Devleti yönetenlere göre;
“Faiz sebep, Enflasyon sonuçmuş.”
Yani onlara göre, enflasyonu artıran faizlermiş.
Halbuki, enflasyon kontrol altına alınamadığında faizler artırılır.
Ekonomide bu bir kuraldır.
Öncelikle bunun altını çizmek isterim.
*
21 Ekim 2021.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), politika faizini 200 baz puan düşürerek yüzde 16’ya indirdi.
Karar sonrası Dolar/TL kuru günlük olarak yüzde 3’ün üzerinde yükselerek 9,53 ile rekor kırdı.
Euro/TL kuru 11’i ve sterlin/TL kuru ise 13’ü aştı.
*
Cumhurbaşkanı’nın 10 ülkenin Ankara büyükelçisinin, Osman Kavala’nın serbest bırakılması için birlikte çağrı yaptıklarını gerekçe göstererek;
“10 ülkenin büyükelçisinin istenmeyen adam ilan edilmesi talimatı verdim.”
demesiyle dolar 9.84 seviyesini görmüştü.
*
Dövizdeki kontrolsüz artış fiyatlara yansıyor.
Bu durum alım gücünü iyice azaltıyor.
Sonuçta;
Daha da fakirleşen halk.
Memur, emekli, işçi maaşlarına gerçek enflasyonun çok altında zam yapılmasından dolayı iyice eriyen maaşlar.
Umutsuz esnaf, umutsuz emekli, umutsuz memur, umutsuz işçi.
*
Türk Lirası bu siyasi irade döneminde tarihinde olmadığı kadar değer kaybetti.
Yani TL Dolar karşısında %600 değer kaybetti.
Asgari ücrette Türkiye Çin’in dahi gerisinde kaldı.
Çin’de işçilik ücreti düşük olduğu için bir zamanlar Çinli işçilere acırdık.
“Bu ücretle nasıl geçinebiliyorlar?” derdik.
*
Türkiye’de çalışan iki kişiden birisi asgari ücretlidir.(Asgari ücret: 2 bin 825 tl.
Açlık sınırı Eylül 2021’de 3 bin 49 tl.)
Asgari ücretin döviz cinsinden karşılığı
Çin’de: 360 dolar.
Türkiye’de: 295 dolar.
Acınacak artık biz olduk.
*
Döviz yükselişinin sebebi olarak millete “dış güçler” masalını anlatan bir siyasi irade görüyoruz.
*
Tek adam rejimine “evet” oyunu vererek ülkedeki tüm kararları tek adama bırakan, “Ben yaptım oldu.” sistemini getiren dış güçler mi?
*
Ülkemizde siyasi belirsizlik yaratanlar, adalet ve de hukukun yerlerde sürünmesine neden olacak icraatta bulunanlar, “10 ülkenin büyükelçisini istenmeyen adam” ilan ederek dövizin daha da yükselmesine vesile olanlar dış güçler mi?
*
Gelişmiş medeni ülkelerde Merkez Bankaları(MB) bağımsızdır.
Merkez Bankası’na devamlı müdahale eden, mevsimlik işçi gibi 4-5 ayda bir MB Başkanı’nı görevden alıp döviz kurunun yükselmesine vesile olanlar dış güçler mi?
*
“Uygun şartlar oluşturulmadan” MB faizini ekonominin kurallarına tamamen aykırı bir şekilde ve de talimatla indirenler dış güçler mi?
*
Yargıyı kontrol altına alıp yargıya olan güveni yerlerde süründüren, dolayısıyla dışarıdan para girişini riskli hale getiren dış güçler mi?
Ülkenin fabrikalarını, varını yoğunu “babalar gibi” satan, bir çok ürünü dışarıdan ithal edecek duruma getiren dış güçler mi?
*
MB’nın 128 milyar dolarının akıbetinin belli olmamasını sağlayan dış güçler mi?
Bakanların yolsuzluk ve rüşvet iddialarını mecliste aklayan dış güçler mi?
İhalelerdeki şeffaflığı ortadan kaldıran dış güçler mi?
İhaleleri olması gereken fiyatların çok üzerinde özellikle 5’li yandaş çeteye vererek milletin milyarlarca dolarının heba edilmesine neden olan dış güçler mi?
Elektrik, doğalgaz, akaryakıta peş peşe zamlar yaparak maliyetleri artıran, dolayısıyla enflasyonu körükleyen dış güçler mi?
Bırakınız lise mezunlarını, mühendislik fakültelerinden dahi mezun olan gençlerin yaklaşık %45’inin işsiz kalmasının sebebi dış güçler mi?
Ülkemizde, beyin takımının yurt dışına kaçmasına sebep olacak şartlar yaratan dış güçler mi?
Liyakatsız bir çok yandaşı ülkenin kurumlarının kritik makamlarına atayıp bu liyakatsizliğin bütün kurumlara ve ülke ekonomisine olumsuz yansımasını sağlayanlar dış güçler mi?
*
Siyasi iradeye oy vermemiş kentlerin belediyelerine yeterli mali destek vermeyerek onların ellerini kollarını bağlama gayretinde olan dış güçler mi?
İhalelerde Türk lirası yerine dolar üzerinde garantiler veren, geçiş yapılmayan yollardan ve köprülerden, yatılmayan hastanelerden, uçulmayan havalimanlarından, geçilmeyen tünellerden “garanti” adı altında milletin parasını yandaş firmalara oluk oluk akmasını sağlayan dış güçler mi?
İhale yasasını yandaş firmalar lehine 200’e yakın değiştirerek ülkeye dış güveni zedeleyen dış güçler mi?
*
Kamuda belli bir kesimin 4-5 yerden ayrı ayrı maaş almasını sağlayan, Muhalefetin bunlar içerisinde 185 bin liraya kadar para alanların olduğunu vurgulayarak; “Kamudan birden fazla maaş alınması uygulaması bitirilsin.” teklifini mecliste reddeden dış güçler mi?
Milleti gıda kolilerine muhtaç ederlerken, vatandaşa şükretmeyi anlatıp en lüks, en pahalı makam araçlarını kamuya alan dış güçler mi?
Ondan fazla VIP uçak alan dış güçler mi?
Bir saray yetmeyip değeri milyarlarla ölçülen birkaç saray daha yaptıran dış güçler mi?
Bir zırhlı Mercedesi az görüp değeri onlarca milyonla ifade edilen birkaç tane zırhlı Mercedes alan dış güçler mi?
*
Halbuki bir hurma, bir kuru ekmekle 3 öğün karın doyuran, suyunu tahta kaseden içen, kuru hasır üzerinde yatan, barındığı ev toprak olan bir peygamberin ümmeti değil miyiz?
Hz. Muhammet (s.a.v) saraylarda, lüks içerisinde yaşamayı bilmiyor muydu?
*
Ülkeyi yönetenler “ekonomimiz çok güzel.” diyorlar.
Evet çok güzel.
Saraylarda yaşayanların, yandaşların, devletten ballı ihaleleri alan belli şirket sahiplerinin, çiftçinin bankası olan Ziraat Bankası’ndan yüzlerce milyon kredi çekip bu krediyi ödemeyen yandaşların,
tarikat şeyhlerinin ekonomisi çok güzel.
*
Devlet devlet olma özelliğini kaybetti.
“Sadaka toplumu” haline getirildik.
Dövizin devamlı artması ile zamlar yağmur gibi yağıyor.
Dolayısıyla ceplerimizdeki paranın önemli bir bölümü eriyip gitti.
Bir poşet beleş erzak, beleş kömür uğruna oyunu satmış olanlar sakın;
“Her şeye devamlı zam geliyor. Gülmeyi unuttuk artık. Çarşı pazar enflasyonu %45’lerde iken TÜİK kalem oynatarak enflasyonu %19’larda gösterdiğinden maaşlara gerçek enflasyonun çok altlarında zam yapıldığı için artık geçinemiyoruz.” diye dert yanmayınız.
Çünkü toplumlar layık oldukları şekilde yönetilirler.
*
Unutulmamalıdır ki;
“Ülkelerin para birimi o ülkenin itibarıdır, onurudur.”