Türk tarihçiliğinin ve Türkçülük fikrinin sembol isimlerinden Yusuf Akçura, 90 yıl önce bugün hayata gözlerini yumdu. Geride Türkiye Cumhuriyeti’ne ettiği büyük hizmetler ile hatırlanan Akçura, TBMM adına 6 Ekim 1923’te İstanbul’u işgal kuvvetlerinden teslim alan isim. Türk Tarih Kurumu Başkanı olarak Türk tarihçiliğine hizmet eden ünlü Tatar aydını Akçura, arkasında silinmez izler bırakarak yaşama veda etti.
Kısa bir süre sonra da Fransa’ya kaçarak, Paris’teki Jön Türkler’e katılan Akçura, burada Siyasal Bilgiler Yüksekokuluna devam etti. Daha sonra Kazan’a döndü ve öğretmenlik yapmaya başladı.
Pek çok deneme ve fikir yazısı yayınlanan Yusuf Akçura’nın, 1904’te Türk Gazetesinde çıkan “Üç Tarz-ı Siyaset” başlıklı makalede imparatorluğun önündeki seçeneklerin “Osmanlıcılık”, “Panislamizm” ve “ırk esasına müstenit Türk Milliyetçiliği” olduğu, bunlardan en uygununun da sonuncusu olduğunu belirtiliyordu.
Akçura, II. Meşrutiyet’ten sonra İstanbul’a geldi. Çeşitli okullarda öğretmenlik yaptı. Darülfünun’da ve Mülkiye Mektebinde siyasal tarih dersleri verdi. Türkçülük akımına daha çok düşünce düzeyinde katılarak Türk Derneği ve Türk Ocağı’nın kurucuları arasında yer aldı. Türk Yurdu dergisinin de başyazarı ve editörü oldu. Akçura, Osmanlı Türkleri ile Osmanlı Devleti dışındaki Türklerin yalnız dil ve tarih alanındaki ortak geçmişlerine dayanarak bir birlik yaratamayacaklarını savundu.
TÜRK TARİH KURUMUNUN BAŞKANLIĞINI YAPTI
Türk Tarih Kurumu Başkanlığı da yapan Akçura, Kurtuluş Savaşı’nda Anadolu’ya geçerek Millî Mücadele’ye katıldı. Ayrıca, 6 Ekim 1923’te İstanbul’u Türkiye Büyük Millet Meclisi adına işgal kuvvetlerinden teslim alan anlaşmayı imzalamasıyla da Akçura, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin önemli şahsiyetlerindendi.
Türk dünyasının önemli şahsiyetlerinden Tatar asıllı Türk yazar ve siyasetçi Yusuf Akçura, 12 Mart 1935’de İstanbul’da vefat etti. Bir çok eseri bulunan düşünürün, özellikle Türkçülükle ilgili eserleri halen büyük ilgi görmektedir..