Mevsim geçişlerinin ruhsal ve psikolojik süreçleri olumsuz etkileyebileceğini belirten uzmanlar, depresyon belirtisi ve geçmişte intihar girişimi olanları bu dönemlerde profesyonel destek almaları yönünde uyardı.
Mevsim geçişlerinin ruhsal ve psikolojik süreçleri olumsuz etkileyebileceğini belirten uzmanlar, depresyon belirtisi ve geçmişte intihar girişimi olanları bu dönemlerde profesyonel destek almaları yönünde uyardı.
Munzur Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gülnaz Karatay, sonbaharın intihar açısından riskli bir mevsim olduğunu, dolayısıyla depresyon belirtisi gösteren, geçmişte intihar girişimi olan bireylerin mutlaka hastanelerin psikiyatri bölümlerine başvurması gerektiğini söyledi.
Prof. Dr. Karatay, kişilerin yakınlarının da bu belirtilere karşı duyarlı davranmasını ve özellikle ölümden bahseden kişilerin ciddiye alınması için uyarıda bulunarak, “Özellikle psikiyatrik yakınması olan bireylerin, bu mevsimde ilaçlarını düzenli kullanması gerekiyor. Yine kendisini boşlukta hisseden, yaşadıklarını anlamsız bulan, uyku sorunları, iştahsızlık, ölüm düşüncesi olan bireyler mutlaka yardım almalı. Kriz durumlarında Sağlık Bakanlığı’nın intiharı önleme hatlarından da yardım talep edilebilir” dedi.
“İNSAN SIRLARI KADAR HASTADIR”
Tunceli Valiliği bünyesinde görev yapan Psikolog Mercan Kırmızıçiçek de mevsimsel geçişlere dikkat çekti. Bireylerin yaşadığı duygusal durumları yakınlarıyla paylaşmasını isteyen Kırmızıçiçek, “İnsan sırları kadar hastadır” ifadesini kullandı. Psikolog Mercan Kırmızıçiçek, ANKA Haber Ajansı’na yaptığı açıklamada intiharın önlenebilir olduğuna dikkat çekerek şöyle konuştu:
“Mevsimsel geçişler sıkıntılıdır. İklimsel değişimler ruhsal olarak bizleri etkiliyor. Eğer kişilerin depresif yatkınlıkları varsa, ailede intihar öyküsü ya da yakın dönemde depresif bir durum yaşandıysa, intihar girişimleri yaşanabiliyor. Ancak intiharı anlık gelişen bir durum olarak görmemek gerekiyor. Çünkü; bu bir süreçtir. Tek bir nedene bağlı veya anlık olarak gelişmez. Bir süreci barındırır. Yani; bir olay oldu diye kişi gidip hemen intihar etmez. Onun öncesinde mutlaka depresif bir süreç yaşamıştır.
Bunun pek çok nedenleri vardır. Uzun süren sağlık sorunları, uzun dönem iletişim eksiklikleri, aşılamamış travmalar depresyona götürebiliyor. Aileler bazen diyor ki, ‘Hayır benim annem ya da çocuğum depresyonda değildi.’ Ama depresyon bazen örtülü şekilde de yaşanabiliyor. Günlük yaşamını sürdürürken de örtülü depresif bulgular olabiliyor bireyde. Bu da intihara götürebiliyor. Kişi bu süreçte intihar yöntemini de belirliyor.
“MUTLAKA YARDIM ALINMALI”
İl Sağlık Müdürlükleri bünyesinde Sağlıklı Yaşam Merkezleri, devlet hastanelerinin psikiyatri ve ruh sağlığı uzmanları, Aile ve Sosyal Politikalar Müdürlüklerinde psikolog, sosyal çalışmacı, uzmanlar var. Bunlardan destek alınabilir. Artık valiliklerde dahi psikologlar var. İnsan sırları kadar hastadır. Ne kadar çok sırrın varsa o kadar hastasın demektir. Bu nedenle içinde biriktirmesinler. Yaşamdaki birçok sorun tek başına üstesinden gelebileceğimiz sorunlar değildir. Baş edebilme durumumuz ve savunmalarımız her zaman güçlü olmayabilir.
Yine Toplum Ruh Sağlığı Merkezleri her ilde var. Tunceli’de yoktu. Burada da kurulma aşamasında. Bu merkezlerden de yardım almak gerekiyor.
“BEDENİMİZDEN GELEN SİNYALLERE DİKKAT!”
Mesela; uykusuzluk, ağlama nöbetleri, ani duygu değişiklikleri, iştahsızlık, bazen de aşırı yeme, cildimizde oluşan değişiklikler (döküntü, kaşıntı gibi) bunları iyi gözlemlemek ve mutlaka bir uzmandan destek almak gerekiyor. Bunlar birikince, sağlıklı düşünme yetisini kaybediyor birey. İşte intihar da bu durumda yaşanabiliyor.”