Sedat Peker, 23 Mayıs’ta Kolombiya’dan Türkiye’ye yönelik uyuşturucu trafiğini ifşa etmişti.
Peker, Youtube’daki yayınında, eski Başbakan Binali Yıldırım’ın oğlu Erkam’ın yeni uyuşturucu güzergahını kurmak için 2021 yılının ocak ve şubat aylarında Venezuela’ya gittiğini iddia etti.
Yıldırım’ın bahisçi Halil Falyalı ile KKTC’yi uyuşturucu trafiğinin merkezi yapmak için çalıştıklarını savundu.
Halk TV’den İsmail Saymaz’ın haberine göre Yıldırım, avukatı aracılığıyla şikayetçi oldu.
Dilekçede şöyle denildi:
“Müvekkilimin uluslararası uyuşturucu sevkiyatının içinde olduğu ve birtakım ağların eline düştüğü, siyasi nüfuzu sebebiyle hukuk dışı bu sürecin devam ettirildiği algısı ustaca ve planlıca yürütülmüştür. Müvekkilimin deniz ticaretinde çalışıyor olması ve babası Binali Yıldırım’ın AK Parti’de aktif siyasette olması sebebiyle hakkında mesnetsiz iftiralara yer verilmekte, sanki gayrı yasal işlemler yapıyor algısı yürütülmektedir”
Yıldırım’ın Falyalı’yı tanımadığı, Kıbrıs’a beş yıl önce gittiği ve bu kişinin otelinde kalmadığı ifade edildi.
Yıldırım’ın avukatı 7 Temmuz’da bir dilekçe daha sundu.
Yeni dilekçede, İstanbul Hudut Kapıları Büro Amirliği’nden alınan bilgiye yer verildi. Buna göre Yıldırım’ın Ocak ve Şubat 2021’de Venezuela’ya gitmediği belirtildi.
8 Ocak’ta Umman’ın başkenti Muskat’a, 31 Ocak’ta Belarus’un başkenti Minsk’e, 16 Şubat’ta Katar’ın başkenti Doha’ya, 20 Şubat’ta Dubai’ye gittiği anlatıldı.
Ancak Yıldırım’ın 4-8 Aralık 2020’de iş seyahati için Venezuela’ya gittiği, aynı tarihte bu ülkede olan TBMM Venezuela Dostluk Grubu ile biraraya geldiği kaydedildi.
İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı şikayet üzerine Yıldırım’a hakaret ettiği ve iftira attığı iddiasıyla Peker’e dava açtı.
İddianamede şöyle denildi:
“Şüpheli tarafından müştekinin illegal ilişkiler kurup uluslararası uyuşturucu madde ticaretinin güzergahını belirlediğine dair soyut iddiada bulunulduğu, yurtdışındaki zamanı içeren kurgunun gerçek dışılığının resmi kayıtlarla sabit olduğu, rüşvet vb. eylemlerle ilgili kasetler sebebiyle uyuşturucu ticaretine yönlendirildiğine dair tahkir edici mahiyette ifadeler içerdiği, beyanların hiçbir veriye dayanmadığı, ifade özgürlüğü kapsamında korunmasının mümkün olmayacağı…”
Kaynak:Habererk