Sevgili dostlar hepinize sevgiler saygılar sunuyorum.. Son zamanların algı konusu da asgari ücret.. Çünkü konu ne olursa olsun hayat pahalılığı ve geçim sıkıntısı bir şekilde her konuyu unutturuyor..
Evet iktidar partisi sanki evindeki birikmiş parasından bu millete sanki bir şey bahşeder gibi asgari ücrete yapacağı zammı uzattı durdu..
Kardeşim, 564. Milyar dolar tefecilere faizcilere para ödüyoruz..Tarihimizde ilk defa borcumuzun faizi anaparayı geçti, gerisini siz düşünün artık..200 Milyar dolar kur korumalı mevduat denen saçmalığın maliyeti var..
Ama söz konusu parası olan mevduat sahipleri değilde gariban, emekçi, EYT’li olunca yapılan her zammın bütçeyi sarstığını söylüyorlar..
Nasıl sarsıyormuş bir hesap edelim..
Devletin yeniden değerlendirilme artışı baz alınarak yapılması gereken zam 12.265 ?..
TÜİK’in makyajlı enflasyonu ile hesaplandığında yapılması gereken zam 10.120 ?..
Kardeşim bu esnaf elektrik, doğalgaz üren maliyetleri ile batmadıysa emekçi maliyetleri ile batmaz.!!!
Yıllardır ödediğimiz işsizlik fonları var, devletin aldığı, kaynakta kestiği paralar vergiler var.. Bunları taşa, inşaata değil, böyle bir süreçte esnafa KOBİ’ye destek için kullanmalı..
Türk-İş başkanı çıkıyor açıklama yapıyor.. “9000 altını kabul etmeyiz”..
Yahu kardeşim senin aklın başında mı.. Yahu kardeşim sen kime hizmet ediyorsun.. Devletin resmî artışlarını bile yapsan minimum rakam 10.120 lira.. Sen nasıl kapıyı 9.000’den açarsın..
Hep söylüyorum, öğlen tabldotta çıkan meyveyi, keki sarıp, çocuklarına götüren bir babanın psikolojisini bilmeyen asgari ücreti belirleyemez..
Diyelim 10.000 yaptılar.. Eee? Bu güneşe kar mı dayanır.. İki bilemedin üç ay içinde satın alma gücü gene azalacak.. Ne yapacaksınız, zam da verdiniz, güncelleme yağıp aklınızca gönül alacaksınız..
Biz neden tarım ile uzağız birisi bunu bana açıklasın.. Her biri Avrupa ülkesi kadar ovalarımız verimli topraklarımız var.. Türkiye’nin buğday üretme kapasitesi tam 50 milyon ton.. Biz ne üretiyoruz.. 16 milyon ton.. Senelik ihtiyacımız 22 milyon ton.. 6 nerden geliyor, ithal olarak.. Yazık değil mi..
İç Anadolu buğday ambarıydı, artık değil.
Trakya ayçiçek ambarıydı, artık değil.
Akdeniz sebze meyve ambarıydı, artık değil.
Güneydoğu bakliyat ambarıydı, artık değil.
Ege pamuk tütün ambarıydı, artık değil…
Ve bunun tek sebebi AKP hala tarımdan ihracatından bahsediyor.. Konya kadar Hollanda’nın tarım ihracatı bizimkinin neredeyse on katı..
Eğer yediğimiz ekmeği, masamızdaki pirinci bakliyatı ithal edecek noktaya geldiysek, bizim ne enflasyonumuz, ne de döviz krizimiz biter..
Enflasyon olan ülkeler para sıkılaştırıcı politikalar uygular ki, alan daralsın, para kontrol altında kalsın..
İktidar ne yapacak ocak ayından itibaren.. Bol bol kredi.. Bol para demek enflasyon demek, bol para asgari ücretten aldığınız zammın her gün erimesi demek..
Her ay 10-11 milyar dolar dış ticaret açığı var, yani ithalatımız ihracatımızı katlamış durumda.. Bunun sebebi nedir, bunun mimarı kimdir..
Kıymetli dostlarım, seçimin sonucu hangi parti çıkarsa çıksın, oyumuza, adımıza yapılan kamu harcamalarına sahip çıkalım hesabını soralım.. Bu millete fakirliği özendirmeye çalışanlar bizlerin vergileri ile saltanat yaşıyor..
Atalarımız boşuna dememiş, “akan suyun önünde olsan idare bileceksin…” Bizler biliyoruz ve sıkacağımız kadar sıkıyoruz..
Bizler millet olarak bir maç izlemeye kalkan koca uçağın, 1.5 saat için harcanan milyon milyon liranın, yazın içerde toplantı varken klima çalışsın, kışın kalorifer yansın diye motoru durdurulmayan devlet araçlarının hesabını sormazsak bizim başımızdaki fakirlik , yoksulluk eksik olmaz..
Bir devletin itibarı milletin yüzündeki huzur ve gülümsemedir..