22 yaşına giren Yeniçağ Yayın Grubu’ndan Arslan Bulut, gazetede yer verdiği yazısında bu mutlu günü şu şekilde değerlendiriyor:
Sevgili okurlar,
Bugün Yeniçağ’ın 22’nci kuruluş yıldönümü… 22 yıl önce bugün, Yeniçağ gibi bir günlük gazeteye ihtiyaç olduğunu düşünerek, gazetemizin imtiyaz sahibi Ahmet Çelik Bey’in fedakârlığı ile sadece ve sadece Türk Milleti’ni, Cumhuriyetin kuruluş felsefesini ve Türk kültürünü esas alan doğru bir çizgi ile yayın hayatına başladık… Yeniçağ, bugün 22 yaşında bir delikanlı…
***
Yeniçağ, yöneticileri, yazarları, yazıişleri mensupları ve muhabirleri ve bütün çalışanları, Türk Milleti’nin direnç gücünün yansıtıcısı olmak adına, hangi görüşten, hangi farklı toplumsal gruptan olursa olsun bütün Türk Milleti’nin sözcüsü ve bayraktarı olmaya çalıştı.
Dünyayı Türkçe okuyan bir gazetemiz olsun istedik…
Yeniçağ, ideolojik farklılıkların üzerinde milli düşüncede olan herkese açık bir çizgide yayın yaparken, Türk aydınlarının sadece Türkiye sınırlarını değil, bütün dünyayı, hatta bütün kâinatı esas alarak fikir geliştirebilmeleri için kıvılcımlar yakmak gibi bir iddia da taşıyordu. Bu sebeple başlangıçta ve daha sonra yazar kadrosunu güçlü kılmaya çalıştık. Şimdi aramızda olmayan Rauf Denktaş, Necdet Sevinç, Behiç Kılıç, Ergun Kaftancı, Durmuş Hocaoğlu, Hasan Demir, Sadi Somuncuoğlu, Mustafa Necati Sepetçioğlu, Altemur Kılıç, Sami Yavrucuk, Şemsi Sılkım, Kenan Akın, İrfan Ülkü, Mehmet Gül, Servet Kabaklı, Mevlüt Uluğtekin Yılmaz, Burhan Ayeri, Afet Ilgaz, Muhittin Nalbantoğlu, Alptekin Cebe, Aydil Erol, Cüneyt Mengü, Cevat Kol gibi isimleri hatırlamak bile bu iddiamızın ne kadar güçlü dayanakları olduğunu göstermektedir…
Genel yayın yönetmenlerimiz, Metin Yılmaz, rahmetli Behiç Kılıç ve Hayri Köklü, Yeniçağ’a büyük katkı yaptılar. Ahmet Yabuloğlu, her zaman gazetemizin sakin gücü oldu. Bugün Fatih Yardım yönetiminde Esat Atalay, Zeki Efe ve daha nice arkadaşımız Yeniçağ’a omuz vermeye devam ediyor.
Başta Ahmet Bican Ercilasun hocamız olmak üzere, bütün yazar kadromuz ve ekibimiz, aynı doğrultuda Türk Milleti’ne hizmet etmeye devam etmektedir.
***
Mehmet Akif, “Tefrika girmeden bir millete düşman giremez, / Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez!” demişti. Biz, Türk Milleti’nin yüreğinin toplu vurması için çaba sarf ediyoruz. Gazeteci olarak, asıl işimiz olan gerçekleri ortaya çıkarmak görevini de hiç ihmal etmedik. Çıtayı düşürmemeye gayret ettik, ediyoruz…
Biz, Türk yurtlarının üzerinde ay yıldızlı bayrakların ebediyen dalgalanması ve bu bayrakların bütün insanlık için barış, huzur ve adaletin teminatı olması adına, hep birlikte görevimizi yerine getirmeye devam edeceğiz.
Pergelin sivri ucunu koyduğumuz Cumhuriyetin kuruluş felsefesinden hiç ayrılmadan diğer ucuyla bütün toplumu kucaklamaya çabaladık… Yayınlarımızla, araştırmalarımızla, haberlerimizle, “Vatan namustur, satılamaz” gibi kampanyalarımızla meydanın boş olmadığını dost düşman herkese gösterdik. Bu tutumumuzdan elbette rahatsız olanlar da mevcuttur. Bizim Türk Milleti’nin birliği ve dirliğine hizmet etmekten başka gayemiz yok. Böyle olduğu için, ulaşabildiğimiz her kişinin sevgisini, saygısını kazandık.
Bizim doğru bildiğimiz yoldan ayrılmamız mümkün değildir. Bunu bize “tarihin binbir ıstırap kaydeden acı sayfaları” emrediyor…
***
Etnolog-tarihçi Gumilev, “Kavimlerin Türeyişi” kitabında
“Yiğitleri ve kahramanları kendi hayatından uzaklaştıran etnos sadeleşmeye başlar, sadeleşme etnik kollektifin direniş gücünü azaltır. Sakin ve istikrarlı dönemlerde direniş gücünün azalmış olması pek fark edilmez ama biyolojik bir ortamla ve özellikle komşu bir etnosla karşı karşıya kalındığı zaman, (savaşta) dinamik ve fedakâr insanların yokluğu açık bir şekilde hissedilir.” diye yazmıştır.
Gumilev‘in, Tierri Ogüsten‘den naklettiği gibi, “Büyük işler yapanlar ayrı ayrı ihtiras sahibi enerjik bireyler değil, enerji direniş seviyesi adı verilen ortak ruhtur.”
Türk etnosunun ortak ruhu bir Atatürk çıkardıysa, bu, Türk Milleti’nin içinde başka Atatürkler de bulunduğunun göstergesidir. Zaten o da “Ben öldükten sonra yüzbinlerce Mustafa Kemal çıkacak” dememiş miydi?
İşte Yeniçağ, Türk Milleti’nin içindeki bu ruhu temsil eden dirayetli insanların bugün de var olduğunu bilenlerin gazetesidir.
***
Hızlı gelişen teknolojik imkânlardan da faydalanarak, son dönemde internet yayıncılığına ağırlık vermek gerekti. Orhan Can yönetimindeki yenicaggazetesi.com.tr, Emin Demirel yönetimindeki Yeniçağ TV youtube kanalı, yayın grubumuzdaki gunboyugazetesi.com.tr, kamusonhaber.com.tr ve diğer sosyal medya sayfalarını hazırlayan yaş ortalaması genç arkadaşlarımız, başlarındaki tecrübeli ağabeyleriyle birlikte Yeniçağ’ı ülkenin en çok takip edilen haber mecralarından biri haline getirdi. Tabii hitap edilen kitlenin genişlemesi, sorumluluğumuzu daha da artırıyor.
***
Değerli okurlar, günlük bir gazetede veya haber sitesinde zaman zaman istenmese de hatalı yayınlar olabilir, ancak bugüne kadar sürdürdüğümüz yayın çizgisi ile sizlere hiç mahçup olmadık. Biz en başından beri, siyasi partilerin birer araç; asıl olanın milletin geleceğine dönük fikirler olduğunu ortaya koyduk ve fikir çizgisinden hiç sapmadan yolumuza devam ettik. Fikir çizgisinde kırıklık olanlar veya özü sözü birbirinden ayrı gidenler, elbette bizim tutumumuzu beğenmemiş ve çeşitli yollarla baltalamaya çalışmışlardır. Ancak biz doğru yolda olduğumuzdan emin olarak, her geçen gün, bir önceki günden daha iyisini yapmaya gayret ederek, Türk Milleti’nin ortak ruhunu diri tutmaya devam edeceğiz.
Saygılarımızla…