İYİ Partili Turhan Çömez, BAE’de bulunan ve internet kullanımı yasaklanan Sedat Peker ile görüştüğünü açıkladı. Halk TV’de Şule Aydın’ın moderatörlüğündeki Kayda Geçsin programına bağlanan Çömez, görüşmenin içeriğini anlattı
İYİ Partili Turhan Çömez, Sedat Peker‘le görüşmesini şu ifadelerle açıkladı:
Turhan Çömez’in El Nahyan’a yazma sebebi
Aslında Türkiye’deki Birleşik Arap Emirlikleri Büyükelçiliği’nden randevu talep ettim. Ancak yarı zamanlı hem Türkiye hem İngiltere’de yaşıyorum. Oradaki randevu dönemine kalamadım. İngiltere’ye geldim ve süreci buradan devam ettirdim. Yanıma aldığım kriminal avukatları ve göçmenlik hukukunda uzman arkadaşlarımla götürüp bir mektup bıraktım BAE Büyükelçiliği’ne. Devlet Başkanı El Nahyan‘a yazılmış bu mektupta da Sedat Peker’in konuşmasının önemli olduğunu ve vereceği bilgilerin Türkiye’deki birçok yanlışlığın aydınlanması için önemli olduğunu vurguladık.
Niye böyle bir hamle yaptım? Kendisi şu ana kadar onlarca dosya açıkladı. Tüm bu dosyalar aslında hiçbir şekilde yalanlanmadı. Muhattapları tarafından mahkemeye götürülerek yalanlanmadı. En az bunun kadar önemli olan bu davada bunlarla ilgili yapılan açıklamalarla ilgili de soruşturma başlatılmadı. Birkaç dava var ama arkası gelmedi. En son yaptığı açıklamada Saray’ın koridorlarına kadar uzanan ifşaatın üzerine gittim. Zehra Taşkesenlioğlu, Ali Fuat Taşkesenlioğlu ve Ünsal Ban ile ilgili yapmış olduğu açıklamalara yönelik ben bireysel olarak birtakım çalışmalar yaptım. İnanılmaz şeylere ulaştım.
Sizin programlarınızda yaptığım her açıklamadan sonra yapı içerisinden hem Zehra Taşkesenlioğlu’nun dibinden hem Ünsal Ban’ın dibinden hem de Ali Fuat Taşkesenlioğlu’nun dibinden bir sürü insan inanılmaz bilgi ve belge aktardı bana. Her gelen bilgi ve belge yeni birtakım şeyleri ifşa etmek için önümüzü açtı. Korkunç bir şeye ulaştık biz. Adam Türk Hava Kurumu rektörüyken aynı zamanda Muğla’da inanılmaz milyonlarca liralık araziler almış. İngiltere’de şirketler almış. Burada gelmiş inşaat işlerine girmiş. Malta’nın en lüks şehirlerinde şirketler kurmuş. Burada yatlar almış, artan paralarıyla da Malta kumarhanelerinde sefa sürmüş. Yatını Yunanistan adalarına bağlamış. Oradan ne götürdü ne getirdi onu da bilmiyoruz. Onlarla ilgili de mutlaka araştırmalar yapılmalı. Ankara’nın en lüks semtlerinde inanılmaz paralar eden inanılmaz değeri olan oteller satın almış. Bolu Mengen’de inanılmaz araziler satın almış. Şoförünün üstüne yapmış, Zehra Taşkesenlioğlu’nun danışmanı olan kişinin üstüne yapmış. İçinde inanılmaz servet olan restoranları, otelleri, alışveriş merkezleri olan dev bir servet yapmış adam.
Tanışıklıkları var mı?
Ben Sedat Peker ile aynı davada, Ergenekon Davası’nda yargılandım ama hiç birbirimizle karşılaşmadık, hiç görüşmedik. Bir kez 1999 Yalova Depremi’nde Erdoğan‘la Yalova’ya gittiğimizde uzaktan gördüm. Ancak Erdoğan onun konuğuydu. Çünkü kendisi bir aşevi kurmuştu depremzedelere. Orada uzaktan gördüm, tek temasım o. Onun dışında bir karşılaşmışlığım sözkonusu değil. Ancak belediye döneminde Erdoğan’ın yakın çevresinin kendisiyle bir diyaloğunun olduğunu biliyordum, konuşmalar da geliyordu kulağımıza. Fakat benim kendisiyle daha önceden bir temasım sözkonusu değil.
Görüntülü görüştüler
BAE’ye gitmedim, ben oradaki hekim arkadaşlarım, bazı hukukçu arkadaşlarım vasıtasıyla ulaştım ve kendisiyle görüntülü uzunca bir görüşme yaptım. İçinde bulunduğu durumu anlamaya çalıştım. Onunla ilgili de Türkiye’de bir siyasi adım atmak için kafamdaki projeyi şekillendirdim. Görüşmemiz bu şekilde gerçekleşti.
Zaten şu ana kadar ifşa etmiş olduğu bilgiler son derece önemli ve ciddi bilgiler. Her bir dosya demokratik bir ülkede bir iktidarı değiştirecek, bir hükümeti düşürecek kadar ciddi ve belgeli iddialar. Hiçbirisi de yalanlanmadı. Şu ana kadar yapılmış ifşaatlara baktığımızda, son derece vahim, kritik ve ciddi bir durumla karşı karşıya olduğumuzu görüyorum. Öte yandan Sedat Peker’in kişiliğiyle ilgili tartışmaları bir kenara bırakmak lazım.
Belgeleri hukuki yollardan paylaşmaya hazır
Onu da sordum kendisine. Hakkında Türkiye’de davalar var mı, bu davalarla ilgili süreç nasıl işliyor diye sordum. Şunu söyledi: ‘Benim şu anda davalarımla ilgili gündemi ben buradan da yönetebilirim. Bana herhangi bir soru gelirse, değerlendirme yapmam gerekirse bunu hukuka uygun bir şekilde mevcut Türk yasalarına uygun bir şekilde yapmaya hazırım’ dedi. Buradan şunu anladım ben: Gerekirse oradaki büyükelçiliğimiz marifetiyle ya da SEGBİS sistemi marifetiyle Sedat Peker ifade vermeye hazır. ‘Hükümet benden bilgi istesin, belge istesin, ben bunların hepsini resmi yollardan kendisine ulaştırmaya hazırım. Gerekirse gelsin Türk yetkililer, benden ifade alsınlar veyahut da resmi kanaldan SEGBİS sistemiyle ben ifade vermeye, bütün bu ifşaatları yapmaya hazırım’ dedi.
Yapmayı planladığı ifşaatla ilgili, Türkiye’deki bugüne kadar açıkladığı ifşa ettiği bilgilerin dışında sahip olduğu bilgileri ve belgeleri paylaşmak için hukuki yollardan, resmi yollardan bunları paylaşmak için hazır olduğunu vurguladı. Ben bunun hukuki zeminini bilememem ama böyle bir niyetinin olduğunu vurguladı.
‘En ufak tweet beğenisinde Türkiye’ye iade süreci başlayabilir’
Şunu vurguladı: ‘Beni yargılayın’ diyor ‘ama adaletli bir şekilde yargılayın, devlet benimle ilgili bir yargılama yapacaksa kişisel olarak hakkaniyetli bir yargılama yapsın. Ben yargı önünde aklanmaya hazırım’ diyor. Fakat asıl söylemek istediği şey, sahip olduğu bilgi ve belgelerin Türkiye’de bir arınma sürecine katkı sağlayacağı, Türkiye’deki birçok yanlışlığın ifşasına katkı sağlayacağını vurguluyor. İzin verin ben bunları konuşayım anlatayım diyor. Bunun için birkaç yol var: Birincisi dijital tecritin kaldırılması. Bu tecridin kaldırılmasıyla beraber bu ifşaatların Türkiye’de ve dünyada duyulması. Buna dair BAE’de katı bir karar var. Konuşamazsın diyorlar. ‘Herhangi bir şekilde konuşursa, herhangi bir ifşaatta, deklarasyonda bulunursan, hatta bir tweet açıklaması yapar, bir tweeti beğenirsen bile bu bizim aramızdaki sözleşmeye ya da anlaşmaya aykırı bir davranış olur. Bunu ihlal etmiş olursun’ diyorlar ve Türkiye’ye iade sürecinin başlama ihtimali var. O bakımdan şu anda Sedat Peker’in dijital dünyada herhangi bir bilgi ve belge paylaşması mümkün görünmüyor. Eğer benden resmi yollardan bilgi ve belge almak isteyen devlet mekanizması çalışırsa hukuk çerçevesinde ben bunu yapmaya hazırım dedi ki bu çok önemli bir şey.
Belgeleri iki ayrı ülkeye gönderdi
‘Bu şartlar altında bu belgeleri açıklamam mümkün değil’ dedi. ‘Devlet kademelerinin yapacağı icraatlarla bunları ifşa edebileceğini’ söyledi. ‘Bütün bilgi ve belgeleri kayıt altına aldım. İki farklı ülkeye gönderdim. Öldürülmem halinde, hayatıma kast edilmesi halinde bunları bütün Türkiye öğrenecek’ dedi. ‘Böyle bir süreç çalışırsa emniyete almak için bilinmeyen iki ayrı ülkeye gönderdim ve ondan sonra bütün bu ifşaatlar yapılacak’ dedi.”