Ülkücü camianın yakından tanıdığı, Ülkü Ocakları eski İstanbul Başkanı Erdem Karakoç, Sinan Oğan’ın açıklamalarını “kavağa çıkan balık hikayesi uydurmaya gerek yok” diyerek yalanladı.
“KAVAĞA ÇIKAN BALIK HİKAYESİ UYDURMAYA GEREK YOK”
“Bir tek mitingimize gelmiş o da hasbelkader. Onun dışında ne bir toplantımızda ne bir mitingimizde bulunmamıştır. ‘Erdem Karakoç’un omuzlarında konuşma yaptım, 25 bin kişilik miting yaptım diyen arkadaş, düşmeyeyim diye ayaklarımdan tutuyordu, yaptığı açıklama ciddiyetsiz olmuş. 40 yaşına kadar MHP’ye hiç uğramamış, bu açıklamalarıyla hayali bir geçmiş oluşturuyor. Kavağa çıkan balık hikayesi uydurmaya gerek yok, keşke dün de bizimle beraber olsaydı”
Karakoç’un açıklamaları şöyle:
“20 Ocak 1990 yılında Rus tankları Bakü’ye girdiğinde biz Aksaray’daki Azerbaycan Türk Derneği’ne gittik. Nihat Çetinkaya başkanlarıydı bizi görür görmez ‘Niye geldiniz kardeşim, ortalığı karıştırmaya mı geldiniz, biz bunu Dışişleri Bakanımız Mesut Yılmaz ile beraber Ruslarla görüşerek halledeceğiz’ dedi. Akşam da bütün yurtları dolaşarak yarın Taksim’de buluşmak üzere sözleştik. 21 Ocak’ta Taksim’e çıktığımızda binlerce kişiydik, baktık ki bu dün telefonda bize ‘biz TKP’li gençlerle, sosyalist gençlerle bir şeyler yapacağız’ diyen genç, yani bugünün sayın Cumhurbaşkanı Sinan Oğan orada elinde bir megafonla yanımıza geldi.
Megafonu aldım, konuşmayı yaptım, haydi arkadaşlar Rus konsolosluğuna diyerek geçtik. Azerbaycan’ın Türk yurdu olduğunu ifade eden bir değerlendirme yaptık o sırada bu genç şimdiki cumhurbaşkanı adayı ‘Erdem Karakoç’un omuzlarında ben konuşma yaptım, 25 bin kişilik miting yaptım diyen arkadaş, hasbelkader yanımıza gelmişti. Ben duvarın üzerinde düşmeyeyim diye benim ayaklarımdan tutuyordu, yaptığı açıklama ciddiyetsiz olmuş. Cumhurbaşkanlığı adaylığına soyunan bir gencin bu anlamdaki değerlendirmesini kendisine yakıştıramadım çünkü siyaset uzun soluklu bir şey. Geçmişimizde olmayan şeyleri var gibi göstererek hayali bir ülkücü geçmiş oluşturmaya çalışarak böyle bir şeyin yapılması doğru değil. Zaten bilen de bilir bizim toplantılarımızda sadece ülkücüler konuşur.
Ya başkan ya da başkanın işaret ettiği ülkücü konuşur. Bizim mitinglerimizde sadece biz konuşuruz, onun dışında birinin ben o gün onların yanındaydım, konuşmuştum demesi bir ciddiyetsizlik ortaya koyar. Cumhurbaşkanlığı meselesine gelince de aday olmak hakkı mı hakkı, ama bize göre ortaya konan tutum ne ülkücülükle ne Türk milliyetçiliğiyle özdeşleşen bir tavır değil. Türk milliyetçisi çizgisinde kendini ifade etmeye çalışan, 40 yaşına kadar MHP’ye hiç uğramamış, 40 yaşından sonra MHP’ye hasbelkader milletvekili olmuş bu sayın arkadaşımız bu açıklamalarıyla hayali bir geçmiş oluşturuyor. Bunun geçmişinde böyle bir durum yok” dedi. “Teşkilatımız neredeyse ülkücülerin ve Türk milliyetçilerinin olması gereken yer orasıdır ve teşkilatımızın işaret ettiği kişi de bugün Karabağ, Afrin, Sincar, Kandil, Akdeniz, Ege, Cezayir’de bugün YPG, PKK, FETÖ meselesinde Mustafa Kemal’in, başbuğ Alparslan Türkeş’in takındığı tavrını takınacak bir çizgi sergiliyor. Elbette cumhuriyeti kuranların çizgisi neyse biz orada olacağız
O tesadüfen geldi, bizim yapmış olduğumuz mitinge hasbelkader geldi, hatta ilk başta onlar engellemeye çalıştı. Türkiye’nin her tarafında ülkü ocakları yaptı. Biz burada 5-10 bin kişiyle yaparken ertesi gün Metin Tokdemir Ankara’da 55 bin kişiyle Kızılay’da toplantı yaptı. Kayıtlar ortadadır, kimse kendine böyle bir pay çıkarmasın. O günün şartlarında tamamen ülkücüler yapmıştır. Kavağa çıkan balık hikayesi uydurmaya gerek yok, buradaki şeyi bu anlamda görüyorum. Milliyetçi kesime seslenme iddiasını oluşturmak için ne yapmak lazım, hayali bir geçmiş oluşturmak lazım, keşke dün de bizimle beraber olsaydı.
Dün de o Türk dünyasıyla ilgili eylemlerimizin, toplantılarımızın, mitinglerimizin içinde olsaydı, bir tek mitingimize gelmiş o da hasbelkader. Onun dışında ne bir toplantımızda, mitingimizde bulunmamıştır. Üç hilalin boynunun büküklüğüne razı değiliz onun için her şartta MHP diyoruz, Cumhur İttifakı’nı da Mustafa Kemal’in durduğu çizgi olarak görüyoruz. Mustafa Kemal kimin emellerini yerle bir ettiyse Cumhur İttifakı da aynı emelleri birleştiren bütün odaklara karşı demokratik bir mücadele veriyor. Allah’ın izniyle bu işin üstesinden geleceğiz” dedi.
Kaynak: Haber erk