Ömrünü Türkçeye adamış Macar Türkolog
Sinan Yaman’ın “Tuna Kürsüsü” adlı söyleşi kitabı, Türkiye dışından bir Türkologla yapılan ilk nehir söyleşi olma özelliğini taşıyan bir çalışma.
“Edit Tasnádi; Gyula Németh, Lajos Ligeti, Zsuzsa Kakuk gibi ünlü Türkologların öğrencisi olmuş ve bir Türkolog olarak yetişmiştir. Ama hayat onu âdeta modern Türkçenin içine atmıştır. Budapeşte’deki Macar Radyosunun Türkçe servisinde yıllarca çalışmak, Türkiye’de ve Avrupa gurbetinde yaşayan Türklere Türkçe programlar hazırlamak, onlardan gelen mektupları okumak, sınıflandırmak, türkü isteklerine cevap vermek onun Türkçesini pişirmiştir. Bu pratiğin üstüne beş yıl boyunca Ankara’da DTCF’de okutmanlık yapmak da onun çalışma alanını belirleyen etkenlerden biri olmuştur. Edit Hanım, eski Bulgar Türkçesinden Macarcaya geçen kelimelerle meşgul olmuştur, Macarca-Türkçe ve Türkçe-Macarca Sözlük çalışmalarının içinde yer almıştır ama onun asıl çalışma alanı çeviri olmuştur. Özellikle Türkçeden Macarcaya. Onlarca romanımız, öykümüz, şiirimiz, deneme ve araştırma kitabımız onun emekleriyle, onun güzel ve mutlaka estetik diliyle Macarcaya kazandırılmıştır. Yaşar Kemal, Orhan Pamuk, İhsan Oktay Anar, Memet Baydur, Gül İrepoğlu, Buket Uzuner, Orhan Asena, Tarık Buğra, Turan Oflazoğlu, İlber Ortaylı ve daha pek çok yazar ve şairimiz onun kalemiyle Macarcada hayat bulmuştur. Edit Tasnádi Türk-Macar edebî ilişkilerinin her alanında söz söylemiş, kalem oynatmıştır. O, Türk-Macar edebî ilişkilerinin her yerde hazır olan sözcüsüdür.”
Ötüken Neşriyat Tel:(0212) 251 03 50
***
Yazdığı günlükleriyle yaşadığı dönemin Türkiye’sine ışık tutan Muraffer Buyrukçu’nun bir günlüğü daha Kırmızı Kedi Yayınevi tarafından okurla buluşturuldu.
“Sıcak İlişkiler-Arkası Yarın”da 60’ların gergin atmosferini, “Anında Görüntü”de 68-86 yılları arasında sanat ve edebiyat dünyasında yaşananları güçlü kaleminin imbiğinden geçirerek aktaran Muzaffer Buyrukçu, bu kez takvimlerin 70’leri gösterdiği zamanları günlüklerine alıyor. Geride kalan on yılda, sıkıntılı politik atmosferin yanında kendini daha çok hissettiren ekonomik darboğazın kalıntıları, Buyrukçu’nun eşsiz gözlem yeteneğiyle birleşen cümleleri aracılığıyla yazıya dökülüyor.
Muzaffer Buyrukçu, “Dillerinde Dünya” adıyla kitaplaştırdığı günlüklerinde okuru kendi iç dünyasından İstanbul ve Ankara sokaklarına uzanan bir yolculuğa çıkarmakla kalmayıp yine dönemin sanatsal atmosferini bir cerrah titizliğiyle gözler önüne seriyor.
Kırmızı Kedi Yayınevi Tel:(0212) 244 89 82
***
HAFTANIN KİTABI
Silah arkadaşı Tamer Uman; efsane yüzbaşı, Kıbrıs kahramanı Muzaffer Tekin’in hayatını “Son Şövalye Muzaffer Tekin” adıyla kitaplaştırdı:
Yiğitti, mertti, kahramandı, ama ülkede hüküm süren derebeyler suçsuz yere infaz ettiler. Kılıcını ve unvanlarını elinden aldılar. Şövalye çok üzgündü, yıkılmıştı. Kırılmış fakat küsmemişti. Köşesine çekildi. Hiç savaşmadan ülkeyi ele geçiren kara cüppeliler, derebeylerden daha vahşi, daha acımasızdı. Vicdanları cüppelerinden daha karaydı. Şövalyeyi savunmasız ve yalnız bularak esir aldılar. Sonra da yıllarca zindanlarda çürüttüler. Şövalye hiç eğilmedi, bükülmedi, onlara karşı kağıt, kalem ve yasaları kullanarak savaştı. Zaten başka silahı da yoktu. Sonunda zindanın duvarlarını yıkarak hürriyetine kavuştu. Kazanmıştı ancak, yorgun, bitkin ve hasta düşmüştü. Sonra bir nisan günü atına bindi ve uğruna defalarca canını ortaya koyduğu ülkesinden göçüp çooook uzaklara gitti. Artık yeni derebeyler de kara cüppeliler de çok ama çok mutluydu. Çünkü o son şövalye idi…
Togan Yayınları Tel:(0533) 712 14 94