Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümüne ilişkin soruşturmada aileler düşen helikopterin rotasına giren üç askeri uçağın kamerasının incelenmesini talep etti. Kazanın oluş şekli ve cinayet şüphesine ilişkin belirsizlik sürerken kayıtlara 13 yıldır bakılmamış olması dikkat çekti. Bugüne kadar perde gerisinde kalan görüntülerin, dosyanın açıklığa kavuşmasında önemli ipuçları sağlayabileceğine ilişkin beklenti oluştu.
BBP Kurucu Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun aralarında bulunduğu 5 kişinin ölümüne yönelik Kahramanmaraş Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturmada kritik gelişme… Aileler, Merzifon 152. Filo ile Malatya Erhaç’tan kalkan ve helikopterin rotasına girip kol altı uçuş yapan üç uçağın kamera görüntülerinin incelenmesini istedi. ‘Düşürüldü’ iddiasına mercek tutabilecek kayıtlara 13 yıldır bakılmaması dikkat çekti.
‘GÖRÜNTÜLERE BAKILMADAN ÇIKACAK HER KARAR ŞAİBELİ OLUR’
Dilekçede kayıtların Yargıtay Başsavcılığı’nın mütalaasında da yer aldığı belirtildi. ‘Görüntülerle askeri jetlerin helikopterin etki alanına girip girmediği net şekilde tespit edilebilir’ denildi. Yazıcıoğlu’nun oğlu Fatih Furkan Yazıcıoğlu’nun avukatı Veysel Aşkın, uçaklar hizmet dışı kalsa da görüntülerin arşivde bulunduğunu söyledi. Aşkın “Bu eksikler giderilmeden verilecek her türlü rapor şaibeye açık olacak” dedi.
KARBONMONOKSİT İDDİASI DA DİLEKÇEDE
2009’daki kazaya ilişkin ailelerin dilekçesinde, ölenlerin vücudunda yüksek miktarda karbonmonoksit olduğu kaydedildi. Helikopterin içine, oksijenle temasta karbonmonoksite yol açan metil klorür bırakılıp bırakılmadığının incelenmesi de istendi.
ÜÇ KAMERA KAYDI ARŞİVDEN ÇIKARILSIN
Yazıcıoğlu ve beş kişinin hayatını kaybettiği olaya ilişkin soruşturmada aileler yeni bir talepte bulundu. 25 Mart 2009’da düşen helikopterin rotasına giren üç uçağın kamera kayıtlarının incelenmesi ve ölenlerin vücutlarındaki yüksek karbonmonoksidin araştırılması istendi.
Kahramanmaraş’ta düşen helikopterde hayatını kaybeden BBP Kurucu Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ile beraberindeki beş kişinin ailesi, üst düzey görevlilerin yargılandığı davada, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı mütalaasında helikopterin rotasına girerek kol altı uçuş gerçekleştirdiği belirtilen üç uçağın kamera görüntülerinin incelenmesini talep etti. Yazıcıoğlu’nun oğlu Fatih Furkan Yazıcıoğlu’nun avukatı Veysel Aşkın, savcılık talebinin önemli olduğunu belirterek “Bu eksikler giderilmeden verilecek her türlü raporun tartışmaya ve şaibeye açık olacağını belirtmekte fayda görüyoruz” dedi.
Kahramanmaraş’ın Göksun ilçesindeki Keş Dağı’na 25 Mart 2009’da düşen helikopterde Yazıcıoğlu, Erhan Üstündağ, Yüksel Yancı, Murat Çetinkaya, İsmail Güneş ve pilot Mustafa Kaya İstektepe’nin ölümüyle ilgili Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında aileler yeni talepte bulundu. Aileler avukatları aracılığı ile dilekçe verip taleplerini sıraladı. 13 sayfalık dilekçede; ailelerin bugüne kadar dile getirmediği 3 uçaktaki kameraların kaydettiği görüntülerin talep edilmesi ve ölenlerin vücutlarındaki yüksek karbonmonoksidin ‘metilklorit’ maddesinden kaynaklanmış olabileceği iddiasının araştırılması talebinde bulunuldu.
Dilekçede, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın mütalaasında yer alan 81 sayfalık ekte “Bahse konu el kamerası ile çekildiği anlaşılan ham veri kayıtları üzerinden yapılan incelemede; Merzifon 152. Filo Üs Komutanlığı’ndan MJ524 mod uçaklar, tek kol iki uçak (cod-2 7060) olmak üzere Erhaç’a doğru yola çıktıları, Malatya Erhaç’tan HH721 mod tek uçağı (kod:1612’yi) alarak üst üste uçuşunda TC-HEK helikopterin rotasına doğru ilerledikleri, HH721 modlu uçağın 21400 fitle MJ524’lerle alt alta üst üste kol uçuşu yaptığı görülmektedir” ifadelerinin yer aldığı belirtilerek “Olay günü olay mahallinde bulunan HH721, MJ524, HK046 kodlu hava araçlarında yüksek çözünürlüklü birden fazla kamera sistemi bulunduğu, kamera sistemiyle uçuş güzergahlarının görüntülerinin kaydedildiği bilinmektedir. Kaydedilen bu görüntüler ile de askeri jetlerin helikopterin etki alanına girip girmedikleri tartışmasız görüntü kayıtlarıyla da tespit edileceği bir vakıadır. Bu nedenle bu araçlardaki görüntü kayıtlarının temini gerekmektedir” denildi.
Talepte ayrıca hava araçlarının kendi radar sistemleri olduğu ve bu radarın kara radarlarının görmediği alanları çok rahatlıkla görebilme yeteneğine sahip olduğu, ölenlerin vücutlarında yüksek miktarda karbonmonoksit olduğu kaydedilerek, şöyle denildi: “Karbonmonoksit iddiasının netleştirilmesi bakımından ‘metilklorit’ adındaki maddenin oksijenle teması halinde etrafını zehirleme kabiliyetinin olup olmadığı, bu zehirlemenin karbonmonoksit bulgusu bırakıp bırakmadığı, helikopterin içerisine metil klorür bırakılarak bunun oksijenle temasının sağlanması suretiyle kabin içerisinde karbonmonoksit bulgusunun oluşturulma ihtimali konusunda uzman bilirkişi marifetiyle değerlendirilme yapılmasını talep ediyoruz.”
Ölenlerin yakınları, Erzurum Dumlu Radar Mevzi Komutanlığı’nda 14 Şubat 2014’te yapılan keşifte NATO yazılımı olduğu iddia edilen radar kayıtlarının gerçek suretleri keşif heyetine teslim edilmediği, keşif sonrası bu kayıtlar üzerinde Hava Kuvvetleri’nin MY modülü üzerinde tahrifat yaparak değiştirildiğinin Hava Kuvvetleri’nde yapılan keşifte tespit edildiği belirtilerek, tahrif edilmiş kayıtların bilirkişi heyetinin incelemesine tek delil olarak sunulmaması istendi.
‘BAZI BELGELER TAHRİF EDİLDİ’
Avukat Veysel Aşkın, soruşturma sonunda çıkacak kararın akıllarda soru işareti bırakmaması için olayın çok yönlü olarak araştırılması gerektiğini söyledi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı mütalaasında helikopterin rotasına girerek kol altı uçuş gerçekleştirdiği belirtilen 3 uçakta da yüksek çözünürlüklü kameralar olduğunu, uçakların hizmet dışında kalmış olsa da görüntülerin saklandığını belirten Aşkın “Öncelikle uçakların helikopterin bulunduğu bölgedeki hareketlerinin tespit edildiği Erzurum Dumlu Radar Mevzi Komutanlığı’ndaki görüntüler, keşifle daha önce belirlenmiş ve dosya içerisinde ham olarak mevcuttur. Bunun orijinallerinin alınması, Gaziantep Softepe Radar Mevzi Komutanlığı ve kapatılmış olan Şarkışla Radar Mevzi Komutanlığı’nın verilerinin sağlıklı ve tahrif edilmemiş şekilde alınıp, bunların değerlendirilmesi suretiyle sağlıklı bir rapor hazırlanabilecektir. Çünkü daha önce Hava Kuvvetleri Komutanlığı’ndan gönderilen bazı bilgi ve belgelerin tahrif edilmiş ve değiştirilmiş olduğu dosya içerisindeki belgelerle sabittir. Bu ve benzeri hatalı değerlendirmeler, hatalı görüşlerle ve eksik görüşlerle hazırlanacak her türlü bilirkişi raporu eksiktir, hatalıdır. Buna dayalı verilecek karar da hatalı olacaktır” diye konuştu.
Dosyadaki eksiklerin giderilmesini talep ettiklerini belirten Aşkın “Bir başka talebimiz de uçakların kendi kamera sistemlerindeki görüntülerin incelenmesi. Bunların da mutlaka incelenmesi gerekiyor çünkü uçaklar artık hizmetten alınmış dahi olsa bu radar ve kamera kayıtlarının sabit olarak saklandığını biliyoruz. Şarkışla Radar Mevzi Komutanlığı da hemen olayın arkasından kapatılmış dahi burada bir hava kazası olduğu için bunun da süresiz bir şekilde saklandığını biliyoruz. Bunlar yapılmadan hazırlanacak her türlü bilirkişi raporu eksik kalacaktır, yanlış olacaktır ve bu bilirkişi raporuna dayalı olarak yapılacak her türlü işlem de eksik ve hatalı olacaktır çünkü yanlış verilerden doğru sonuca ulaşılması mümkün değildir. Bu eksikliklerin giderilmesi bekliyoruz ve talep ettik. Bu eksiklikler giderilmeden verilecek her türlü raporun tartışmaya ve şaibeye açık olacağını bir defa daha belirtmekte fayda görüyoruz” dedi.
Kaynak: KARAR