Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, “Bu hafta ülkemizin gündemi aslında bir süredir devam eden bazı siyasetçi ve gazetecilere yönelik saldırılardı. İsim telaffuz etme gereği duymadan ve hiçbir ayrım yapmadan saldırıların tümünü kınıyor ve lanetliyorum. Siyasette ve herhangi bir alanda şiddet asla bir metot olmamalıdır” dedi.
BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, parti genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. Pandemide alınan önlemlerin olumlu yönde etkisini gösterdiğini söyleyen Destici, “Hem vaka sayılarındaki düşüş, hem hasta sayılarındaki düşüş hem ölüm sayılarındaki düşüş bizleri memnun ediyor. Bize şunu da gösteriyor ki bu tedbirlere devam etmemiz gerektiğini de bizlere gösteriyor. Çünkü biliyorsunuz bir dönem tedbirleri bıraktık ve bir anda vaka ve ölüm sayılarında patlama meydana geldi. Biraz daha sabretmemiz gerekiyor. Sağlık Bakanlığımızın açıkladığı rakamlar da bu söylediklerimizi zaten çok net bir şekilde ortaya koyuyor. Aşılanmanın başlaması ve herhangi bir aksama yaşanmadan hızlı bir şekilde devam etmesiyle geleceğe daha bir umutla ve güvenle bakıyoruz. Sürecin başından beri ülkemizdeki gelişmelerin yanında bizim dışımızdaki ülkeleri de yakından dikkatle takip etmeye çalıştık. Hastalıkla mücadelede en başarılı ülkeler arasında yer aldığımızı çok net ve rahat bir şekilde ifade ediyorum. Bazıları buradan bile Türkiye Cumhuriyeti devletini, hükümetini, Sağlık Bakanlığını sıkıştırmaya çalışıyorlar ama sadece Türkiye ile Amerika’yı karşılaştırdığımızda Türkiye’nin ne kadar başarılı olduğunu görüyoruz” ifadelerini kullandı.
“MÜSLÜMAN KARDEŞLERİMİZE AŞI ULAŞTIRILMASIYLA İLGİLİ TÜRKİYE’NİN ÖNCÜ OLMASI DİLEKLERİMİZİ KAMUOYUYLA VE HÜKÜMETİMİZLE PAYLAŞMAK İSTİYORUM”
Sağlık çalışanlarının bu zor günlerin kahramanı olarak her daim anılmaya devam edileceğini belirten Destici, “Sağlık çalışanlarımızın çalışma şartları, ücretleri ve özlük haklarıyla ilgili yılardır dile getirdiğimiz dengesizliğin giderilmesini yetki sahiplerine hatırlatmayı bir görev addediyorum. Bu konuda, yani sağlık çalışanlarımızın ücretleri, çalışma şartları ve özlük haklarıyla ilgili iyileştirmenin kamu vicdanı için de bir öncelik haline geldiğini tekrar ifade etmek istiyorum. Hastalıkla mücadeledeki iyileşme seyri, rakamlar ve aşıyla ilgili umut verici gelişmeler, Cumhuriyet tarihimizin en karanlık günlerini yaşadığımız gerçeğini de bize unutturmamalı. Ayrıca ekonomileri itibarıyla gelişmemiş olarak sınıflandırılan, özellikle her zaman sahipsiz olan Afrika’daki Müslüman kardeşlerimize, yani sömürülenlere aşı ulaştırılmasıyla ilgili Türkiye’nin öncü olması ve inisiyatif alması dileklerimizi aracılığınızla kamuoyuyla ve hükümetimizle paylaşmak istiyorum” diye konuştu.
“OKULLAR AÇILSA BİLE HAFTA SONU KISITLAMALARI ZATEN HAFTA SONU EĞİTİM OLMAYACAĞI İÇİN DEVAM ETMELİDİR”
Destici, 15 Şubat’ta okulların yüz yüze eğitime geçmesini temenni ederek, “Zaten okullar hafta içi eğitim veriyor. Yine aynı şekilde hafta sonu bu kısıtlamaların belli bir süre daha faydalı olacağı yönündeki düşüncemi de çok açık ve net ifade etmek istiyorum. Okullar açılsa bile hafta sonu kısıtlamaları zaten hafta sonu eğitim olmayacağı için devam etmelidir” açıklamasında bulundu.
“İSTANBUL VE ANKARA GİBİ BÜYÜKŞEHİRLERDE İÇME SUYUNUN SORUMLULUĞU YEREL YÖNETİMLERDEDİR”
Türkiye’nin bir kuraklık tehlikesiyle karşı karşıya olduğunun altını çizen Destici şunları kaydetti:
“Barajlardaki doluluk oranları yüzde 20’lerin altına düştü. Son yağışlarla birlikte hafif yükselme olsa da hala biz bir kuraklık tehdidiyle karşı karşıyayız. Merkezi yönetimlerin yapacağı işler var, yerel yönetimlerin yapacağı işler var. Bu sene merkezi yönetim bu işe tedbir olarak mesela 2021 merkezi yönetim bütçesinde en çok yatırım payı ayrılan üç kurumdan bir tanesi Devlet Su İşleri. Özellikle İstanbul ve Ankara gibi büyükşehirlerde içme suyunun sorumluluğu yerel yönetimlerdedir. Onun için yükü ya da suçu merkezi yönetime atamazlar.”
“SİYASETTE VE HERHANGİ BİR ALANDA ŞİDDET ASLA BİR METOT OLMAMALIDIR”
Siyasetçi ve gazetecilere yönelik saldırıları da kınayan Destici, “Bu hafta ülkemizin gündemi aslında bir süredir devam eden bazı siyasetçi ve gazetecilere yönelik saldırılardı. İsim telaffuz etme gereği duymadan ve hiçbir ayrım yapmadan saldırıların tümünü kınıyor ve lanetliyorum. Siyasette ve herhangi bir alanda şiddet asla bir metot olmamalıdır. Asla hoş görülmemelidir. Hiç kimse, şiddeti tevil etmemeli, gerekçelere bağlamamalı ve mazur görmemelidir. Bununla birlikte siyasette hakaretin üslup haline getirilmesinin, ahlak ve edep dışı söylem ve ithamların şiddetin bir parçası ve tetikleyicisi olduğunu ifade etmemenin de ayrıca bir haksızlık olduğunu düşünüyorum. Geçen hafta da ifade etmiştim. Siyasette meramınızı muhatabınıza hakaret etmeden anlatamıyorsanız, konuştuklarınızın çok dışında başka bir probleminiz var demektir” dedi.
(Mevlüt İşli – Yunus Özkan/İHA)