Zafer Partisi 1. olağanüstü büyük kongresi başladı.
Ankara ATO Congresium kongre merkezinde gerçekleşen kongreye ilgi yoğun oldu.
Andımızın okunmasıyla başlayan kongre, orkestranın okuduğu marşlar ve Azerbaycan türküleri ile devam etti.
Tuana sanat kulübü üyeleri halk oyunları ile konukları eğlendirdi.
Katılımcıların sık sık “Türküz, Türkçüyüz, Atatürkçüyüz”, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganları attıkları duyuldu.
Kongreye CHP, Adalet Partisi, Memleket Partisi, Doğru Parti, Bağımsız Türkiye Partisi, Türkiye Değişim Partisi, Yeniden Refah Partisi, Turan Hareket Partisi’nden temsilciler ve Cumhurbaşkanlığı adaylığını açıklayan MHP’li eski vekil Sinan Oğan da katıldı.
SİNAN OĞAN: ZAFER PARTİSİ’NİN ADINI ÇOK DUYACAĞIZ
Veryansın TV’ye konuşan Oğan, şunları söyledi:
“Türk siyasetine yeni bir nefes getiren Zafer Partisi Birinci Olağan Kurultayı’nı tebrik ediyorum. Çok coşkulu bir kalabalık, hakikaten de çok inanmış bir genç nüfus ağırlığı gördüm. Bizde Zafer Partisi 1. Olağanüstü kurultayına tebrik ve hayırlar dilemek için geldik. İnanıyorum ki bundan sonra Türk siyasetinde Zafer Partisi’nin adını sesini çok duyacağız”
ŞAHSUVAROĞLU: GENÇ KUŞAK ZAFER PARTİSİ DİYOR
Kongreyi Veryansın TV’ye değerlendiren Zafer Partisi Sözcüsü Lütfü Şahsuvaroğlu, “yapılan son -araştırmalara göre 17-21 yaş arası genç kuşak yüzde 40 Zafer Partisi’ni seçiyor” dedi.
Alkışlar ve sloganlar eşliğinde salona giren Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, türküler ve dansların ardından sahneye çıktı.
ÜMİT ÖZDAĞ: TÜRK DEVLETİ AİLE ŞİRKETİNE DÖNDÜ
“Ümit burada, escobar nerede” sloganları eşliğinde konuşmasına başlayan Özdağ’ın konuşmasından satır başları:
“Türk milleti sadece büyük dış sorunlarla karşı karşıya değil. Aksine bu dış sorunlar kadar büyük hatta daha tehlikeli iç sorunlarımız var. Ağır bir devlet krizi yaşıyoruz. Biz 4 bin senden beri devleti olan bir milletiz. Tarihte sadece iki tane millet var. Türkler ve Çinliler 4 bin senden beri devleti olan. Ama bu 4 bin senelik devlet tarihi içinde öyle bir döneme denk geldik ki bu dönemde Erdoğan var. Şansa bakın Atatürk’le, onun yönettiği Türkiye’de yaşamak vardı biz bu döneme rast geldik. Bu dönemde devletin Türk milletinin elinden alındığını gördük. Türk devleti bir aile şirketine dönüştürüldü.
‘FETÖ’YE ‘PARALEL DEVLET’ KURMA İMKÂNI VERİLDİ’
Öyle devlet belgeleri var ki inanamazsınız. Atayan Erdoğan, atanan Erdoğan, üye Erdoğan. Öte yandan devlet, cemaat ve tarikatlar arasında paylaştırılıyor. Türk devletinin içinde FETÖ adlı terör ve casusluk örgütüne “paralel devlet” kurma imkanı verildi. Genelkurmay, Yargıtay, Danıştay, mahkemeler, Emniyeti Jandarma, MİT, üniversiteler valilikler sayısız devlet kurumu bir terör örgütünün eline geçti. 15 Temmuz’da terör örgütü devletin geri kalanını da ele geçirmek üzere harekete geçti, devleti değil. Devletin yarısından çoğunu ele geçirmişti zaten. Bütün bunlar engellenebilirdi.
‘ERDOĞAN 2009’DAN İTİBAREN FETÖ’NÜN CASUSLUK ÖRGÜTÜ OLDUĞUNU BİLİYORDU’
Hiç açıklanmamış bir husus. Bunu bütün Türkiye’de birkaç kişi biliyor… 2009’dan itibaren Recep Tayyip Erdoğan, FETÖ’nün bir casusluk örgütü olduğunu biliyordu. 2009’da Erdoğan’ın önüne Türkiye’de bir yabancı servisin yaptığı istihbarat operasyonunun dosyası Türk istihbaratçılar tarafından götürüldü. Bu operasyonda FETÖ’nün nasıl aktif rol aldığını anlayınca Erdoğan, Başbakanlık’ta odasında dosyayı fırlattı ve şöyle dedi: “Bunlar casus”. Öyle değil mi Erdoğan?
Madem casus olduklarını biliyordun, neden 2010’da referanduma bunlarla gittin?
Neden FETÖ’cü generallerin casus olduğunu bile bile atadın?
Şimdi Erdoğan merak edecek bunu Özdağ’a kim söyledi diye… Eniştem söylemedi emin ol!
YARGI, EMNİYET, JANDARMA’DA CEMAAT KONTROLÜ İDDİASI
FETÖ ile birlikte TSK’ya saldıran Ak Parti, diğer yandan da PKK terör örgütü ile masaya oturdu, Öcalan’la İmralı’da Anayasa yazdılar. Kıbrıs Barış Harekatı’nda 498 şehit 1200 yaralı verdik ve devlet kurduk. Oysa, açılım süreci dedikleri PKK ile müzakere sürecinde güney doğuda PKK’ya verdikleri ilçeleri geri almak için 783 şehit, 4 bin yaralı verdik.
Devlette liyakat ilkesi terk edildi. Devlet bürokratlarının yerini yeteneksiz ve cahil parti bürokratları aldı. Yargı bağımsızlığını yitirdi. FETÖ 15 temmuz sonrası sözde tasfiye edildi ama yargı hâlâ cemaat ve tarikatların kontrolünde. Ak Partili avukatlar hakim yapıldı, adaletsizlik dağıtımı yeni bir boyut kazandı. FETÖ kısmen tasfiye edildi ama TSK ve jandarma da hâlâ cemaatlerin kontrolünde.”