Kırımoğlu: Putin yargılanacak, Rusya ceza çekecek!
Ukrayna Milletvekili ve Kırım Tatar Milli Meclisi Başkanı Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Yeniçağ TV’de Emre Kulcanay’ın özel röportajında gündemi sarsacak açıklamalar yaptı. Kırımoğlu, Rusya lideri Putin’in Lahey’de ‘Savaş suçlusu’ olarak yargılanacağını iddia etti. Kırım’ın işgalinden sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmesinden bir anekdot paylaşan Kırımoğlu, “2014’te Erdoğan’dan Türk savaş gemilerinin Kırım’ı kuşatmasını istedik” dedi… İşte o özel röportaj…
Yeniçağ TV özel röportajlarıyla ses getirmeye devam ediyor. Ukrayna Milletvekili ve Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Onursal Başkanı Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Yeniçağ TV Youtube kanalında Emre Kulcanay’a sarsıcı açıklamalarda bulundu. Kırımoğlu, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Lahey Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi’nde ‘Savaş suçlusu’ olarak yargılanacağını söyledi.
Kırımoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelensky ile özel görüşmelerinde neler konuştuklarını, “Ölsem beni gömmeye izin vermeyecekler” dediği Yarımada’da Kırım Tatar Özerk Cumhuriyet kurulacağına olan inancını, Kırım’da yapacağı ilk işini ve Türk Dünyası’na özel mesajını Yeniçağ TV aracılığıyla paylaştı.
Ukrayna Milletvekili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Kırım Tatar Milli Meclisi Onursal Başkanı. Sadece Kırım Tatarları’nın değil tüm Türk Dünyası’nın yaşayan efsanesi. Hoşgeldiniz yayınımıza… Sayın Kırımoğlu, böyle bir dönemde Türk Dünyası ve Kırım Tatarları’nı konuşmak isterdik ama bu gece Kiev için çok uzun olacak. Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov, 3. Dünya Savaşı’ndan bahsetti, nükleer tehditten bahsetti. Siz ne düşünüyorsunuz? Kyiv’deki son durum nedir?
“- Biliyorsunuz Ruslar saldırıyor Kyiv’e. Pek çok şartları var, kabul edilecek şartlar değil. Aslında bir memleketin, başka bir memlekete silahla girmesi bir suçtur. Rusya bunun hesabını mutlaka verecektir. Ağır silahlarla şehirlerimizi bombalıyorlar. Çoğu çocuk ve kadın olmak üzere 2 bin insan öldü ama 6 binden fazla Rus askeri etkisiz hale getirildi. 200’den fazla esir var. Birçok tankları, uçakları, zırhlı personel taşıyıcıları imha edildi. Ukrayna halkı çok kararlı, sonuna kadar savaşacak. Biz bütün dünyaya minnettarız, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplantısını şimdi bitirdi. 144 ülke; Ruslar’ın askerlerini derhal Ukrayna topraklarından çıkarmasını talep etti. Ukrayna’nın toprak bütünlüğünün sağlanması, yani, hem Donbas’tan hem de Kırım’dan çıkmasını talep etti. Ama Rusya, hoşuna gitmeyen hiçbir uluslararası kararı kabul etmez. Ne dereceye kadar kabul etmeyecek, bakarız…
Batı ülkelerine biz çok minnetarız, şimdi Rusya’ya uygulanan yaptırımlar çok ciddi. Derhal etkisi olmasa bile yakın zamanlar içerisinde gerçekten etkisiz hale getirmeye yönelik yaptırımlar. Şimdi Ruslar Kyiv’i, Harkiv’i kuşattılar. Acımasız bombardıman yapıyorlar. Çok sayıda insanlar ölüyor. Herson’a girdiler, tüm şehirlerimizi bombalıyorlar.
Bu, 21’inci yüzyılda, bütün dünyanın gözü önünde işlenen bu suçun elbette bir bedeli olacaktır.”
Nükleer silah kullanılmasına dair beklentiniz var mı?
“- Rusya’da bir diktatör rejimi var. Hem de kafasına bir şey olmuş. Sağlam insan değil!.. Evet o biliyor bu cinayetler için o cevap vermek zorunda kalacak. Belki de “Ben öleceksem, bütün dünya da ölsün” diye düşünüyor olabilir.”
Lahey’de yargılanır mı dersiniz?
“- Mutlaka çünkü yakın günlerde uluslararası mahkeme çalışmaya başlayacak, ben eminim karar bu yönde olacaktır. Ama o nükleer silahı kullanması kolay değil. Bazıları diyor ki, düğmeye basacak da kullanacak… Tam öyle değil orada 7-8 basamak var. Ben eminim bu basamaklar içerisinde kafası yerinde olan insanlar da olur ve bunu durdururlar.
Üçüncü Dünya Savaşı, bütün insanlığın yok edilmesi anlamına geliyor. Rusya’da protestolar yapmak mümkün değil polisler herkesi gözaltına alıyor ama insanlar yine de sokağa çıkıyor. Bu böyle devam ederse Rusya’da baskıcı devletçiliğin sonu gelebilir.
Siz daha önceki röportajlarınızda “Ömrüm SSCB ile mücadele etmekle geçecek diye düşünüyordum ama SSCB’nin yıkıldığını gördüm” dediniz. Daha neler göreceksiniz?
“- Biz Sovyetler Birliği’nin komünist rejimi yıkıldıktan sonra rahat yaşayacağımızı zannettik ama o rejimden daha beter, daha acımasız Putin rejimi geldi. İnşallah bunu da atlatırız.”
Bu müzakerelerden ne bekliyorsunuz?
“- İki gün önce Belarus ve Ukrayna sınırında küçük bir köyde görüşmeler oldu. Orada benim danışmanım ve yardımcım, Ukrayna milletvekili Rüstem Umerov da bulundu. Kırım Yarımadası’nın Rusya toprağı olduğunu kabul edeceksiniz, Donetsk ve Lugansk’taki -kukla- cumhuriyetleri tanıyacaksınız. NATO ve Avrupa Birliği’ne girme isteğinizden vazgeçeceksiniz. Silahlarınızı teslim edeceksiniz. Yani tamamıyla teslim olacaksınız… Bunlar kabul edilecek, müzakere edilecek şartlar değil. Ukrayna tarafı da dedi ki, ateşkes yapalım, bu ateşkes size de lazım… Bizim sokaklarımızda yatan askerlerinizin leşlerini toplarsınız. 6 bine yakın ölüleriniz var, bunları ana babalarına teslim ediniz. Hiç olmazsa bunu düşünün. Yok teslim olacaksınız. Bu görüşmelerden hiçbir netice görmüyorum.
Telefonda Cumhurbaşkanı Zelensky’ye söyledim: “Belarusya toprağından bize ateş açılıyor, biz onun toprağında müzakere yapıyoruz. Türkiye yardım etmeye hazır, burada (İstanbul’da) müzekere etmeye hazırız. Ama Ruslar bunu kesinlikle kabul etmiyorlar. Ruslar, “Biz barış istedik ama Ukraynalılar reddettiler” diye propaganda yapmasınlar diyerek Belarus’a gidelim dediler. Neyse gittik. Bu görüşmelerden hiçbir netice beklemiyorum. Çünkü onlar kendi şartlarını hiç değiştirmediler.”
Belarus Devlet Başkanı Lukaşenko basın açıklaması yaparken bir harita paylaştı ve o görüntüden anlaşıldı ki Rus ordusunun ikinci hedefinin Moldova olacağına dair yorumlar yapıldı. Rusya Ukrayna’dan sonra Avrupa’ya ilerleyişini sürdürür mü?
“- Büyük ihtimal. Rus ordusu Ukrayna’da durdurulmazsa bütün Avrupa tehlikede. Lukaşenko’ya gelince o Putin’in uşağı!.. O kendi başına hiçbir karar alamaz, Putin ne derse ona destek verecek, onu yapacak ve Lukaşenko için başka yol da yok. Çünkü onun rejimi Putin’in desteğiyle ayakta kalıyor. Halkın yüzde 80-90’lık desteği var denmesi bir yalan…
Biz Belarusya ile dost milletlerdik ama diktatörler yüzünden iki millet birbirine girecek, düşman olacak.
Polonya tarafından dünya barış ödülüne de aday gösterildiniz. Nobel barış ödülüne aday gösterilmiş bir siyasetçi, Türk dünyasının yaşayan efsanesi olarak mesajınız nedir hem Rusya’ya, hem Ukrayna’ya hem de dünyaya?..
İlk olarak, aday gösterilmek Barış Ödülü’nü almak değil. Beni 5’inci kez aday gösteriyorlar, her yıl 300-400 aday oluyor. Ödül verilse devletimiz ve halkımız için bir zafer olacaktı. Sorunlarımızın çözülmesine epeyce bir destek olacaktı. Bakalım, aslında böyle bir ümidim yok ama Polonya Parlamentosu’nun bu teklifi bizim için elbette büyük şeref.
Dünyanın gözüönünde ululararası kaideler bozuluyor. 2014 yılında bizim toprağımızı, Kırım yarımadasını işgal ettiler; şimdi ise tüm Ukrayna’yı işgal etme peşindeler. Bu büyük suç. Burada tarafsız kalmak ahlaksızlıktır!
Çünkü bütün dünya tehlikede. Burada her millet, her halk ses çıkarmalı ve Ukrayna’yı desteklemeli. Eğer Ukrayna yıkılırsa, bundan sonraki ülkeler daha çok tehlike altında olacak. Şimdi Ukrayna’yı desteklemek yalnız Ukraynalılar’ı desteklemek değil kendi ülkelerini desteklemektir.”
Kiev’e ağır bir bombardıman söz konusu; Kiev yıkılır mı?
“- İnsanlarımız Ukrayna’da sonuna kadar direnecekler. Cumhurbaşkanı Zelensky, ABD Başkanı Biden’in Ukrayna’yı terk etme teklifine “Hayır. öleceksem burada öleceğim” diye cevap verdi.
Ukraynalılar sonuna kadar direnecekler. Ruslar, Kyiv’i alsalar bile bütün Ukrayna’yı işgal etseler bile onlar kaybettiler. Mutlaka bunun hesabını verecekler. Çünkü bütün dünya ayaklandı.”
Türkiye’nin tavrı için ne diyeceksiniz? Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, bir kaç gün sonra ‘savaş’ tanımını kullandı ve Boğaz’dan dört Rus savaş gemisinin geçişinin engellendiğini söyledi. Siz ne diyeceksiniz?
“- Türkiye, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısının ilk gününden (Şubat 2014, Kırım’ın işgali) bu yana Ukrayna’nın toprak bütünlüğü ve bağımsızlığından yana. Elbette destekliyor ama ne derecede? Elbette Türkiye’nin kendi menfaatleri, çıkarları var. Biz 2014 yılında buraya gelmiştik, Tayyip Bey (Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan) ile görüşmüştük. “Biz ne yapabiliriz?” diye sorduğu zaman söylemiştik: Türkiye’nin Batı ülkeleri tarafından uygulanan yaptırımlara katılmasını istedik. Boğazlar’ın kapatılmasını istedik. Türk gemilerinin Kırım’ı ablukaya almasını istedik, bu isteğimizin imkansız olduğunu söylediler. Biz de anlayışla karşıladık. “NATO böyle bir karar alırsa, inanın ki Türkiye en önde olacak” denildi. Buna biz minnettarız.”
2014’te Kırım’ın işgalinden bu yana, Kırım’a, evinize gidemiyorsunuz. Neleri özlediniz? Müzakere ya da mücadele sonunda Kırım özgürlüğüne kavuşursa Kırım’da yapmak istediğiniz ilk şey (ler) neler?
“- 2014 yılında bunlar bana 5 yıllık Kırım’a giriş yasağı verdiler, 2019 yılında 15 yıla uzattılar. Yani 2034 yılına kadar. Bu tarihe kadar yaşamayacağımı biliyorlar, yaptıklarının manası şu ki, ben ölsem, benim cenazemi oraya sokmayacaklar. Ama inanıyorum ki onların istediği gibi olmayacak, işgal 2034 yılına kadar sürmeyecek. İşgalciler de orada olmayacak. Eminim biz mutlaka toprağımıza döneceğiz.
Döndükten sonra elbette orada yapılacak çok şey var: Geçen yıllar içinde pek çok akrabalarımı, dostlarımı kaybettim. Onların mezarlarını ziyaret etmek isterim.
Kırım bu işgalden sonra bambaşka bir yer olacak. Orada Kırım Tatar Muhtar Cumhuriyeti olacak. Bu konuda Ukrayna Anayasası’nda gerekli değişiklikler yapılacak. Bu yolda ilk adım atıldı, Kırım Tatar halkı, Ukrayna’nın temelli, köklü halkı olarak tanındı. Kırım Otonom Cumhuriyeti statüsü, Kırım Milli Otonom Cumhuriyeti statüsüne geçirilecek. Yani ‘Her şeyde vardır bir hayır’, diyorlar ya bu hayır inşallah bize de olacaktır.”
Sayın Kırımoğlu, Yeniçağ kamerası, mikrofonu aracılığıyla Türk dünyasına ne söyleyeceksiniz?
“- Bakınız ben Birleşmiş Milletler Teşkilatı Genel Kurulu’nda oylamalara bakıyorum. Maalesef bir çok Türk cumhuriyetleri ile İslam cumhuriyetleri, büyük çoğunlukla çekimser kalıyorlar. Ben İslam dinin çok bilen insanlardan değilim, ben molla değilim, sıradan bir müslümanım. Yüzde 100 biliyorum ki, Müslümanlar için kötülük ve doğruluk arasında çekimser kalmak mümkün değildir, bu ahlaksızlıktır. O ülkelerden rica ediyorum: Müslüman olun, Türk olun! Adaletin tarafında olun! Putin’den korkarak davranmayın. İnsan gibi davranın.”
Çok teşekkür ederiz sayın Kırımoğlu, Allah sizi başımızdan eksik etmesin. İnşallah sizinle sonraki röportajımızı Akmescit’de yaparız…
“- Bahçesaray’da yaparız, evim orada.”