Yıllardır ‘iş güvenliğini’ tartışan Türkiye’de, 13 Mayıs 2014’te bir facia yaşandı ve Manisa’nın Soma ilçesindeki kömür madeninde 301 işçi hayatını kaybetti. Aradan geçen süre içinde tutuklu sanıkların tamamı tahliye edildi. Davanın avukatlarıysa, mevcut iktidara karşı durdukları için siyasi sebeplerle tutuklu bulunuyor.
Bu noktada facianın meydana geldiği ilk günlerde madenci yakınını yerde tekmeleyen Yusuf Yerkel’in de Frankfurt Başkonsolosluğu’na Ticari Ataşe olarak atandığını hatırlatalım.
Aileler, facianın sekizinci yılında kayettikleri yakınlarını andı.
YÜRÜYÜŞ DÜZENLENDİ: ‘AVUKATLAR DIŞARI, KATİLLER İÇERİ’
İşçilerin yakınları, Soma Öğretmenevi’nde bir araya gelerek yürüyüş düzenledi.
“Karanlık günlere adalet, mücadelemizle gelecek” pankartı taşıyan vatandaşlar, sık sık “Avukatlar dışarı, katiller içeri” sloganı attı.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, CHP Milletvekili Vehbi Bakırlıoğlu, CHP Milletvekili Bekir Başevirgen, CHP Turgutlu Belediye Başkanı Çetin Akın, CHP Kırkağaç İlçe Başkanı Özcan Kaçar, CHP Akhisar İlçe Başkanı Umut Çavuş, CHP Akhisar Kadın Kolları Başkanı Fatma Celepçi, CHP Soma Kadın Kolları Başkanı Nilgün Demirhan, sanatçılar Levent Ülgen, Galip Erdal, Bahtiyar Engin ile Çorlu tren katliamı ve Hendek işçi katliamında yakınlarını kaybedenler de destek için oradaydı.
Sabah saatlerinde de Soma’daki Maden Şehitliği ve Anıtı’na gelen Maden-İş sendikası üyeleri ve aileler, sabahın erken saatlerinden itibaren mezarlığa geldi, Kur’an-ı Kerim okudu.
‘BİZİ SAVUNAN AVUKATLAR TUTUKLANDI, AVUKATLARIMIZA SELAM GÖNDERİYORUZ’
Oğlu Uğur Çolak’ı olayda kaybeden İsmail Çolak, 8 yılın kendileri için zor geçtiğini belirterek, “Acılarımız ilk günkü gibi devam ediyor. Çünkü bizim verdiğimiz adalet mücadelesi, çocuklarımızla birlikte göçük altında kaldı. Biz çocuklarımızın ölümüyle alakalı davayı Anayasa Mahkemesi’ne taşıyacağız. Mahkemelere güvenimiz kalmadı ama umudumuz var. Cumhuriyet tarihinin en büyük işçi katliamının sorumlularının hiçbirinin tutuklu olmadığı bir süreç yaşıyoruz ama bizi savunan avukatlar tutuklandı. Avukatlarımıza da selam gönderiyoruz” dedi.
‘İÇİM YANIYOR’
Faciada oğlu İbrahim Duman’ı kaybeden Zehel Duman da şunları söyledi:
“Ne hissedeyim, her zamanki gibi burukluk hissediyorum. Adalet yok, katiller dışarıya çıktı. Bizi savunan avukatlar içeri girdi, bu adalet mi? 301 kişi vefat etti. Tutuklu var mı? Yok. Senelerce mücadele verdik ama sözümüzü duyan olmadı. Anneyim, içim yanıyor.”
NE OLMUŞTU?
Facianın ardından Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’nde sanıklar hakkında ‘olası kastla insan öldürme’, ‘neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama’, ‘bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma’, ‘taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma’ suçlamalarıyla dava açıldı.
BİLİRKİŞİ RAPORU: BAKANLIKLARIN KUSURU VE İHMALİ VAR
Bilirkişi raporu, olayın önlenebilecekken ‘olumsuz ocak alt yap uygulamalar nedeniyle facia boyutuna ulaştığını’ ortaya koydu. Ayrıca ilgili bakanlıkların ihmali ve kusuru olduğunu söylendi:
“Genel olarak kömür havzalarının yönetimi-denetimi ve özelde de kömür ocaklarında İş sağlığı ve güvenliği konulan ile ilgili mevzuat eksiklikleri ve yetersizlikleri nedeniyle Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın ihmali ve kusuru vardır.”
Söz konusu raporda, şirketin patronu Alp Gürkan’ın kazadan sonra kullandığı “Görevimden çekilmem, patron olmadığım anlamına gelmez” ifadesi de yer aldı. Gürkan’ın da sorumluluğunun bulunabileceğine işaret etti.
‘GÜLEN CEMAATİ TARAFINDAN DÜZENLENEN BİR SABOTAJ’ SAVUNMASI
Yargılama sırasında şirkete yönelik ihmal suçlamalarını kabul etmeyen Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan ve avukatları, “Ülkemiz PKK, DHKPC, FETÖ saldırısı altındadır. Bu örgütler Soma’yı da yapmışlardır” diyerek faciayı ‘sabotaj’ olarak niteledi.
Davayı başından beri yürüten Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Aytaç Ballı, dosya karar aşamasına geldiğinde görevden alındı. Hazır olduğu bildirilen savcılık mütalaası, Ballı görevden alındıktan sonra açıklandı. Mütalaada, kastın öldürmeye yönelik olmadığı iddia belirtilerek, sanıkların ‘taksir’ ve ‘bilinçli taksir’ ile öldürme suçlarından cezalandırılması talep edildi.
11 Temmuz 2018 tarihinde sonuçlanan davada, 51 sanıktan 37’si hakkında beraat kararı verildi.
Beraat edenler arasında Soma Kömür İşletmeleri A.Ş’nin faciadan altı ay öncesine kadar yönetim kurulu başkanı olan Alp Gürkan da yer aldı. Can Gürkan’a “basit taksirle insan öldürme” suçundan 15 yıl, şirketin genel müdürü Ramazan Doğru ile genel müdür yardımcısı İsmail Adalı’ya “bilinçli taksirle insan öldürme” suçundan 22 yıl 6 ay ve aynı suçtan işletme müdürü Akın Çelik’e 18 yıl 9 ay hapis cezası verildi.
Can Gürkan, Nisan 2019’da tahliye edildi.
YARGITAY’DAKİ HEYET DEĞİŞTİ, TAHLİYE KARARLARI GELDİ
Yerel mahkemenin kararı ardından dosya, istinaf mahkemesine gitti. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi kararın bozulmasını talep etti. Dosya, Yargıtay’a gönderildi.
Yargıtay 12. Ceza Dairesi, Eylül 2020’de Can Gürkan hakkında ‘basit taksirle insan öldürme’, Ramazan Doğru, İsmail Adalı, Akın Çelik hakkında ise ‘bilinçli taksirle insan öldürme’ ilişkin hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğuna hükmetti. Yargıtay kararında oy birliği ile ‘sanıkların şirketteki pozisyonları gereği ocak içerisindeki yüksek riskleri bilmelerine rağmen faaliyetlerine uzun süre devam ettiklerine’ kanaat getirdi.
Karardan üç ay sonra Yargıtay 12. Ceza Dairesi heyetindeki beş üyenin üçü değiştirildi. Yeni heyet, 10 gün içerisinde sanıkların suçunu ‘olası kastla öldürme’ suçundan ‘bilinçli taksirle öldürme’ yönünde değiştirdi. Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Genel Müdürü Ramazan Doğru, müdür yardımcısı İsmail Adalı ve işletme müdürü Akın Çelik Yargıtay kararından sonra tahliye edildi.
Şu an dosya kapsamında tutuklu sanık bulunmuyor.
AVUKATLAR TUTUKLU
Tutuklu tek bir sanığın kalmadığı davanın avukatlarından Can Atalay, hukuk tarihine skandal olarak geçen Gezi davası kapsamında 25 Nisan’da ve Selçuk Kozağaçlı ‘örgüt yöneticiliği’ suçlamasıyla 2017’de tutuklandı.