ABD Havacılık ve Uzay Dairesi NASA’nın 11 yıl önce Jüpiter’in yörüngesine gönderdiği Juno adlı uzay aracı, gezegenin üçüncü en büyük uydusu İo’ya doğru ilerliyor.
İo, Güneş Sistemi’nin volkanik olarak en faal uydusu. Uyduda sürekli gaz ve lav püskürten yanardağlar var.
Juno, 80 bin kilometre mesafeden İo’nun lavlarla kaplı yüzeyinin çarpıcı fotoğraflarını geçti.
Uzay aracının gelecek yıl İo’ya 1.500 kilometre kadar yaklaşması planlanıyor.
3.600 kilometre çapındaki uydunun en son benzer görüntüleri 20 yıldan uzun bir süre önce çekilmişti.
BBC’ye konuşan Juno araştırma ekibinin başkanı Prof. Scott Bolton, “Volkanlar ve lav akışını anlamaya çalışma ve bunları haritalandırmanın yanında bir dizi hedefimiz daha var” dedi:
“Aynı zamanda yerçekimi alanına bakacağız ve İo’nun iç yapısını anlamaya çalışacağız. Tüm bu volkanları yaratan magma küresel bir okyanusu mu oluşturuyor, yoksa bunlar bağımsız yapılar mı görmek istiyoruz.”
Juno misyonu için şimdi bir anlamda eğlence zamanı. Zira Juno’nun Jüpiter’e gönderilme amacı gezegenin kökenini ve evrimini araştırmaktı.
Ama Juno, Jüpiter’in dört ana uydusu Callisto, Ganymede, Europa’dan sonra şimdi de İo’da gözlem yapacak.
Juno, Ganymede’e yakın geçişini 2021’de, Europa’ya yakın geçişini de bu yılın başlarında yapmıştı.
Bu geçişlerde Juno’nun mikrodalga ışınölçerinden değerli bilgiler elde edildi.
Bu cihazın asıl amacı Jüpiter’in bulutlarını incelemekti. Fakat Ganymede ve Europa’nın onlarca kilometre uzanan buz tabakalarında ölçümler yaptı.
Bilim insanları bu iki uyduya özel önem atfediyorlar çünkü ikisinde de derinlerde okyanusların olabileceği düşünülüyor. Bu da olası bir yaşam belirtisine işaret ediyor.
İnsan gözününün görebileceği dalga boylarında çekilen bu fotoğraflar Ganymede’in yüzeyindeki karanlık ve aydınlık lekeleri gösteriyor.
Açık renkli yerler daha “genç” ve daha soğuk yerler.
Juno’nun ışınölçeri, bu bölgesel farklılıkların sadece yüzey fenomenleri olmadığına, bunların daha derinlerdeki yapılarla bağlantılı olduğuna işaret ediyor.
Europa’da sıcaklıklar düşük ama bölgesel farkılılık var.
Fakat ilginç bir şekilde bu farklılıklar derinlerde ortadan kayboluyor.
Prof. Bolton, “Bu da sıvıya yaklaştığınızın bir göstergesi olabilir” diyor:
“Çünkü sıvıya yaklaştıkça tamamen tekdüze bir yapı olacak. Yani ayna gibi olacak. Suyun birkaç kilometre – altı-sekiz kilometre- altta olacağını düşünmek çılgınlık olmaz. Şu anda bunun bir okyanus olduğunu söylemeye hazır değilim ama su burada rol oynayabilir.”
NASA’nın Gezegen Bilimi Direktörü Dr. Lori Glaze, Jüpiter’in uyduları için özel tasarlanmış misyonları sabırsızlıkla beklediğini söylüyor.
Avrupa Uzay Ajansı’nın Juice uzay aracı gelecek yıl Ganymede’e gidecek.
NASA’nın Clipper uydusu da 2024’te Europa’nın yörüngesinde olacak.
Dr. Glaze bunların çok değerli misyonlar olduğunu belirterek şöyle konuşuyor:
“Galileo Galilei’nin 1610’da bu uyduları keşfi modern astronominin doğuşunu simgeliyor. O zamana kadar Dünya’nın evrenin merkezi olduğuna ve her şeyin bizim etrafımızda döndüğüne inanıyorduk. Ama teleskobunu Jüpiter’e doğrulttuğunda gördüğü şey bunun doğru olmadığını gösterdi.”