Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, iki gün önce İngiltere Savunma Bakanı Ben Wallace’ın davetlisi olarak Londra’ya gitmişti. Marine Deal News‘in iddiasına göre Milli Savunma Bakanlığı İngiltere’den ikinci el Type-23 sınıfı fırkateyn tedarik etmek üzere sözleşme imzaladı.
İlk olarak 1987 yılında hizmete giren Type-23 sınıfı fırkateynlerin 12 adedi Birleşik Krallık tarafından aktif olarak kullanılıyor. Türkiye’nin kaç adet gemi aldığı ile ilgili bilgi paylaşılmazken bu sınıftaki en yeni gemi 2000 yılında envantere girdi.
Birleşik Krallık geçtiğimiz yıllarda ordusunun modernizasyonu için çeşitli eski sistemlerini satışa çıkarmıştı. Bu kapsamda özellikle ikinci el kargo uçakları ile Eurofighter savaş uçaklarının Türkiye tarafından satın alınması savunma çevrelerinde fikren tartışılmıştı. Ancak Type-23 sınıfı fırkateynlerin sensör ve silah sistemlerinin çoğunun Türk Deniz Kuvvetleri tarafından kullanılan sistemlerden farklı olması böyle bir tedarik için beklenti oluşmamasına neden olmuştu. Ayrıca Türk Deniz Kuvvetleri LM2500 gaz türbin sistemleri kullanırken gemideki Rolls Royce gaz türbinler de donanmanın yabancı olduğu sistemler. Bir kısmı oldukça yaşlı olan gemilerin idamesi için nasıl bir sistem yürütüleceği önemli bir soru işareti barındırıyor.
Geminin Özellikleri
Uzunluk | 133 metre |
Genişlik | 16.1 metre |
Deplasman | 4900 ton |
Tahrik Sistemi |
|
Menzil | 14.000 km |
Silahlar |
|
Helikopter | Westland Lynx HMA8, Wildcat HMA2 veya AgustaWestland Merlin HM2 |
Arama Radarı | Type 997 Artisan 3D |
Atış Kontrol Radarı | Marconi Electronic Systems Type 911 |
Denizaltı Savunma Harbi |
|
Diğer |
|
Yarı Ömür Modernizasyonu
Type-23 sınıfı gemiler 12-18 ay süren ve gemi başına 15-20 milyon sterline mal olan yarı ömür modernizasyonlarından geçtiler. Aktarma organları da yenilenen gemilerin sensör ve güdüm sistemleri iyileştirildi. Geminin iletişim ve komuta sistemleri yükseltilirken Sea Wolf füzeleri Sea Captor füzeleri ile değiştirildi.
Bu arada, güvenlik uzmanları bu geminin alımını eleştirerek, eski gemilerin Türkiye’ye satılmasının ülke açısından, bir savaşta intihar anlamına geldiğini öne sürdüler.