Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, “Döngüsel bir mantıkla kaynakları daha sorumlu kullandığımız, yeniden üretim sürecinin işlediği, sürdürülebilir, ürün ömrünün uzadığı bir sistemle daha az enerji harcayıp daha fazla katma değer üretmek zorundayız” dedi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Dönmez, katıldığı Belediyelerde Yenilenebilir ve Akıllı Enerji Uygulamaları Toplantısı’nda konuştu. Enerji deyince akıllara hep büyük yatırımlar ve dev tesisler geldiğini belirten Bakan Dönmez, “Millet olarak görünür olana, somut olana soyut olandan daha fazla değer veriyoruz. Aslında enerji verimliliği de bu makus kaderi yaşıyor ne yazık ki. Enerji verimliliği toplumsal algımızda enerji kaynağı gibi görülmüyor. Çoğu yerde bir külfet gibi algılanıyor. Oysa bugün dünyanın birçok yerinde enerji verimliliği artık birincil enerji kaynağı olarak kabul ediliyor. Modern ekonomiler artık daha fazla üretim, daha fazla tüketim anlayışını çoktan geride bıraktı. Çünkü insanların talep ve beklentileri değişti. Yenilenebilir enerji politikaları, iklim değişikliği, küresel ısınma, çevreci teknolojiler gibi kavramlar yeni bir enerji düzenine doğru geçişi zorluyor” şeklinde konuştu.
“DAHA AZ ENERJİ HARCAYIP DAHA FAZLA KATMA DEĞER ÜRETMEK ZORUNDAYIZ”
Artık günümüz dünyasında atık ya da kullan-at diye bir kavram olmadığını belirten Bakan Dönmez, “Yeniden değerlendirme, yeni değer elde etme sürecindeyiz. Döngüsel bir mantıkla kaynakları daha sorumlu kullandığımız, yeniden üretim sürecinin işlediği, sürdürülebilir, ürün ömrünün uzadığı bir sistemle daha az enerji harcayıp daha fazla katma değer üretmek zorundayız. Enerji verimliliği bu sürecin tam merkezinde yer alıyor. Yerel yönetimlerimiz de bu sürecin en önemli paydaşları. Çünkü şehirlerimizin enerjiyle ilgili planlama, tasarım ve uygulamalarında, ulaştırmada, tarımda, yapı ve imar gibi hususlarda belediyelerimiz büyük rol üstleniyor. Örneğin imar planlarının hazırlanması aşamasında verimli bölgesel ısıtma ve soğutma sistemlerinin kullanımı dikkate alınmalıdır. Bu sistemleri kullanabilecek yerler imar planlarında yer almalıdır. Ya da kentsel dönüşümle birlikte belediyelerimiz en az B sınıfı enerji kimlik belgesine sahip binaların yapımı için öncü bir rol üstlenebilir” diye konuştu.
“ENERJİ ARTIK BİR GİDER KALEMİ OLMAKTAN ÇIKIYOR”
Önümüzdeki günlerde özellikle çatı tipi GES uygulamalarının daha fazla yaygınlaşmasını beklediklerini kaydeden Bakan Dönmez, “Çünkü mevzuatımız geçtiğimiz yıl yenilendi ve artık lisanssız üretimde üst sınır kurumların elektriksel bağlantı gücüne kadar artırıldı. Kurumun ya da tesisin ne kadar elektriğe ihtiyacı varsa, o oranda bağlantı gücü kurmasının önü açıldı. Hatta yerel yönetimler elektrik bağlantı gücüne göre öz tüketim fazlasını da satabiliyor. Böylece belediyelerimiz hem ihtiyaç duyduğu elektriği üretiyor hem de fazlasını sisteme satarak ilave kazanç elde ediyor. Enerji artık bir gider kalemi olmaktan çıkıyor. Bireyler ve kurumlar için bir gelir kalemi haline geliyor” ifadelerini kullandı.
“KAMU BİNALARINDA 2023’E KADAR ASGARİ YÜZDE 15 ENERJİ TASARRUFU HEDEFİ BELİRLENDİ”
Belediyelerin elektrik alım ve kullanımlarına da değinen Bakan Dönmez şunları kaydetti:
“Her belediyemizin enerji yönetimi konusunda bir politikası, bir yol haritası olmalıdır. Biliyorsunuz Bakanlığımızın yönetmeliğiyle toplam inşaat alanı en az 10 bin metrekare veya yıllık toplam enerji tüketimi 250 TEP ve üzeri olan binalar enerji yöneticisi görevlendirme yükümlü. Ayrıca Cumhurbaşkanlığı kararıyla da bu tanıma uyan kamu binalarında 2023’e kadar asgari yüzde 15 enerji tasarrufu hedefi belirlendi. Biz verimliliğe önce kamudan başlayacağız. Toplumumuza örnek olacağız. İyi örnekleri çoğaltacağız. Sonra da bunun toplumun geneline yayılması için gayret göstereceğiz. Enerji yöneticisi görevlendirmekle yükümlü binalar için her 7 yılda bir enerji etütlerini yapma ve ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi’ni kurma hedefleri belirlendi. Tabii kamu binalarının enerji yönetimi uygulamalarını hayata geçirebilmeleri için Bakanlığımız tarafından sertifikalandırılmış enerji yöneticisi görevlendirmeleri gerekiyor. Bunun da altını bu vesileyle çizmiş olalım.”