Ortadoğu ile Afganistan’ın Türkiye’nin egemenlik ve güvenlik kuşağı içindeki 2 kilit mekanı haline geldi. Bölgenin dizaynı konusunda Ankara’nın mutlaka karar meciinde olması gerekmektedir. Ya milli dış politika ya küresel taşeronluk..-
Sıranın kendine geleceğini bilen Türkiye’nin Suriye ve Irak’ın parçalanmasını kabul etmesinin mümkün değildir. “Bu noktada AKP milli politikalara mı dönecek, yoksa küresel güçlerin taşeronu olmayı mı tercih edecek, bunu halka açıklamak zorunda.”
Ortadoğu’da Türkiye’nin Suriye, Lübnan ve Irak ile yan yana gelmesi gerekmektedir. Bu birlikteliğin ekonomik avantajlar yanında küresel güçlerin bölgedeki piyonu YPG / PYD terör örgütünü de etkisizleştirecektir.. Doğu Akdeniz Havzası’nın da Türkiye için çok önemlidir. KKTC, Tunus ve Libya’nın da katılımıyla oluşturulacak yapının bölgede tüm dengeleri lehimize değiştirecektir..
ABD’nin ne Suriye ne de başka bir Orta Doğu ülkesi ve özellikle de Afganistan’dan gücünü çekmesinin söz konusu olamaz.
“Bütün silah ve mühimmatını Taliban’a bırakan ABD çekiliyormuş gibi yapıyor. ABD, Afganistan’dan çekilmiş gibi gözükse yani askerlerini çekse de tüm siyasi gücüyle hala orada. Taliban ABD için çok kullanışlı bir yapı. Onun vasıtasıyla Afganistan’ın kaynaklarını İngiltere, İsrail vb. yandaşlarıyla değerlendirecek. Bunu yaparken de Taliban vasıtasıyla Çin ve Rusya’ya karşı bir tehdit oluşturarak onları rahatsız edecek.
ABD, hiçbir yerden çekilmiyor. Ne Orta Doğu’dan ne de Afganistan’dan. Suriye’de de durum aynı. Afganistan’dakine benzer bir durum görüyoruz. Deyrez-Zor’daki petrol yataklarının bulunduğu yerden çekilmiyor. Aynısını Irak’ta görüyoruz, Erbil’den de çekilmiyor. ABD, kendi beslediği aktörleri yine bu bölgelerde çatıştırmaya devam ediyor. Bunu da orada kaos yaratmak için yapıyor. Nedeni ise orada kalabilmek.”
Sadettin TANTAN / İçişleri Eski Bakanı