Eski İstanbul Barosu Başkanı Prof. Dr. Ümit Kocasakal, “Baykal Kürtleri, Alevileri, ezilenleri sevmez.” sözleriyle gündem olan Zülfü Livaneli’ye sert tepki gösterdi: Her dönem kullanışlı döneklere, liboşlara, ikinci cumhuriyetçilere ve onların varyantı renkli Sorosçulara…”
Zülfü Livaneli’nin eski CHP lideri Deniz Baykal’la ilgili sözleri yeni bir tartışmanın gündemi oldu.
Livaneli, verdiği bir röportajda, “Baykal solcu muydu! Hiçbir alakası yok. Tipik bir Sünni, sağcı, Ankara politikacısıdır Baykal. Baykal pekâlâ DYP’de, ANAP’ta, DP’de görev yapabilirdi ve çok daha başarılı olurdu. Deniz Baykal Kürtleri, Alevileri, ezilenleri sevmez. CHP’nin Baykal gerçeğiyle hesaplaşması şart” şeklinde açıklama yapmıştı.
Livaneli, çeşitli tepkiler toplarken bir tepki de Eski Baro Başkanı Ümit Kocasakal’dan geldi.
Livaneli’ye sert ifadelerle tepki gösteren Kocasakal “Hormonlu ve yeni sömürgeci sahte solculara, zihni bölücülük peşindeki alt kimlikçilere, her dönem kullanışlı döneklere, liboşlara, ikinci cumhuriyetçilere ve onların varyantı renkli sorosçulara, sahte muhafazakarlara, sözde yerli ve millilere bir kez daha duyurulur. Sahi gerçekte kimsiniz siz ? Dostlarınız kimdir ? Kimin veya kimlerin sesisiniz? Amacınız nedir?” dedi.
Sosyal medya hesabından açıklama yağan Kocasakal şu ifadeleri kullandı:
“‘PANDORANIN KUTUSU AÇILMIŞ’”
1 – Müziğine tek lafım olmayıp şapka çıkardığım, siyasi çizgisi için ise (gerçekten varsa!) aynı şeyleri söyleyemeyeceğim Zülfü Bey (Livaneli) yine dayanamayıp alt kimlikçilik üzerinden bir söylemde bulunmuş. Pandoranın kutusu açılmış. İyi de olmuş. O zaman oradan yürüyüp soralım:
“KİMSİNİZ SİZ? DOSTLARINIZ KİM?”
2 – Hani sn. Livaneli’nin bir şarkısı var ya “Dostum Mikis, söyle kimiz biz / sahi kimiz biz/anlat kimiz biz ?” sözlerinin yer aldığı. Şimdi bir Kemalist olarak (kendisi hazetmez ama ben gururla söylüyorum) ben de soruyorum: Anlatın, gerçekten de kimsiniz siz ? Dostlarınız kim?
3 – Yurttaşlık bilinci yerine sürekli olarak alt kimliklerin altını çizip kaşıyan, etnikçilik ve mezhepçilik üzerinden insanları ayrıştıran, Said-i Nursi gibileri yüceltirken Kemalizme kan kusan,
4 – “Amerika ortadoğudan defol” yerine “biji serok Obama” diyen, doğudaki kan emici feodallere laf edemeyen hormonlu sola tek bir söz söyleyemeyen ama solculuk taslayan “bildiri aydınları”, sahi kimsiniz siz ? Kimin veya kimlerin sesisiniz?
“SOROS’UN GEMİSİNE BİNENLER Mİ SOLCU”
5 – Sol ne sağ ne? Solcu kim, sağcı kim? Devrimci, muhafazakâr kim ? Vatanseverlik ne ? Kim gerçekten yerli ve milli ? Kendine “sol liberal” diyenler, “renkli” devrimleri (!) kutsayıp Soros’un gemisine binenler, kendi ülkesini ve milletini soykırımcı ilan edenler mi solcu?
6 – Bunlar kimler adına hangi işi ve işlevi görmekte? Gerçek solcu alt kimlikler, özellikle etnikçilik ve mezhepçilik üzerinden siyaset yapar mı? Yurttaşlık bilincini aşındırır mı?
7 – Anti emperyalist olamayan, feodaliteye karşı durmayan, sözde “sol maske” altında bunları yapmayanları görmezden gelen etnikçi ve mezhepçiler solcu olabilir mi? Daha önemlisi bu toprakların sesi ve rengi olabilir mi?
“HORMONLU İLLÜZYONLARI AÇIĞA ÇIKARMAKTA FAYDA VAR”
8 – Artık gerçekten maskeleri indirmekte, “mahalle” adı altında özenle oluşturulmuş, belli ritüel, sembol ve sloganlara dayalı “münhasır istismar bölgeleri” ni (MİB) tarumar etmekte, gerçek bir çizgiden mahrum, yapay ve “hormonlu” fikri illüzyonları açığa çıkarmakta yarar var.
9 – Birkaç beylik slogan ve sol yumruğu kaldırmakla,içi doldurulamayan “barış” ve “kardeşlik” söylemleri ve “bildiri”lerle solculuk oynayanları da, milliyetçiliği belli işaretlere ve hamasete hapsedenleri de, tatlı kârları muhafaza etmeyi “muhafaza-kârlık” diye yutturanları da,
“SAHTE ATATÜRKÇÜLERİ TEŞHİR ETMEK ŞART”
10: Dini siyasete ve ticarete alet edenleri de, aynı şeyi Atatürk üzerinden yapıp hiçbir görüşüne katılmadıkları halde Atatürk’ü istismar eden sahte Atatürkçüleri de teşhis ve teşhir etmek şart. Bunların birbirinden bir farkı da, ülkeye hayrı da yoktur, olamaz.
11 – Kim ki alt kimlikçilik üzerinden yurttaşlık bilincini köreltiyorsa, alt kimliklerin, özellikle de etnisite ve mezheplerin altını sürekli ve ısrarla çiziyorsa bilin ki küresel virüsü kapmış ve emperyalizme bilerek ya da bilmeyerek hizmet ediyor demektir.
“VARYANTLARI ÇOK BULAŞICIDIR”
12 – Bu gibilerle araya derhal zihinsel ve sosyal mesafe koymak gerekir, çünkü muhtelif varyantları ile çok bulaşıcıdır!
13 – Herkesin alt kimlikleri elbette ki değerlidir. Ancak, “farklılıklarımız zenginliktir” söylemi altında sürekli olarak bunlar öne çıkarılırsa Yugoslavya olmak kaçınılmaz olur. Amaç da budur.
“KİMLİKÇİLİK FAY HATLARI YARATIR”
14 – Bizim en büyük zenginliğimiz farklılıklarımızdan ziyade benzerliklerimiz ve ortaklıklarımızdır, ortak hikayelerimizdir. Bunu güçlendiren de yurttaşlık bilincidir. Alt kimlikçilik ise toplumsal fay hatları yaratır. Alt kimlikçiliğin körüklenmesi ve desteklenmesi de bundandır.
15 – Hep söylediğim gibi; millet olmak aynı soydan, boydan, etnisiteden gelmek olmayıp, aynı yoldan gelmek, aynı kadere, kedere, geçmişe ve geleceğe, aynı şarkı ve türkülere, yemeklere sahip olmak demektir. İşte buna da “milli şuur” (bilinç) denir.
16 – Hormonlu ve yeni sömürgeci sahte solculara, zihni bölücülük peşindeki alt kimlikçilere, her dönem kullanışlı döneklere, liboşlara, ikinci cumhuriyetçilere ve onların varyantı renkli sorosçulara, sahte muhafazakarlara, sözde yerli ve millilere bir kez daha duyurulur.
17 – Soruyu tekrarlayalım: Sahi gerçekte kimsiniz siz ? Dostlarınız kimdir ? Kimin veya kimlerin sesisiniz ? Amacınız nedir?”