ABD ile Rusya arasındaki dünya hakimiyet mücadelesi tüm hızıyla sürüyor. Küresel güçler arasındaki bu rekabet “yanı başımıza” kadar dayandı!.. Güç dengelerini yeniden hızlandırması beklenen küresel rekabet, yerini bölgesel rekabete, makro rekabete dönüşüyor. Bir çok analist bu görüşte. Bu görüşü savunanlar, Rusya’nın – batı ile mücadelesi Ukrayna üzerinde düğümlenmiş durumda.
Bu çerçevede Çin de, tabi ki Rus cephesinden yana. Rusya dün yaptığı açıklamada NATO’yu “tehdit” olarak gördüğünü açıklarken, Çin ile Ruslar, ” bir birlerinin yanında olduklarını” beyan etmişlerdi.
Bazı tezlere göre, Batı (AB ve ABD) Rusya’yı sürekli kışkırtıyor. Böylece silah – savunma harcamalarına hız veren Rusya ( Süpersonik füzelerinin seri üretimine geçeceğini açıklamıştı) mali krize gömülmek mi isteniyor?
Öte yandan, ABD-Çin çatışmasında Rusya ne pozisyon alacak? O da başka bir konu.. Ancak, galiba asıl savaş ticaret savaşları. Pandemiden dolayı sarsılan dünya ekonomisi yeniden ekonomik bir oluşuma giriyor. ( Gerçi, bu çerçevede ekonomik düzenlemede faizleri düşüren tek ülke Türki’ye oldu. Ancak konumuz dışı!…) Ticaret savaşlarında nakliye ve ulaşımın önemine bakacak olursak, Baharat Yolu (Hindistan), Turan Yolu vs. vs. Tebriz-Trabzon ticaret yolunun önemini yeniden gündeme getirenler de var. Doğrudur da.. Osmanlı döneminde kontrolumuzda olan bu yol, 93 Harbi’nden sonra Ruslar’ın denetimine geçmişti. Bir de Ukrayna var.. Karadeniz’de Ukrayna’ya geçiş hatta, günümüzde daha da önemli hale geldi.
Bu nedenle Ukrayna üzerinden yapılan ABD-Rusya gerilimi, halihazırda Rusya’ya yaramış gibi görünüyor. ABD’nin Karadeniz manevralarının bir nedeni de, İran olmalı. Kendisinden olmayan tüm ülkeleri düşman gören ABD, İsrail-Çin yakınlaşması, Çin’in Körfez’e girmesi İran’ı çevreleme mi? Süper güçlerin bölgemize yansıyan rekabeti bir çok başlığı içeriyor. Doğu Akdeniz, Azerbaycan, İran, enerji alanları vs. vs..
Ekonomik krizle uğraşan Türkiye, birden dire kendini nerede buldu. Süper güçlerin, küresel hakimiyet mücadelesinin ortasında kaldı. Ne yapacağını da pek bildiğini sanmıyorum. Dış politikadaki yanlışların devam ettiğini görüyorum. Ekonomimiz darmaduman oldu, dört bir yandan sarıldık “ey halkım.” Tanrı sonumuzu hayır etsin…