Rusya ile Ukrayna arasında başlayan savaşla birlikte dolar/TL 14.65 TL seviyesini görürdü, altın ve gümüş fiyatları ise yükselişe geçti. Borsa ise 2016 puandan 1851 puana çakıldı.
Rusya’nın Ukrayna’ya (Kökeninde ise NATO’ya) karşı başlattığı savaş ve gövde gösterisi ilk gününde piyasaları allak bullak etti. Aylardır Kur Korumalı TL Mevduat, kamu bankalarının piyasada her gün satış yönlü görünmeleri, kurumların TL’ye geçişini teşvik edecek önlemler gibi çabalarla 13.5 TL ortalamalarda tutulmaya çalışılan dolar/TL, ilk füzenin düşüşüyle 14.65 TL seviyelerini gördü. Borsa 2016 puandan 1851 puana hızla çakıldı. Altın ve gümüş fiyatları uçtu. Elbette bunda savaşın ilk şok etkisi vardı. Cuma günü ise Rusya’nın enerji tedariğinde bir kısıntıya gitmeyeceği beklentisiyle hem doğal gaz fiyatlarında düşüş hem de finansal piyasalarda bir toparlanma gördük.
Burada şimdi tartışılan konu piyasaların insani ve dramatik boyutu tartışılmaz bir konu olan savaşa ilerleyen dönemlerdeki tepkisi. Gariptir, tarih bize gösteriyor ki piyasaların savaş reaksiyonları ilk şokun ardından genellikle “Biz işimize bakalım” şeklinde oluyor.
Lafın özü sıcak çatışmanın etkisine göre global finansal piyasa dalgalanmaları ilk reaksiyon olarak sert düşüşler gösterse de geri dönüşü genellikle daha uzun bir süre alsa da kayıpları geri alıp artıya geçtiği bir toparlanma şeklinde oluyor. Buna genel anlamıyla piyasa umursamazlığı deniyor.
EN BÜYÜK RİSK FED’İN TAKVİMİ
Burada kritik nokta genellikle piyasalarda savaş algısı oluştuğunda Fed gibi global piyasalara yön verme gücü olan kurumların faiz veya parasal genişleme politikalarını buna göre ayarlamaları oluyor. Fakat bu defa Rusya-Ukrayna savaşı, Fed’in faizleri artırmak için takvim verdiği ve parasal daralma sürecini başlattığı döneme denk geldi. Bu da tüm önceki örnekler karşısında risk olarak duruyor.
İKİ İHTİMAL
Şimdi önümüzde çok önemli iki olasılık duruyor. İlki Fed’in mevcut durumu göz önüne alarak takviminde bir güncelleme yapması. Bu başta borsalar, tahvil piyasaları ve kripto paralar için sert bir toparlanma getirebilecek bir durum. İkinci olasılık ise Fed’in takvimine bağlı kalması. Eğer Rusya ve NATO ülkeleri arasındaki gerilim daha da tırmanırsa bu piyasaların daha önce hiç test etmediği bir psikolojiyi beraberinde getirebilecek. Savaş gerçeğini bu defa iliklerine kadar hissedecek bir piyasanın aşağı yönlü reaksiyonunun boyutunu tahmin etmek zor.
TÜRKİYE İÇİN ÇOK KRİTİK HESAPLAR
Türkiye açısında ise duruma bakarsak pek parlak görünmüyor. Türkiye kuşkusuz bu çatışmadan özellikle cari dengeleri açısından en çok etkilenecek ülkelerden biri. Bütün stratejisini cari dengenin fazla vereceği yaz aylarına odaklı kuran ekonomi yönetimi açısından kur, enflasyon ve reel ekonomi politikaları büyük risk altına girebilir. Bu da tüm Türkiye finansal piyasalarını sert dalgalanmalara maruz bırakabilecek bir risk unsuru. Bu dönemlerde uzmanların önerisi portföylerde nakit ağırlığını her zamankinden daha da yüksek seviyeye çıkarmak veya güvenli limanlar olan emtialara portföylerde yer açmak. Fakat sert düşüşlerin daha riskli piyasalarda uzun vadeli yatırım planları için yeni alım fırsatları ortaya çıkarma olasılığını da altı çiziliyor