Orhan UĞUROĞLU / Yeniçağ/// 9 Haziran 2021 Çarşamba
Sedat Peker’in gündeme getirdiği kısa adı SADAT olan “Uluslararası Savunma Danışmanlık Ticaret Şirketi” ve kurucu başkanı emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi, 28 Şubat Davası’nın Yargıtay Çatı Savunması’nda çok çarpıcı bir şekilde suçlanıyor.
SADAT’ın yanı sıra “Adaleti Savunanlar Derneği” (ASDER) tarafından üretilen şablon dilekçe ile 28 Şubat Davası’na 1148 başvuru yaptırılıyor.
Bunlar, “Müşteki ve Katılan” olarak davaya müdahil oluyorlar.
* Tedhiş-Terör
28 Şubat sanıkları Yargıtay çatı savunmalarında SADAT ve ASDER ile emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi hakkında özetle şunları söylüyorlar:
“Davada, gerçek dışı, haksız ve düzmece iddialarla sanıklara suç ve olgu isnat ettiği belgesi ile tespit edilen, adaletin gecikmesine, tutukluk süresinin uzamasına neden olan ve gerekçeli kararda yer alan müşteki/katılanlar hakkında ayrıca suç duyurusunda bulunulacaktır.
Sözde belgede; ” … 55. Hükümetin iş başına geçmesi ile irticai olay ve faaliyetlere bu kesimin miting, gösteri ve TEDHİŞ olayları ilave olmuş…” cümlesinde Arapça kökenli “TEDHİŞ” kelimesi; 1980’li yıllardan itibaren “TERÖR” ve “TERÖRİST” olarak önce ABD ve İngiltere’de kullanılmaya başlandı.
Türkiye’de de “TEDHİŞ” tanımı yerine eş anlamlı “TERÖR” kelimesi, kullanılmaya başlanmıştır.
Mahkemeye sunulan ve 1998 tarihli belgelerde “TEDHİŞ” tanımı vardır ki Genelkurmay Başkanlığı Karargahında ve bir arz belgesinde, bu seviyede kullanılma olanağı yoktur.
* Tanrıverdi
“TERÖR” yerine “TEDHİŞ” tanımının, Adnan Tanrıverdi tarafından halen aynı alışkanlıkla kullanıldığı anlaşılmaktadır.
ASDER’in ve SADAT’ın internet sitelerinde yayınlanan “Gayri Nizami Harp Konsepti-4” isimli makalesinde “TEDHİŞ” tanımını kullandığı, üstelik bu tanıma Cenevre Sözleşmesi ve Harp Hukukuna aykırı olarak meşruiyet kazandırarak “Gayri Nizami Harp Harekat Teknikleri” olarak tanımlanır.
Adnan Tanrıverdi’nin verdiği eğitim “Terörle Mücadele” değil, bizzat TEDHİŞ yani TERÖR eğitimidir.
Uluslararası Harp Hukuku açısından koruma altında olmayan ve suç teşkil eden Gayrı Nizami Harp Teknikleri olarak sivil halkın kullanıldığı Sabotaj, Baskın, Sokak Hareketleri vs. bulunmaktadır.
* Hukuka aykırı eğitim
Adnan Tanrıverdi’nin kurucusu olduğu SADAT’ın verdiği “TEDHİŞ” yani Terör eğitimi hukukumuz ile uluslararası hukuk açısından yasaklı eylemlerdir.
“TEDHİŞ” eğitimi uluslararası harp hukukunun ilkeleri olan;
– Ayırım Gözetme Kuralı,
– Oranlılık ilkesi,
– İhtiyatlılık ilkesi,
– Savaşçıların Gereksiz Acı Çekmesinin Yasaklanması (Nükleer, Biyolojik, Kimyasal silahlar, kör edici lazer, anti personel kara mayınları vs.)
– Uluslararası İnsancıl Hukukun yasakladığı en bilinen eylemlerin başında hile/kurallara sadakatsizlik/kahpelik ve casusluk kurallarına uymayan, bu kuralları gözetmeyen, ihlal eden ve kuralsız bir eylem türü olduğundan Uluslararası Hukuka, Cenevre Sözleşmesine ve ek protokollerine ve esasen millî mevzuatımıza da aykırıdır.
– Bu tür eylemler ve sorumluları, hangi koşulda yapılırsa yapılsın, herhangi bir uluslararası korumadan ya da savaş esiri (POW) statüsünden yararlanamaz.
Bu şablon sözde ifadeler, FETÖ üyesi savcı Mustafa Bilgili iş birliği ile kotarılmış olduğu açık olan, Türk Silahlı Kuvvetlerinin aklı ile alay eden bir kumpas belgesidir.”
* SADAT
Değerli okurlarım,
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Baş Danışman” olarak da atadığı Adnan Tanrıverdi bu suçlamalar ile karşı karşıyadır.
– 28 Şubat Davası’nın savcı ve hâkimleri; mahkeme savunmalarında ve hatta Yargıtay Çatı Savunmalarında “Türkiye’de Terör eğitimi verildiği” ihbarını dile getiren emekli subayların bu iddiaları karşısından neden sessiz kaldılar?
– SADAT’ın “Terör” eğitimi vererek yetiştirdiği militanlar ne zaman hangi siyasi gelişme üzerine nerede nasıl görevler alacaklar?
– Bu militanlara silah ve teçhizat veriliyor mu?
– SADAT militanları Türkiye’de, Suriye’de, Libya’da ya da herhangi bir yabancı ülkede faaliyet gösteriyorlar mı?
Bakalım muhalefet SADAT konusunda neler yapacak…