Uzaylıların istilasından korkanlar ya da bunu umanlar yalnız değiller, en azından bir anlamda
1947’de ABD’nin New Mexico eyaletindeki Roswell’de bulunan kauçuk ve metal parçalarının gezegenimizde UFO ve uzaylı yaşamı arayışını başlattığı, tartışmaya açık bir şekilde söylenebilir. Resmiyette bu kalıntılar, düşen bir meteoroloji balonuna aitti. Fakat bu resmi açıklama, enkazın bu Dünya’nın dışından gelen bir şeyin kalıntıları olduğunu iddia eden pek çok kişiyi yeterli gelmiyor.
Yaklaşık 80 yıl sonra bir balon, uzaylı istilasına ilişkin korku ve heyecanın bir kez daha başlamasına yol açtı. Son günlerde ABD ordusu, Çin’e ait olduğu söylenen bir meteoroloji balonunun düşürülmesinin ardından, bir dizi tanımlanamayan cismi düşürdü ve bunların ne oldukları ya da ne yapıyor olabileceklerine ilişkin çok az açıklama yaptı.
Roswell’deki olaylardan bu yana geçen onlarca yılda, dünyada UFO’lara ve nereden gelmiş olabileceklerine yönelik ilgi artıyor. Konuya kuşkuyla yaklaşanlarsa, bu Dünya’ya ya da tamamen başka bir gezegene ait yeni bir teknoloji olmaktan ziyade, bu gözlenenlerin çoğunun gerçekten de meteoroloji balonları olabileceğini uzun zamandır savunuyor.
Dolayısıyla yaşanan son heyecanın, henüz hâlâ doğrulanmamış olsa da bir tür gözlem balonu gibi görünen şeylerden kaynaklanması makul. Ve bu resmi gizlilik de, o materyalin New Mexico’daki çölde Dünya’ya düşmesinden bu yana bu nesneleri çevreleyen gizemle uyumludur.
İnsanlar yüzyıllardır göklerde uzaylı bir şeylerin canlı olabileceği ihtimalini dile getiriyor. Hatta “antik astronotlar” diye bilinen, başlı başına bir komplo teorisi de var. Bu komplo teorisinde, gökyüzündeki sıradışı olayları tanımlayan referansların tarihi metinlerde olduğu öne sürülerek bunlara işaret ediliyor.
Ancak UFO’lara yönelik modern heyecan gerçek anlamda 20. yüzyılın ortalarında başladı. II. Dünya Savaşı sırasında bazı pilotlar gökyüzünde, daha sonra “foo fighters” olarak bilinecek, kesin açıklaması hâlâ yapılamayan ışıklar gördüklerini belirtti.
Ardından, 1947’de enkazın bulunmasından kısa süre sonra başlayan, 1950’ler boyunca ve günümüze kadar devam eden UFO’larla ilgili heyecanın başlamasını sağlayan Roswell geldi. Bu gözlemler ABD’yle Sovyetler Birliği arasında gerginliklerin yaşandığı bir döneme denk gelmişti ve pek çok kişi gözlemlere duyulan ilginin en azından bu endişenin bir sonucu olabileceğini düşünüyordu.
2023’te dünya hemen hemen aynı durumda: Yıllardır pilotlar gökyüzünde sıradışı uçan nesneler rapor ediyor ve küresel gerilimler artarken, düşürülen nesneler UFO’larla ilgili teorilere yol açıyor.
Son yıllarda yetkililer “UFO” kelimesini kullanmaktan kaçınmaya ve bunun yerine nesneleri UAP‘ler, yani tanımlanamayan hava fenomenleri olarak adlandırmaya başladı. Bu kısmen kelimeyi daha isabetli ve tarafsız hale getirme çabası olsa da, aynı zamanda bu cisimlere yönelik ciddi ilginin arttığı bir döneme denk geldi.
Son yıllarda, yeni raporlar ABD‘nin en azından bazı cisim raporlarını ciddiye aldığını açıkça ortaya koyuyor. 2017’de, savaş uçaklarının mevcut donanımla yapılması imkansız gibi görünen şekillerde hareket eden nesnelerle karşılaştığını gösteren videolar yayımlandı.
O zamandan bu yana daha fazla video yayımlandı ve yeni raporlar ABD’nin bu tanımlanamayan hava fenomenlerinin ne olabileceğini incelemek için kendi (büyük ölçüde gizli) çalışmalarını yürüttüğünü gösteriyor. Raporlar ayrıca ABD yönetimi tarafından bu tür olayları araştırmak üzere yürütülen Gelişmiş Havacılık Tehdit Tanımlama Programı’nın varlığını da kamuoyuna duyurdu.
Bu ifşaların ortasında ABD ordusu ve yönetiminden yetkililer, gökyüzünde bilinmeyen şeylerin görülmesi konusunda giderek daha açık hale geliyor. Çok azı bunların ne olabileceğine inandıklarına dair herhangi bir işaret verse de olası açıklamalar uzaylılardan gizli askeri donanımlara kadar her şeyi içeriyor.
Geçen yılın sonlarında NASA, UAP’lerle ilgili bağımsız bir çalışma başlatacağını duyurdu. Bir ekip 9 ay boyunca (süre bu yaz sona eriyor) ne olduklarını açıklamak amacıyla bir dizi kaynaktan gelen bilgileri analiz edecek.
Washington’daki NASA Genel Merkezi’nde bulunan Bilim Misyonu Müdürlüğü’nün yardımcı yöneticisi Thomas Zurbuchen, “Uzayda ve atmosferde bilinmeyenleri keşfetmek NASA’daki kimliğimizin merkezinde yer alıyor” diyor:
Tanımlanamayan anormal fenomenlerle ilgili elimizdeki verileri anlamak, gökyüzümüzde neler olup bittiğine dair bilimsel sonuçlar çıkarmamızı sağlamak açısından kritik önem taşıyor. Veri bilim insanlarının dilidir ve açıklanamaz olanı açıklanabilir kılar.
Uzay ajansı bu işin taşıdığı önemin, kısmen uzay araçlarının güvende kalmasını sağlamakla görevli olmasından kaynaklandığını belirtti. Ajans, araştırma boyunca elde edilen verilerin bu çalışmanın şekillendirilmesini sağlamada önemli olacağını belirtti.
NASA’nın duyurusu, UAP’lerle ilgili kamuya açık bilgileri özetleyen bir ABD Ulusal İstihbarat Direktörlüğü raporunun 2021’de yayımlanmasının ardından geldi. Rapor, bu nesnelere yönelik yeni ilginin yanı sıra yabancı bir askeri gücün bir atılımının sonucu olabileceği yönündeki korkuların da farkında olarak paylaşıldı.
Bu rapor, çoğu 2004 ve 2021 arasında ABD Donanması’ndan toplanan 144 “tanımlanamayan hava fenomeni” gözlemini inceledi. Direktörlük gözlemlerden yalnızca bir tanesini açıklayabilirken, bunun “sönen bir balon” olduğunu söyledi.
UAP gözlemlerini açıklamak için hava durumu ve diğer gözlem balonlarının kullanılması uzun zamandır tartışılıyor. Onları sağlam bir şüpheli yapan bir dizi özellikleri var: Tuhaf hareket ediyor gibi görünebilirler; ayrıntılarının olmaması ve şekilleri, ne kadar büyük veya uzakta olduklarını söylemenin zor olabileceği anlamına geliyor ve bunlardan çok fazla var.
Her gün dünya genelinde bu tür balonlardan yaklaşık 1800 adet fırlatılıyor. Bu nedenle yetkililer ve uzmanlar, meteoroloji balonlarına ilişkin raporlardaki yeni fırlayışın (ve Çin’le ABD arasında bu balonlardan kaynaklanan yeni gerginliklerin) daha fazla balonun mevcudiyetinden ziyade daha fazla kişinin onlara bakmasından kaynaklandığını öne sürüyor.
Basitçe gökyüzü, yıllardır hatta onlarca yıldır, insanların pek de ilgisini çekmeyecek şekilde bu türden UAP’lerle dolu olabilir. Dolayısıyla bu yeni odaklanma, bu nesnelerin daha fazla farkına varacağımız ve onlara dair bilmediklerimiz hakkında yalnızca daha fazla şey öğreneceğimiz anlamına gelebilir.
Şimdilik yetkililer, uzaylı ya da başka bir şey olup olmadıkları da dahil, tanımlanamayan cisimlerle ilgili herhangi bir şeyi doğrulamakta çekingen davranıyor. Tarihsel olarak, uçan daireler ve uzaylı ziyaretleri hakkındaki spekülasyonlar genellikle bu bilgi eksikliğinden kaynaklanıyor.
https://www.independent.co.uk/space
Independent Türkçe için çeviren: İpek Uyar