Aşağıdaki satırlar Cumhur İttifakı’nın mini ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin son grup toplantısından alıntıdır. Hakaretamiz ve aşağılayıcı üslubu bir tarafa bu konuşma Bahçeli’nin burnunu Genel Merkez’den çıkarıp halkın arasına karışamadığının ve Türkiye gerçeklerinden ne kadar habersiz olduğunun açık ve net bir kanıtıdır.
Bahçeli’nin sözleri şöyle:
“Şunu bir defa açıkça ifade etmek durumundayım ki, ülkemizin hiçbir yerinde zillet ittifakının iddia ettiği gibi bir Türkiye tablosu yoktur.”
“Türkiye ekonomisinde sanal korkular oluşturup pireyi deve yapan siyasi sefillerin bir defa dünyanın nereden nereye geldiğini göremedikleri, böyle bir analitik ve millî akla sahip olmadıkları ortadadır.”
“Çok şükür Türkiye, dünyanın yaşamış olduğu ortak sorundan pozitif olarak ayrışırken, yatırım, üretim, ihracat ve istihdam alanlarında bir adım öne çıkmaktadır.”
“Siyasetlerini yalan ve riyayla mayalandıran, tezvirat ve tefrikayla maskaralaştıran çürük çarık zihniyetlerin hiçbir sözü söz değildir, hiçbir açıklaması doğru değildir.”
“Yalnızca göz boyamak ve çalışıyor imajı uyandırmak amacıyla üç beş esnaf gezip fitne fücur teşrifatçılığı yapanların ipliği artık pazardadır, ikinci ele düşmüştür.”
“Kameralara yansıtılan sipariş görüntüler, sahnelenen sahte mağdur tiyatroları, duyguları istismar eden taktik beyanatlar, kurmaca ve kumanda edilen karşılıklı diyaloglar hiç kimseyi inandıramaz.”
“Sahte bir gülümseme iliştirip yüzlerine kalabalıkların içine giren samimiyetsiz ve kifayetsiz siyasetçilerin, herkesi kendileri gibi ahmak ve gafil zannetmeleri tam bir çarpıklıktır.”
“Patates, soğan, domates, patlıcan fiyatlarını abartıp milletimize kötümserlik aşılayan bedhahlara diyorum ki, biraz insafınız varsa, biraz vicdanınız kaldıysa, bir parça da haysiyetiniz bulunuyorsa, kimin tarafında olduğunuzu açıklayınız.”
Bu sözlerin sahibi olan Bahçeli’nin ya deveyi pire zannettiği ve yahut da deveyi halka pire diye yutturmaya kalktığı aşikârdır.
İktidara yancılık yapan Bahçeli ya Türkiye’nin yaşadığı devasa ekonomik krizi ve sorunlarını idrak edememekte veyahut da oy kaygısı ile halktan gerçekleri gizlemeye, vahim tablonun üstünü örtmeye, çözülemeyen sorunları halının altına süpürmeye çalışmaktadır.
Üstelik ne yazık ki iktidarın başka üyeleri de benzer bir tutum içerisindeler. Daha birkaç gün önce Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum da benzer manada bir konuşma yapmış ve “Türkiye’nin hedeflerini benimseyememiş olan muhalefet; yalanlarla, iftiralarla, yalan yanlış söylemlerle, sahte krizlerle maalesef üreticimize, yatırımcımıza güvensizlik aşılamaya devam ediyor.” demişti.
Bu arkadaşlara tek söyleyeceğim; eğer gerçeklerin farkındaysanız ama oy kaygısı ile gerçekleri halktan gizleyebilmek uğruna böyle konuşuyorsanız diyeceğim bir şey yok. Bu tip tutumlar çoğu politikacı için zaten alışıldık bir durumdur. Lain ciddi ciddi ülkenin içinde bulunduğu durumdan habersizseniz, bu tip konuşmaları inanarak yapıyorsanız işte o zaman son derecede büyük bir sorunumuz var demektir. Çünkü sorunu görmeyen, gördüğünü anlamayan, fark ettiğini reddeden yöneticilerden o sorunu çözmesi beklenemez ve ne yazık ki sizler o sorunu çözmesi beklenen noktada; iktidardasınız.
Bu durumda yaşanılan ekonomik krizin çözümünü sizlerden beklemek mümkün olmayacak, yaklaşık bir yıl sonraki seçimleri beklemek ve bu seçimlerde iktidarın değişmesini ummaktan başka bir şey elden gelmeyecektir.
Bu bir yıl sizler gibi bir eli yağda bir eli balda olan muktedirler için fazla bir şey ifade etmeyecek ama yokluk ve yoksulluğun pençesinde kıvranan, evine ekmek götüremeyen, çocuğunun cebine harçlık koyamayan, anasına babasına ilaç alamayan milyonlar için çok acı verici olacak…