Diyanet İşleri Başkanlığı, İsrail’in, Mescid-i Aksa’ya saldırması üzerine, öğle ezanının ardından Türkiye’deki tüm camilerden selâ okuttu. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, konuyla ilgili açıklamayı yaparken, “Allah’ın, meleklerin, tüm insanların laneti, zalimlerin, hainlerin, işgalcilerin üzerine olsun.” dedi.İsrail’in Filistinli Müslüman Araplar üzerinde devlet terörü uygulaması elbette kınanmalıdır ve mümkün olan her türlü tepki gösterilmelidir fakat Çin devleti de Doğu Türkistan’da Uygur Türklerine çok daha ağır zulüm uyguluyor, bu konuda neden resmî bir yetkiliden ses çıkmıyor?Birçok ülke, Uygur Türklerine yapılanları parlamento kararıyla “soykırım” olarak tanımaya başladı. Tabii bunda ABD’nin Çin ile küresel üstünlük mücadelesine girmesinin rolü var ama zulüm gerçek, toplama kampları gerçek. Etnik temizlik politikası uygulandığı da çok net…***Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ise Sinovac aşısının tedarikinde sorun olduğunu kabul ederek “Bugün ‘Çin’den aşı gelecekti, nerede?’ diye soranlar, dün Çin ile aramızdaki hassas konuları kaşıyarak ilişkilerimizi bozmaya çalışıyorlardı. Başarılı olduklarını söyleyemem ama hasar verdikleri kesin” dedi! Koca’nın “hassas konuları kaşıyor” derken Doğu Türkistan’daki zulmü gündeme getiren Meral Akşener’i kastettiği anlaşıldı.Çin Büyükelçilik kaynakları ise Murat Yetkin’in aşı teslimatında yaşanan sorunun Uygur Türkleriyle ilgili olup olmadığına ilişkin sorusuna “Hayır, aşı teslimatının yavaşlamasıyla bu konunun, hiçbir siyasi konunun herhangi bir ilgisi yok. Türkiye ile ilişkilerimizde siyasi bir sorun yok” diye cevap verdi.İktidar olarak Filistinli Müslümanlar için selâ okuturken Doğu Türkistan Türkleri için “hassas konudur, kaşımayın” demek nasıl bir adalet anlayışıdır?***Türkiye dış politikada bugüne kadar kendi bindiği dalı kesiyordu. Mısır ile ilişkiler, İhvanı Müslimin örgütüne ideolojik bağlılık yüzünden donmuştu. Nihayet Mısır ile ikili görüşmeler başladı.Yine Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Suudi Arabistan’ı ziyaret ediyor. Çavuşoğlu’nun Suudi mevkidaşı Prens Faysal bin Farhan bin Abdullah El Suud ile yapacağı görüşmede ikili ilişkiler ele alınacak ve bölgesel konular istişare edilecek. Açıklama böyle.Bugün İsrail, Mescid-i Aksa’ya ses bombaları ile saldırabiliyorsa, Suudi yönetiminden aldığı destek sayesindedir. Görüşmede bu konunun ne şekilde ele alınacağı da merak konusudur! Sahi Suudi Arabistan camilerinde Mescid-i Aksa saldırısına karşı selâ okundu mu?***Bu arada İran, Suudi Arabistan ile görüşmeler gerçekleştirdiğini doğruladı. İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Said Hatipzade, “Basra Körfezi bölgesindeki iki Müslüman ülke arasındaki gerilimin hafifletilmesi, hem ulusların hem de bölgenin çıkarına olur” dedi.Suudi Arabistan da İran ile gizli görüşmeler yürütüldüğünü doğrulamıştı.Anadolu Ajansı’na konuşan eski İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad da “İran, Türkiye ve Suudi Arabistan yan yana durursa ve birlik içinde hareket ederse bölgenin çehresi tamamen değişir. Bu çok kolay gerçekleşebilir. 3 ülke arasındaki ortak paydalar ihtilaflı oldukları konulardan onlarca kat daha fazladır” demişti.Dünya Sağlık Örgütü’nü de eleştiren Ahmedinejad, virüsün siyasi amaçlar için üretilmiş olabileceği iddiasında da bulunmuştu. Anadolu Ajansı, Ahmedinejad’ın virüsle ilgili sözlerine sadece bu kadar yer vermişti…Oysa İran Cumhurbaşkanlığı yapmış bir kişi, “virüs siyasi amaçlar için üretilmiş olabilir” diyorsa bu konu üzerinde durmak gerekirdi.Zira bugün uluslararası ilişkileri de virüs politikaları belirliyor. İslâm dünyasına, bizzat bu ülkeleri yöneten kadrolar tarafından sokulan ABD-İngiltere kaynaklı siyasi virüslerin ise haddi hesabı yok! Asıl selâ bunun için okutulmalı ve İslâm Dünyası uyarılmalı!
kaynak: www.yenicaggazetesi.com.tr