Bu günlerde iç politikada; Yeni Anayasa tartışmaları, Aya gideceğiz, gidemeyiz tartışmaları, Muarrem İnce’nin “Memleket Hareketi“nin partileşme süreci analizleri “bilir kişi uzman ekipler” tarafından tartışılıyor.. Dış politika da ise çok değişen bir şey olmamakla birlikte, en önemli konu “yeni ABD iktidarı” ile olası ilişkilerin nereye varacağı!
Durum bu merkezde iken, eski ABD başkanının eşine ait bir şirketinin PKK/PYD belgeseli yaptığını açıklaması, Amerikan Senatosu’nun Türkiye aleyhinde bildirisi, Dış İşleri Bakanı’nın bir tutuklunun “derhal” serbest bırakılmasını istemesi, Türk – Amerikan ilişkilerinin başlamadan gerilmesine neden oldu.
Televizyonlarda abuk-sabuk proğramlar ile Türk toplumunun iyice sersemletildiği şu ortamda, bence izlenecek ciddi proğramlardan biri de TV Net’te yayınlanan Akıl Odası adlı proğram. Nedret Ersanel‘in sunduğu bu proğram da, özellikle Prof. Dr. Taşansu Türker‘in analizleri çok yerinde.. (Belki de bana hitap ettiğini düşündüğümden dir !..)
11 Şubat 2021 tarihinde yayınlanan bu proğramda ele alınan konulardan biri de Türk – ABD ilişkileri idi. Trump’ın politikalarını eleştirerek ABD Başkanı seçilen Biden’in, dış politikada bir çok konuda Trump’un politikasına geri dönmek zorunda kaldığını belirten Taşansu Türker, ” İran ilişkilerinde; ABD’ye İran ayak sürtüyor. Önce sen adım at kavgası yapıyorlar. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin İsrail Askerleri’ni yargılama yetkisine sahibiz açıklamasından sonra ilişkiler hala gergin, Suudi Arabistan konusu hala muamma, Mısır , bir af kararnamesi çıkartarak pozisyon almaya çalışıyor, Türkiye – ABD ilişkileri ise Senato’nun bildirisi ve Dış İşleri Bakanı’nın açıklamasıyla ortada” diyerek, Amerika’nın dünyada başarısız bir politika izlediğini ima etti.
15 Temmuz kalkışmasından sonra, Türkiye’nin ABD Senatosu ile ilişkilerini boş bırakınca, “Türkiye’nin bıraktığı boşluğu Rum ve Ermeni lobisinin dolduğunu” kaydeden Taşansu Türker, ” Senatonun mektubuna bakın. Beni ikna et diyor. Lobilerin bunu yapsın, böyle bir lobileşme sistemi kurdurmuş. Doğru değil ama, dünyanın başkenti burası diyor. Böyle bir sistem kurmuş.” şeklinde konuştu.
ABD’nin ” Kavala’nın serbest bırakılması” şeklindeki açıklamasını da eleştiren Türker, Türkiye ile ABD arasında ciddi sorunlar olduğunu, iki tarafın da karşılıklı el yükselttiğini, riskli bir süreç yaşandığını, ancak ABD’nin bu bölgede Türkiye’ye muhtaç olduğunu” ifade etti.
ABD için Türkiye’deki bir numaralı sorunun S-400 olduğunu, Türkiye’nin bir numaralı sorununun ise Suriye’de PYD olduğunu kaydeden, Taşansu Türker, ” Biden yönetimi artık 3. Obama Yönetimi olmayacak, dünya artık o dünya değil. Türkiye ile ABD arasındaki eski güzel günler eskide kaldı. Amerikalılar alışık oldukları Türkiye’yi görmek istiyor. Çünkü Türkiye’nin gücü eskisi gibi değil!. Amerika bir noktada Türkiye’yi kabul etmek zorunda. Ortak nokta bulmaya çalışıyor. Ama bu kolay değil, iki taraf için de can sıkıcı günler(!) yaşanabilir” dedi.
Arzusunun; NATO ile iyi ilişkileri olan, sorunlarda Türkiye’nin yanında olan müttefikler ile, komşularla iyi ilişkiler içerisinde, refah seviyesinin arttığı bir Türkiye olduğunu belirten Prof. Dr. Taşansu Türker, ” Biz New Meksika topraklarında hak iddia etmiyoruz” diyerek Kıbrıs, Suriye ve Doğu Akdeniz çıkarlarımıza dikkati çekti.
ABD’nin olumsuz yaklaşımlarına Türkiye’nin Gara Operasyonu ile “sert karşılık” verdiği şeklindeki açıklamasına ise, proğram yorumcularından Avni Özgürel katılmadı. Özgürel, Gara Operasyonu’nun planlı bir çalışma olduğunu, ABD’ye cevap olmadığını belirterek şunları söyledi: ” Adamlar bütçe ayırmışlar. Suriye’de devleti kuracaklar, bunu saklamıyorlar. Suriye petrollerini de onlara vermiş. Devlet kurulduğunda masraflarını karşılasın diye. Zaten başkanlarına general diyorlar. Görev süresi biten ABD’li subaylar ayrılırken, bir birlerine şiltler veriyorlar. Ağlayarak ayrılıyorlar. PYD ile artık iç içe geçmişler. Tam zamanı Türkiye hemen şimdi vurmalıdır. ”