GENCEHAN TUNAY’IN YAZISI
TURAN HALKI : Finlandiya
Finlandiya 1155 ten 1809 yılına kadar İsveç hakimiyetinde, 1809 yılından 1917’ye kadar da Rusya’nın hakimiyeti altında kalmış, ancak 1917 yılında bağımsızlığına kavuşabilmiştir. Helsinki şehri ise İsveç Kralı Gusta Vasaa tarafından 1510 yılında kurulmuştur. Resmi dil İsveççe ve Ural/Altay dil grubundan olan Fince’dir.
Orta Asya’da Türklerle birlikte yaşamlarını sürdüren Finliler Urallardan İskandinavya istikametine göçmüşlerdir. Bu bakımdan Finliler’in TURAN asıllı oldukları söylenebilir. Finliler, Ural Dağları’ndan kuzey batı yönüne doğru bir yayılma göstermişlerdir. Orta Asya ve Sibirya kökenli bu halkın Fin dili yapısı Türk diline ve Altay dil grubuna çok benzer. 1809 yılında Rusya içinde özerk Cumhuriyet olan Finlandiya 6 Aralık 1917 yılında bağımsız devlet olmuştur.
Mustafa Kemal Atatürk, Finlandiya – Türkiye ilişkilerine önem vermiştir. O donemde Finlandiya eğitim ve öğretmen talebinde bulunmuş. 23 Mayıs 1933 de Atatürk “yabancı memleketlerdeki ırkdaşlarımızın talim ve terbiyesi için açılmış olan irfan müesseselerine yardım edilmesi çok ehemmiyetli ve zaruri bir mesele olduğundan bir muallimin mezun addedilerek gönderilmesi kararlaştırılmıştır” diyerek Finlandiya hükümetine eğitim malzemeleri ve öğretmen göndermiştir.
Turancılık akımı Finlandiya ve Macaristan üzerinden Avrupa’nın diğer bölgelerinde yaşayan Turan asıllı topluluklarda da yayılmaya başladı.
1935 yılında Helsinki’de “Finlandiya Türkleri Birliği” adında bir dernek kurulmuştur.
1948 yılında açılan “Türk Halk Mektebi” eğitimin Türkiye Türkçesiyle okul açılmıştır.
1800’lü yıllarda Orta ve Doğu Avrupa’da üç tür milliyetçi hareket görüyoruz. Bunlar Pancermenizm, Panslavizm ve Panturanizmdir. Avrupa tezlerine göre Türk’ler Avrupa dışı görünüyordu. Ancak Avrupa’da Turan asıllı Fin-Ogur boyları da yaşamaktaydı. Bu boylar; Bulgar, Litvan, Eston, Fin, Leton, Macar (Hungary, Mağyar) olarak Avrupa’ya yayılmış durumdaydı.
Finlandiya’da Turancılık akımının kurucusu ve öncüsü Profesör Mathias Alexander Castren (1813-1852) Turancılık ideolojisini savunmuş ve Ural-Altay dillerinin incelenmesine öncülük etmiştir. Bu inançtan yola çıkarak Finlilerin Orta Asya’dan geldikleri, küçük ve soyutlanmış bir halk olmayıp, Macarlar, Türkler ve Moğollar gibi grupları içeren geniş bir toplumun parçası oldukları sonucuna vardı. 1849’da açıkladığı bu düşünceler, coşkulu bir milliyetçi olan Castren’den sonra gelen Fin milliyetçileri de bu görüşü benimsediler.
Turancılık, tüm Ural-Altay kavimlerinin birliğini savunan siyasi görüş. İlk olarak Finliler, Macarlar, Estonlar ve Rusya içindeki Fin-Ugor kavimleri ile beraber Tunguzlar, Moğollar ve Türklerin bir araya getirilmesi fikri olarak ortaya çıkmıştır.
Bugün Finlandiya’da Turancı dernekler olsa da Turanclık siyası bir parti haline gelememiştir.
Avrupa ülkesi olan Finlandiya’nın başkenti Helsinki, nüfusu 5.500.000 civarındadır.