Ahmet Yabuloğlu’ndan haftanın kitabı ;
Kaleme aldığı, “İslamsız Müslümanlık” adlı kitabın İslam dininin “Ey iman edenler, iman ediniz!” yüce mesajının yerini bulması için yapılan bir çağrı olduğunu belirten ilahiyatçı Abdulbaki Erdoğmuş, öze dönüşün nasıl olacağına dair bir yol haritası sunuyor.
İsmi ilk başta ürpertici gelen “İslamsız Müslümanlık” kitabında pek çok kavramı, terminolojiyi, düşünceyi, mezhepleri, tarikatları yeniden ve hatta sil baştan değerlendirmeye davet eden Abdulbaki Erdoğmuş şu önemli tespitlerde bulunuyor:
Müslümanların içine düştüğü en temel hata İslam ile Müslümanlık tarihini aynı sanmasıdır. Bir dine, bir geleneğe ve bir kitaba yapılacak en büyük haksızlık onu kendisi hakkında söylenenlerle aynı sanma yanılgısıdır. Müslümanların tarihi ile Müslümanlarla İslam’ın ve Kur’an’ın tefrik edilerek düşünülmesi gerekir. Bir şeyin tarihi o şeyin kendisi olamaz. Kur’an’ın kutsal metni ile Müslümanların bu metin hakkında söyledikleri farklı şeylerdir. Hz. Muhammed’in vefatından sonra İslam mensupları müminlere emanet edilmiştir.
Bundan sonra onlara düşen, dini sahih ve yalın biçimde anlamak ve sürdürmektir. Ama gün geçtikçe İslam dini Müslümanların uygulamalarıyla giderek zaafların, çıkarların ve cehaletin gölgesinde tanınmaz hâle geldi. Peygamber’in vefatından sonra başlayan iktidar-siyaset tartışmaları Müslümanları birbirinden çok farklı mezheplere ve fraksiyonlara ayırmıştır. Normalde düşünce özgürlüğü ve “rahmet” olarak kabul edilen bu ihtilaf durumları Müslüman coğrafyasını ırkçılığın, grupçuluğun ve mezhepçiliğin pençesinde bugün içinde bulunduğumuz perişan bir duruma sürüklemiştir. Bugün Müslümanım diyenlerin yeniden İslam’a davet edilmeleri gerektiği ortadadır. Haksızlıktan, hukuksuzluktan, şiddetten, öfkeden, insan hakları ihlallerinden geçilmeyen bir toplum İslam toplumu olarak nitelendirilemez.