmin tutsağı, fenalığın uşağı olanların, MHP’yle aşık atamayacaklarını, boy ölçüşemeyeceklerini tecrübeyle biliriz
ÇAKALLIK YAPANLARA BOZKURT GİBİ DİKİLİRİZ
– Bazı gazeteci ve siyasetçilere yönelik saldırılarda MHP’yle bağ kurmak zorlamadır. Partimizi kavgayla göstermek hayasızlıktır. MHP’yi şiddet yanlısı göstermek, sokak diline saplanıp kaldığını iddia etmek ayıplı ve ahlaksız bir suçlamadır. İnsan sevgimizin sadakasını versek yedi sülalesine yetecek olan çevrelerin partimizi kavga ve karışıklıkla bir gösterme çabası hayasız bir tuzaktır. Biz bu tuzağa düşmeyiz, kara kampanyalara asla teslim olmayız. Kum torbası gibi hiç değiliz, uysal koyun görülemeyiz, çakallık yapanlara bozkurt gibi dikiliriz.
O KEFENİ BAŞLARINA GEÇİRİRİZ
– Bir adım yaklaşana 10 adımla koşarız. Bir el uzatanı koca bir yürekle kucaklarız. Ancak ülkemize ve ülkülerimize kefen biçen olursa da o kefeni başlarına geçiririz. Bazı gazeteci vi siyasetçilere yönelik son zamanlarda gerçekleşen saldırılarda milliyetçi ülkücü hareket arasında bağ kurmak zorba ve zorlama bir isnattır.
Türk milleti uğruna gözümüzü daldan budaktan esirgemeyiz bunu da mertçe sahipleniriz. Taraf olmadığımız bir saldırının faili olarak gösterilmek ucuz bir provokasyon taktiğidir. Biz bu tip basit ve bayağı taktiklerin iç yüzünü arka planındaki sinsi kurguları masa başında yapılan kanlı planların sahaya taşınma arayışlarını da 12 Eylül öncesinden beri tanır ve hafızalarımızda saklı tutarız. Hiç kimse şiddet ihalesini üzerimize yıkmaya çalışmasın, bunu aklından dahi geçirmesin. Millet nam ve hesabına bir tehdit olursa değil kavga ölümü bile göze alırız.
EVİNİN BALKONUNA KAMERA YERLEŞTİRMİŞ…
– Gündeme gelmek için kendilerine saldırı organize edenler veya sudan sebeplerle ve kişisel anlaşmazlıklarla husumet çemberine sıkışanlar tavsiyem odur ki suç ve suçluyu uzaklarda araştırmasınlar.
– Sicili kabarık bir siyasetçinin evinin balkonuna kamera yerleştirip kavga anını kayda aldırması sonrada dönüp masumiyet pozuna bürünmesi bununla da yetinmeyip “Bana saldırdılar” çığırtkanlığına tevessül etmesi bildik bir numaradır. Film setlerinde görülebilecek bu numaralar eskimiş, alıcısı da kalmamıştır. ABD’deki başkanlık makamının devir teslim dönemine denk gelen bu süreçte Serok Ahmet’in harekete geçmesi, bu şahsın propaganda makinesine gelen gazetenin sözde istismarla yoğrulmuş haberleri, üstelik malum saldırıların zamanlaması dikkatle analiz edilmesi gereken bir kurguya delalettir.
ZİLLET PARTİLERİNE YENİ GÖREV EMRİ GELMİŞ
– Ülkücüleri sorunmuş gibi göstermek, Cumhur İttifakı’nda sorun varmış gibi servis etmek, iç huzursuzluk yaratmak için toplumsal hassasiyetlerle oynamak, muhtemelen zillet partilerine ulaşmış yeni bir görev emridir. Erken seçim zorlamasıyla birlikte CHP ve İP’in güçlendirilmiş parlamento çalışmalarında son aşamaya gelmeleri, kaldı ki dış tazyikin momentumuyla Rusya’daki gibi bir krizin doğması ihtimali hafife alınmaması gereken tehlikeli sinyaller arasındadır.