Sinan Ateş suikastının üzerinden geçen 9 günde 13 kişi tutuklandı. Gazeteci Alican Uludağ, “Mafya-siyaset-polis” üçgenindeki cinayette aydınlatılmayı bekleyen 9 soru işaretini derledi.
Susurluk benzeri “Mafya-siyaset-polis” üçgeninde işlendiği izlenimi veren cinayetin kimler tarafından azmettirildiği henüz bulunamadı.
Soruşturma aşamasında da birçok kritik bilgi ve gelişmeyi gün yüzüne çıkaran DW Türkçe’den Alican Uludağ, Sinan Ateş suikastında, yanıt bekleyen 9 soruyu derledi.
9 SORU
1- Sinan Ateş cinayetine ilişkin neden örgüt soruşturması başlatılmadı? Soruşturma işlemleri, neden yalnızca olay günü nöbetçi olan uzlaştırma savcısına bırakıldı?
2 – Silahı kullanan tetikçi Eray Özyağcı’nın kaçmasına kimler yardım etti ve şu an nerede saklanıyor? Tetikçiye Ateş’i vurma talimatını kim veya hangi yapı verdi?
3- Sinan Ateş suikastında MHP bağlantısı yönünden yalnızca Ufuk Köktürk ile eski Ülkü Ocakları Genel Merkez Yöneticisi Tolgahan Demirbaş’ın adı geçti. Ancak cinayette Ufuk Köktürk’ün üzerinde kimlerin rol aldığı belirlenemedi. Bu kapsamda cinayetin azmettiricisi kimler?
4- ‘Dodo’ lakaplı Doğukan Çep, Hasan Ferit Gedik davasında kasten öldürme dâhil birçok ağır suçla yargılanırken neden tahliye edildi? Çep, davada 62 yıl ceza almasına karşın nasıl 4 yıl boyunca kaçmayı başardı? Sık sık Gürcistan’a giden Çep, sınırdan nasıl geçti? Diğer yandan Suriye’de Türkmen Dağı bölgesinde savaşmaya giden Çep’in varlığını o dönem, milliyetçi grupları kontrol eden devlet görevlileri nasıl fark etmedi?
5- MHP İstanbul İl Yöneticisi Ufuk Köktürk, 2013’te lise öğrencisini öldürmekten yargılanırken nasıl tahliye edildi? 20 yıl ceza almasına karşın neden tutuklanmadı? Köktürk ve Çep’in avukatlığını yapan MHP’li Serdar Öktem’in bu süreçteki rolü neydi?
6- Başta İstihbarat ve Emniyet olmak üzere Sinan Ateş, devlet içindeki bir kesimle yakın ilişkideydi. Buna karşılık tetikçilerin, önceden Ankara’ya giderek olay yerinde keşif yapması, cinayeti planlamasına karşın bu hareketler İstihbarat tarafından nasıl fark edilmedi?
7- Tolgahan Demirbaş’ın cinayetten sonra gittiği Olcay Kılavuz’un soruşturma kapsamında tanık olarak ifadesine başvurulacak mı?
8- İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Sinan Ateş cinayetinden dört gün önce kendisini makamında ziyaret eden MHP Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz ile ne görüştü? Soylu, cinayette iki özel harekât polisinin de tutuklanmasına karşılık idari soruşturma başlattı mı?
9- MHP yönetimi ve Ülkü Ocakları’ndan Sinan Ateş’in öldürülmesine ilişkin “başsağlığı” mesajı paylaşılmadı. MHP, cinayeti neden kınamadı, sorumluların hesap sorulmasını istemedi? Ülkü Ocakları Genel Merkezi, öldürülen eski başkanları nedeniyle soruşturmaya müdahil olacak mı?
SİNAN ATEŞ SUİKASTINDA KİM KİMDİR
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında şu ana kadar 13 şüpheli tutuklandı. Hakkında işlem yapılan şüpheli sayısı ise 17’yi buldu. Peki, Sinan Ateş cinayetinde kim, neyle suçlanıyor?
Sinan Ateş: 1984’te Balıkesir’de doğan ve Bursa’da büyüyen Sinan Ateş, lise yıllarından itibaren Ülkü Ocakları’nda görev aldı. 9 Ocak 2019’da doğrudan Devlet Bahçeli tarafından Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı’na atandı. Ancak görevi bir yıl sürdü. 2 Nisan 2020’de ‘istifa ettirildi.’ Yerine MHP Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz’a yakın bir isim olan Ahmet Yiğit Yıldırım getirildi. Sinan Ateş’in görevden alınmasıyla ilgili MHP kulislerinde birçok iddia konuşuluyor. Özellikle 2019 yılında Devlet Bahçeli’nin hastaneye kaldırılmasının ardından Ateş’in Bahçeli’nin yerine yeni “liderin” kim olacağı konusunda konuşmalar yaptığı iddia ediliyor. Bu konuda Bursa milletvekili olan MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman’ı işaret ettiği iddia ediliyor. Bahçeli’nin taburcu olmasının ardından bu konuşmaları öğrendiği ve bu nedenle Ateş’in görevine son verdiği belirtiliyor.
Bu olayın ardından MHP ve Ülkü Ocakları yönetiminin Sinan Ateş’e cephe aldığı iddialar arasında. Mersin’de geçen yıl Ateş’e yakın eski Ülkü Ocakları Başkanı Çağrı Ünel’in kendisine saldırmaya çalışan bir grup Ülkü Ocakları üyesine ateş açması ve bir kişinin hayatını kaybetmesi olayı da cinayetle ilişkili görülüyor. MHP ve Ülkü Ocakları yönetimi, Mersin’deki cinayetten Ateş’i sorumlu tutuyor. Sinan Ateş, son dönemde kent kent gezerek faaliyetlerini sürdürürken, gittiği her ilde kendi ve yakın arkadaşlarına yönelik saldırı girişimi olduğu biliniyor. Son günlerde ise İYİ Parti ile temasta olduğu iddiası ortaya atılmış ancak Ateş buna tepki göstermişti.
Eray Özyağcı: Sinan Ateş’i 5 kurşunla öldüren tetikçi. Hala firarda. “Papi” lakaplı Eray Özyağcı, İstanbul’da 28 Aralık’ta özel harekât polisleri Muratcan Çolak ve Aşkın Mert Gelenbey’in eskortluğunda transporter araçla Ankara’ya geldi. Cinayeti işlemesinin ardından motosikleti kullanan Vedat Balkaya tarafından Ankara’nın Gölbaşı ilçesine bırakıldı. Özyağcı’nın eski Ülkü Ocakları Genel Merkez yöneticisi Tolgahan Demirbaş tarafından İstanbul’a araçla götürüldüğü iddia ediliyor. Gürcistan’a veya Suriye’deki Türkmen Dağı bölgesine kaçmış olabileceği belirtiliyor.
Vedat Balkaya: Cinayet sırasında tetikçi Eray Özyağcı’nın bindiği motosikleti kullanıyordu. Olaydan bir gün önce İstanbul’dan motosikletiyle geldi. Cinayetin ardından Eray Özyağcı’yı alarak Gölbaşı’na bıraktı. Motosikletiyle İstanbul’a doğru kaçarken Kocaeli Darıca’da yakalandı ve tasarlayarak kasten öldürme suçundan tutuklandı. Balkaya ifadesinde, “Eray Özyağcı bana küçük bir hesabım var, sen beni ileride bekle dedi. Onu bırakıp bekledim. Daha sonra silah sesleri duydum. Eray’ı alarak uzaklaştım” dedi.
Doğukan Çep: Dodo lakaplı Çep, Sinan Ateş cinayetinin en kilit isimlerinden biri. Artvin’in Hopa ilçesinde doğdu ve 32 yaşında. 2013 yılında İstanbul Gülsuyu’nda uyuşturucu çeteleri tarafından öldürülen Hasan Ferit Gedik davasında tutuklandı. İki yıl tutuklu kaldıktan sonra 2015 yılında tahliye edildi. Dava sonunda Hasan Ferit Gedik’i öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı, ancak cezası ‘iyi hal’den 25 yıla indirildi. Mahkemenin, örgüt üyeliği, adam öldürmeye teşebbüs gibi çeşitli suçlardan verdiği cezalarla birlikte cezası toplam 62 yıla çıktı. 2018 yılında kararla birlikte Çep hakkında yakalama kararı çıkarıldı. Ancak ondan, Sinan Ateş cinayetine kadar haber alınamadı.
Çep, bu süreçte önce Gürcistan’a kaçtı. Yine 2017-2018 yıllarında Suriye’deki Türkmen Dağı bölgesine giderek Türkiye’den bölgeye gelen milliyetçi gruplarla birlikte rejime ve YPG güçlerine karşı “savaştı”. Tanıklar, Doğukan Çep’in kaçak olduğu dönemde özellikle İstanbul Ataşehir ve Çekmeköy/Alemdağ bölgesinde sık sık görüldüğünü anlattı. Dört yıl sonra Sinan Ateş cinayetinde ortaya çıktı. Cinayetin planlamasında yer aldığı iddia edilen Çep, tetikçi Eray Özyağcı’nın Ankara’ya götürülmesini organize etti. Özel harekât polisleri Muratcan Çolak ve Aşkın Mert Gelenbey ve tetikçiyi Ankara’ya götüren aracı ayarladı. Cinayetten iki gün önce Ankara’ya gitti. Kaçtıktan sonra 6 Ocak’ta İstanbul’da yakalandı ve cumartesi günü tutuklandı. NTV’den Gökhan Gerçek’in ulaştığı ilk ifadesine göre Çep, “Sinan Ateş, Ülkü Ocakları Başkanıyken bize sahip çıkmadı. Yargıtay’da temyiz aşamasındaki bir dosyam için yardım istedim ancak yardımcı olmadı. Bunun kızgınlığı ile korkutmak ve gözdağı amaçlı olayı planladık. Öldürülme amacımız yoktu” dedi.
Ufuk Köktürk: MHP İstanbul İl Yönetim Kurulu üyesi olarak görev yapan Köktürk, cinayetin planlamasında yer alan Doğukan Çep’in hesabına 97 bin TL para göndermekle suçlanıyor. Tasarlayarak kasten öldürme suçundan tutuklanan Köktürk, ifadesinde Doğukan Çep ile 2013 yılında Maltepe Cezaevi’nde aynı koğuşta tanıştıklarını ifade etti. Cinayetten iki gün önce 28 aralık saat 23:00’da Çep ile Facetime üzerinden görüştüğünü itiraf etti. Bu görüşmede Doğukan Çep’in 4 bin TL istediğini belirten Köktürk, eşinin hesabını kullanarak bu parayı Çep’e gönderdiğini kabul etti.
Ufuk Köktürk’ün adı daha önce de İstanbul’da 2013 yılında Kahraman Kaya adlı bir lise öğrencisinin öldürülmesi davasında gündeme geldi. Davada tutuklu yargılanırken tahliye edilen Köktürk, dava sonunda haksız tahrik altında cinayet işlemek suçundan 20 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Ancak tutuklanmayan ve cezası hala onaylanmayan Köktürk, bu sayede MHP İstanbul İl Yönetimi’ne girdi. Köktürk’ün o dönem avukatlığını yapan MHP’li Serdar Öktem, aynı zamanda Hasan Ferit Gedik davasında Doğukan Çep’in de avukatı olarak görev yaptı.
Tolgahan Demirbaş: Cinayet şüphelileriyle ilişkili olduğu iddia ediliyor ve şüphelilere Ankara’da yardım etmekle suçlanıyor. Demirbaş, cinayetten sonra motosiklet ile Gölbaşı’na giden tetikçi Eray Özyağcı’yı kaçırmakla suçlanıyor. Cinayetin ardından Ankara Emniyet Müdürlüğü Cinayet Büro polisleri, takip ettikleri Demirbaş’ı MHP Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz’un kullandığı bir evde gözaltına aldı. Emniyete götürülen Demirbaş, ifadesi alınmadan savcılık talimatıyla serbest bırakıldı. Demirbaş’ın serbest bırakılmasında savcılığa baskı yapıldığı iddia ediliyor.
Suat Kurt: Cinayetten önce Doğukan Çep ile birlikte Sinan Ateş’in ofisinin bulunduğu Çukurambar bölgesinde keşif yaptığı iddia edildi, tutuklandı.
Mustafa Uzunlar: İstanbul Ataşehir’de otopark işletiyor. Tetikçi Eray Özyağcı ile iki özel harekât polisini Ankara’ya götüren aracın sahibi. Aracı 27 Aralık günü Doğukan Çep’e teslim etti. Soruşturmada tutuklananlar arasında yer aldı.
Hakan Saraç: Eray Özyağcı ve Vedat Balkaya’nın cinayetten önce kaldıkları evin sahibi. Tutuklanan Hakan Saraç ifadesinde, “Beni İstanbul’dan bir arkadaşım aradı. ‘İki arkadaş Ankara’ya gelecek, kalacak yerleri yok ilgilenir misin?’ dedi. Ben de o yüzden evime kabul ettim. Cinayetle ilgim yok” dedi.
Muratcan Çolak / Aşkın Mert Gelenbey: Cinayeti işleyen Eray Özyağcı’nın İstanbul’dan Ankara’ya getirilmesinde rol alan özel harekat polisleri. Aracı bizzat bu polislerden biri kullandı. İstanbul çıkışında bir polis çevirmesine yakalanan aracın, polis kimliği gösterilerek geçilmesini sağladılar.
T24’ten Asuman Aranca’nın haberine göre ifadelerinde, tetikçi Özyağcı ile cinayetten 10 gün önce tanıştıklarını söyledi. Ankara’ya eğlenmek için gittiklerini, Özyağcı’nın da “Hastam var, sizinle gelebilir miyim, masrafa ortak olurum” dediğini aktardı. Özyağcı’yı Ankara’ya bıraktıktan sonra birkaç eğlence mekânını gezdiklerini ve İstanbul’a döndüklerini öne süren polisler, “Eray’in ismini ve tetikçi olduğunu gözaltına alındığımızda öğrendik” dedi.