Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, başta Çin ve Hindistan olmak üzere Asya Pasifik coğrafyasını artık ihracat pazarları olarak görmenin vaktinin geldiğine dikkat çekerek, “Benim daha önce de her fırsatta da belirttiğim gibi dış ticaret açığı verdiğimiz bu ülkeler ithalat için uzak değilse ihracat için de uzak değil. Avrupa’nın yavaşladığı bir dönemde ihracatımızı sürdürülebilir kılmak için bir engel görmüyoruz. Niye ihracatı yeterince yapamıyoruz” dedi.
Ticaret Bakanı Pekcan, Ticaret Bakanlığı’nda düzenlenen ‘Yeniden Asya; Türkiye’nin Asya Ülkeleri ile Ticaretinin Geliştirilmesinde Yeni Perspektifler’ toplantısına katıldı.
Bakan Pekcan, 2020 yılı içerisinde iş dünyasıyla yakın istişare içerisinde çalışıldığını belirterek, “Pandemi koşullarına rağmen 2020 yılında bahse konu coğrafyada bakanlığımız koordinasyonu ve organizasyonunda 30 ülke ile 131 iş etkinliği gerçekleştirmiş bulunuyoruz. 2020 yılı Aralık ayı ile gelen bugüne kadar en yüksek aylık ihracat rakamı 17 milyar 844 milyon dolar olarak gerçekleşti. Yine 2020 yılının son çeyreği itibariyle 51.2 milyar dolarlık ihracatla ilk defa çeyreklik dönemde 50 milyar doların üzerine çıkarak çeyrek dönemde ihracat rekoru kırmış olmamız memnuniyet verici” ifadelerini kullandı.
Asya bölgesinin bir bütün olarak küresel üretim ve ticaret açısından giderek daha fazla ağırlık merkezi haline geldiğini söyleyen Bakan Pekcan, “Bu geniş coğrafyanın lokomotifinin Asya Pasifik bölgesi olduğunu görüyoruz. Asya Pasifik bölgesinin küresel ekonomi içerisindeki payı 2000 yılında yüzde 26.3’iken, 2019 yılında yüzde 34.9’a yükselmiş durumda. Aynı dönemde küresel ihracattan aldıkları pay ise yüzde 28’den yüzde 37’ye artmış ve 2019 yılında global doğrudan yatırımların toplam yatırımların 1/3’i bu bölgeye gitmiştir. Öte yandan 90’lı yıllarda itibaren Orta Asya devletlerinin bağımsızlıklarını kazanmaları Türkiye’nin ortak dil, tarih ve kültürel bağlarının bulunduğu bu ülkeler ile ilişkilerinde siyasi olduğu kadar iktisadi yeni boyutlar da açmıştır. Ülkemizin ‘Yeniden Asya’ girişimi ülkeleri ile ticaretine baktığımızda 2020 yılında ihracatımızda yüzde 1.6’lık düşüş, ithalatımızda da yüzde 8.6’lık düşüş olduğunu görüyoruz. Buna rağmen 2020 yılında da bölge ülkelerinin Türkiye ihracatındaki payı yüzde 14.3 iken ithalatındaki payı ise yüzde 33.7 olmuştur. Bu da Asya ülkeleri ile ticaretimizin hala ne kadar dengesiz olduğunu ve bu ülkelerin dış ticaret açığımızdaki belirleyici rol olduğunun göstergesidir” açıklamasında bulundu.
“BİZ DEVLET OLARAK HAZIRIZ VE YANINIZDAYIZ”
Asya ve Avrupa arasında bir köprü niteliğine sahip Türkiye’nin stratejik konumundan kaynaklanan teorik ayrıcalıklarını pratiğe dökmenin öneminden bahseden Bakan Pekcan, “Burada da iş insanlarımıza çok önemli vazifeler düşmektedir. Biz devlet olarak hazırız ve yanınızdayız. Devletimizin desteği iş dünyamızın azmi ve gayretleri ile ortaya çıkan sinerjinin Yeniden Asya girişimi sorumluluk alanında bulunan ülkelerde karşılaşan fırsatları ve iş birliği imkanlarını en iyi şekilde değerlendirmemize vesile olacaktır. Bakanlık olarak 2020 ve 2021 yılları için belirlediğimiz 17 hedef ülkenin 7 tanesi 28 öncelikli ülkenin 9 tanesini bölge ülkeleri arasından seçtik. Bunun firmalarımızın bölgeye yönelmesi konusunda katalizör etki oluşturacağını umuyoruz çünkü hedef ve öncelikli ülkelere devlet desteklerinde artı puan veriyoruz” şeklinde konuştu.
“NORMAL KOŞULLARDA DENİZ YOLU İLE 35-40 GÜNÜ BULAN TAŞIMACILIK SÜRESİ 13 GÜNE KADAR İNMİŞ BULUNMAKTA”
4 Aralık 2020 yılında başlatılan ve İstanbul’dan Çin’e demiryolu ile ihracatın önünün açıldığının altını çizen Bakan Pekcan, “Normal koşullarda deniz yolu ile 35-40 günü bulan taşımacılık süresi 13 güne kadar inmiş bulunmakta. Geçtiğimiz Ekim ayı itibariyle resmi gazetede yayımlanan yurtdışı lojistik desteklenmesi hakkında karar çerçevesinde yurtdışındaki stratejik noktalarda kurulacak lojistik merkezlerimiz önümüzdeki yıllarda Türk ihracatçımızın bölgede tedarik ve dağıtım kanallarına erişiminde önemli katkı sağlayacak alt yapıların kurulmasına da izin verebilecektir” ifadelerine yer verdi.
Uluslararası Doğrudan Yatırım Raporu verilerine değinerek 2019 yılı itibariyle Türk iş insanlarının mevcut yatırım tutarının 3.5 milyar dolar olduğunu aktaran Bakan Pekcan, bölgedeki ülkelerden ülkemize gelen yatırım tutarının 17.5 milyar dolar olduğunu ifade etti. Bakan Pekcan, “Özellikle bu bölgelerdeki doğrudan yabancı yatırım tutarı 9.2 trilyon dolar seviyesinde ve ülkemizdeki yatırımların sadece binde 2’sine tekabül etmektedir. Dolayısıyla buradaki yatırımların bölgemize çekilmesi ülkemize çekilmesi bizlerin desteğiyle sizlerin aktif rol oynamasıyla son derece önemlidir. ‘Yeniden Asya’ girişimi kapsamındaki ülkeler ile bir diğer potansiyel iş birliği alanımız müteahhitlik sektörüdür. Bugüne kadar bölge ülkelerinde 201.9 milyar dolar civarında 5582 proje üstlenmiş durumdayız. Bu rakamalar dünyada toplam üstlendiğimiz projelerin içerisinde değer olarak yüzde 48 proje sayısı olarak yüzde 53 gibi bir paya karşılık gelmektedir” diye konuştu.
“DIŞ TİCARET AÇIĞI VERDİĞİMİZ BU ÜLKELER İTHALAT İÇİN UZAK DEĞİLSE İHRACAT İÇİN DE UZAK DEĞİL
Bakan Pekcan, başta Çin ve Hindistan olmak üzere Asya Pasifik coğrafyasını artık ihracat pazarları olarak görmenin vaktinin geldiğini vurgulayarak şunları söyledi: “Benim daha önce de her fırsatta da belirttiğim gibi dış ticaret açığı verdiğimiz bu ülkeler ithalat için uzak değilse ihracat için de uzak değil. Avrupa’nın yavaşladığı bir dönemde ihracatımızı sürdürülebilir kılmak için bir engel görmüyoruz. Niye ihracatı yeterince yapamıyoruz? Bizim Singapur’la serbest ticaret anlaşmamız var. Gümrüklerimiz sıfır. Güney Kore ile serbest ticaret anlaşmamız var. Sanayi ürünlerinin tamamında gümrükler sıfır. Japonya ile görüşmeleri sürdürüyoruz ama sanayi ürünlerinin zaten yüzde 47’sinde gümrükler sıfır. Dolayısıyla bizim STA’mız yok diye gümrükler yüksek diye şikayet etme şansımız da yok. Lojistik de kısaldı. Destekleri de diğer bölgelere nazaran bu bölgelere daha fazla veriyoruz. Daha ne istiyorsunuz bizden? Söyleyin biz onları yapalım. Yeter ki bu bölgedeki bu dengesiz ticareti el birliğiyle önleyelim.”