Son yıllarda dünyada yaşanan ve yaşanmaya devam eden sorunlar yüzünden Uzak Doğu tedarik zinciri bozuldu ve gözler Türkiye tedarik sanayine çevrildi. Halihazırda Avrupa’nın ihtiyacını karşılayan tedarik sanayimizin sevkiyat yaptığı Amerika, yanı başına gelmemizi isterken, Uzak Doğu dahil birçok firma ülkemizden partner arayışında.
Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği (TAYSAD), online gerçekleştirdiği toplantıda gazetecilerle bir araya geldi. Toplantıda tedarik sanayiyle ilgili açıklamalarda bulunan TAYSAD Başkanı Albert Saydam, “2017’de tedarik sanayinin toplam otomotiv ihracatından aldığı pay yüzde 30 mertebesindeydi. Şu anda 2022’de bu oran yüzde 42 oldu. Bu arada dünyada araç üretiminde 12’nci sıradayız. Yüzde 1.7 ile dünyadaki gayrisafi milli hasıladan Türkiye’nin almış olduğu pay binde 8. Türkiye’ye bir otomotiv ülkesidir diyebiliriz. Çünkü genelden aldığımızdan paydan çok daha fazla otomotivde payımız var dünya üretimi açısından” dedi.
Türkiye güvenilir bir partner
Otomotiv sanayiinde genel anlamdaki baş etmek zorunda olduğumuz en büyük konunun ‘belirsizlik’ olduğunu söyleyen Saydam, “Muhataplarımız, Türk otomotiv tedarik sanayisinin bu konuda rakiplerine göre ne kadar hazır olduğunu ve oluşan sorunlarda, bu değişkenlik ve karışıklık ortamında güvenilebilecek bir partner olduğunu görüyor. Otomotiv yatırımcıları, yeni platform çalışmalarında ya Türkiye’deki tedarikçileri tercih ediyorlar, ya da gelin yanı başımıza bu sorunumuzu hemen yanımızda çözün diye açıkça davet ediyor” diye konuştu.
Tedarik sanayimiz mercek altında
“Pandemide hep denilen bir şey vardı, Uzakdoğu’daki tedarik zinciri kırıldığından dolayı, Türkiye özellikle Çin yerine Avrupa’nın ihtiyacını karşılıyor” diyen Saydam, “Ancak madalyonun bir de öbür yüzü var. Bizim Amerika’ya da sevkiyatlarımız var ve Amerika’da da bu tedarik zinciri kısıtları ve navlundaki artışlardan dolayı yanı başına gelmemizi istiyor. Şu anda belki anons etmek için erken ama Uzakdoğulu firmaların Türk otomotiv, tedarik sanayisi ve Türk otomotiv sanayisi ile yakından ilgileniyor” ifadesini kullandı.
Yatırımların arkası gelecek
Elektrikli araç yatırımlarından da bahseden Saydam, “İki-üç sene evvel ‘elektrikli araç miktarı az, o aracı üretelim mi, TOGG vesaire’ soru işaretleri ile bakarken, şu anda Türkiye’de anons edilen tüm yatırımlar elektrikli araç üzerine. Ki yatırımların yakın zamanda arkasının geleceğini öngörüyoruz. Gelmek de zorunda. Zaten şu anda yoğun görüşmeler var. Yurt dışındaki birçok elektrikleşme konusunda bir adım önde olan firmalar Türkiye’de partner arayışındalar. Bunun da olumlu sonuçlarını önümüzdeki 6 ayda yatırım anonsları olarak dönecek” şeklinde konuştu.
Mevcur teknolojiyle elektrikli araçların geleceği yok
Elektrikli araçların geleceği hakkında da açıklama yapan Saydam şöyle konuştu: “Şu andaki bataryalar, eğer lityum iyon teknolojisi devam edilecekse dünyada bilinen lityum rezervi anons edilen araç üretimindeki bataryayı karşılamıyor. Bir tarafta bakır gibi konvansiyonel madenler var. Bunların çıkarılması da pahalı. Bu demek ki, 10 yıl içinde yeni bir teknoloji devreye girebilir. Genellikle çareler veya icatlar çok büyük krizlerde çıkar. Böyle genel bir eğilim vardır. Dediğim gibi bilinen teknolojisi ile üretimin devamı mümkün değil. Bu da önümüzdeki teknolojinin dünya kaynaklarının orantılı değişmesi, talebin veya isteklerin artması ile alakalı.”