Yukarıda ki fotoğrafı bu sabah Kozak dağ yolu – İzmir sınırında – Okçular Köy sapağı öncesinde çektim. Güzellikler karşısında insan düşünmeden edemiyor. Asırlık at kestane ağaçları renkleri beni mest etti. Köprü altında sırıl şırıl akan suyun sesini yağmur damlacıkları altında dinlemekte yetti. Bu manzarayı önümüzdeki senelerde aynı güzellikte bulurmuyuz! bilemiyorum. Kathy’de pek emin değil. Köprüyü geçtik Okçular köyü tabelasından saptık ve sol tarafta akan tatlı mı tatlı dağ suyunu kana kana içtik.
Madra Dağı’ndaki Kozak Yaylası, ismini çam kozalağından alıyor. 5 Milyon çam fıstığı ağacına sahip ve arılar için cennet olan Kozak yaylası son senelerde can çekişiyor. Açılan taş – maden ocakları nedeniyle bölge doğası alt yapısı ve su kaynakları ile bozuluyor.Adeta katliam niteliğinde. Ege Bölgesi’nde İzmir sınırları içinde Bergama-Ayvalık ilçe merkezleri arasında yer alan, Bergama’ya yaklaşık 20 km mesafeden itibaren başlayan, deniz seviyesinden yüksekliği 500 -1000 metre arasında değişen Kozak yaylası çok sık taş ocakları nedeniyle eskisini aratır görünümde.
Bu sabah eşim Kathy ile birlikte erken saatler de Bergama Okçular Köyüne doğru yola çıktık. 2021 senesinde yapılmak istenen taş ocakları herhalde çalışma izinlerini aldılar ki dağ tepelerinde pazar sabahı bile damperli araçların gürültüsü geliyordu.
Okçular Köyüne 150 metre mesafede ki ocak ile ilgili ‘Değerlendirme komisyonu’ raporu geçtiğimiz hafta yayınlanacaktı. Okçular Köyüne girmeden sağ tarafta ki Maden ocak tabelası yanında arabadan indim bakındım. Rapor sonucu ne şekilde yayınlandı bilemiyorum. Yolda rastlayıp sorduğum köylününde haberi yoktu. Yazılı medyadan takip ettiğim kadarıyla ‘Karna Maden Ltd şirketi’ tarım vasfında ki 70 ve 84 hektarlık iki ruhsata sahip ve yıllık 300 bin ton üretim planlıyor.
Bu örnek verdiğim maden şirketi gibi çoğu çalışma izni – ruhsatı sırasını, köylülerin dile getirdikleri gibi doğa katliamına başlamayı bekliyorlar. Maden ocakları üretimi sırasında çıkan toz ile ilk etkilenecek asırlık fıtık çamı ağaçları yok olacak . Çam fıstığı üretimi ile arı popülasyonu bölgede bitecek.
Son senelerde Kozak kırsal mahallelerinde onlarca taş ocağı açıldığı ve bölgede yarattığı tahribatın uydu görüntülerinden gayet açık şekilde görüldüğüne de dikkat çekiliyor ama kimin umurunda. ÇED dosyasının onaylanması halinde fıstık çamları ve üzüm bağları geri dönüşümü olmaksızın, çevre canlıları da zarar göreceği, son senelerde bölgede incelemeler yapan bilim insanları tarafından iyi biliniyor..
Bergama Çevre Platformunun dile getirdiği gibi istenen tek şey şu ‘ ARTIK KOZAK YAYLASININ BAĞRINDA YENİ YARALAR AÇILMASIN’
Kozak Yaylası Antik çağdan beri bölgede fıstık ticareti yapıldığı biliniyor kısacası asırlardır Madra dağı köylerinde geçimlerini maddi değeri yüksek ürün olan çam fıstığından sağlıyorlardı. İç pilavlara, zeytinyağlı dolmalara ve sarmalara koymaya alışkın olduğumuz bu çam fıstıklar hem iç pazarlarda hem de Avrupa’da dış pazarlarda alıcı buluyordu. Senelerce Türkiye’nin ihtiyacı çam fıstığının %80’ i Kozak yaylasından geliyordu. 2015’ten beri ağaçlar fıstık vermez oldu. Yöre köylüleri senelerce siyanürle altın arayan firmaları işaret etti durdu. Bir türlü doğa katliamının önüne geçilemedi.