Rusya iktidar partisi Birleşik Rusya vekili Yevgeniy Georgiyeviç Popov, oluşabilecek yeni bir savaşın sinyallerine dair konuşurken Kanal İstanbul hakkında da açıklamalar yaptı.
Son Güncelleme: 2 Şubat 2022 Çarşamba – 17:16
Flaş… Flaş… Rusya’dan Kanal İstanbul ve Karadeniz açıklaması
ABD ve Rusya arasında Ukrayna üzerinden savaş ihtimali tartışılırken, NATO ülkeleri Rusya sınırına yığınak hazırlığı içinde.
“Yeni bir savaş mı başlayacak” soruları sadece Avrupa’nın değil tüm dünyanın gündemiyken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise 3 Şubat’ta Kiev’de olacak.
Rusya Federasyonu Devlet Duması’nda Ukrayna’yla ilişkilerden sorumlu komisyonun başkanlığını yapan iktidar partisi Birleşik Rusya vekili Yevgeniy Georgiyeviç Popov ise Türkiye’den ODATV’ye konuştu.
Popov, yeni bir savaşın başlama ihtimaline dair konuşurken, Karadeniz’in güvenliğinin nasıl sağlanabilir olduğuna da değindi.
Onur Sinan Güzaltan’ın Popov ile röportajı şu şekilde:
Onur Sinan Güzaltan: Röportaj talebimizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz. Ukrayna krizi dünyanın gündeminde. Ukrayna’da kısa vadede savaş ihtimali var mı?
Yevgeniy Popov: Teşekkürler. Kısa veya uzun vade de savaş ihtimali yok. Batı ülkeleri, Rusya ve Ukrayna arasında savaş ihtimaliyle ilgili olarak adeta bir histeri krizinde.
Ortada bir medya savaşı var. Batı medyası Rusya’ya saldırıyor.
Ukraynalılar dahi sınırlarında bir tehdit olmadığını söylüyorlar. Elbette sınırlarımızda askerlerimiz var, elbette askeri tatbikatlar yapıyoruz fakat bunların hepsi işi sınırlarımız üzerinde bombardıman uçakları uçurmaya vardıran NATO’ya karşı. Ülkemizi ve vatandaşlarımızı korumalıyız.
Diplomatik çözüme inanıyorum.
Ortada savaş değil fakat Ukraynalılar ve Avrupalıları korkutmaya çalışan Washington tehlikesi var.
“Sınırlarımızdan ve eski Sovyet ülkelerinin topraklarından çekilin”
ABD’nin Ukrayna’ya yönelik siyasetlerini nasıl değerlendiriyorsunuz? ABD ve Rusya, Ukrayna’da karşı karşıya gelebilir mi?
Popov: Rusların ve Amerikalıların son Ukraynalıya kadar savaşacaklarına dair eski bir şaka var.
Bu bir şaka fakat anlaşılan Washington için gerçek.
ABD’ye tehdit gördüğümüz konularla ilgili bir liste gönderdik. Talebimiz çok basit; “Sınırlarımızdan ve eski Sovyet ülkelerinin topraklarından çekilin, sınırlarımızda NATO askeri istemiyoruz.”. Bu bölge bizim alanımız ve NATO askerleri, füzeleri, üsleri ve tanklarından temizlenmeli. NATO’nun varlığı Rus vatandaşlarına tehdit oluşturuyor. Devlet Başkanı Vladimir Putin, ısrarla NATO füzelerinin Moskova’ya 5 ila 7 dakika içinde ulaşabileceğini ve bu durumun Rus vatandaşları için tehdit oluşturduğunu söylüyor.
Bugün, yeniden NATO ile aramızda tampon bölgeler olmalı.
ABD’nin amacı Avrupa’yı gaz altyapımızdan uzaklaştırmak, Avrupa Birliği’nin kendi kontrollerinde kalmalarını istiyorlar. Fakat Alman gaz ithalatının %40’ını Rusya’dan yapıyor.
Fakat bütün bu gerginliğin savaşa dönüşeceğini zannetmiyorum. Savaş ı kimse kazanamaz ve sonucu herkes için yıkım olur.
“UKRAYNA EKONOMİK OLARAK ZOR DURUMDA”
Güzaltan: Ukrayna tarafında ABD konusunda bir hayal kırıklığı olduğunu düşünüyor musunuz?
Popov: Zelenski’nin Washington’a ekonomi konusunda dert yandığını biliyoruz. Sadece son dönemde 12 milyar USD tutarında zarara uğradılar. Bunlar bizzat Zelenski’nin ağzından çıkan rakamlar.
Savaş sadece bir histeriden ibaret fakat Ukrayna’nın milyarlarca dolarlık kaybı bir gerçek.
Kiev, ABD’den ekonomik yardım istedi fakat şu ana kadar aldıkları sadece askeri yardım; 45 uçak dolusu silah ve bazı eski model askeri araçlar.
Kimse Ukrayna’nın ekonomisini düşünmüyor. Ukrayna ekonomik olarak zor durumda. Rusya’yla 50 milyar dolarlık ticaret hacimleri 10 milyara inmiş durumda. Rusya pazarını kaybettiler ve Batı onlara yeni bir pazar açmıyor. Trajik bir durum.
Gittikçe fakirleşen Ukraynalı emekçilerin ve orta sınıfın bu durumdan rahatsız olduğunu düşünüyorum.
Gönderilen silahların hediye olmadığını ve hepsinin bedel karşılığı alındığını belirtmeliyim.
Güzaltan: ABD ve Avrupa ülkeleri arasında Ukrayna krizi konusunda siyasi farklılıklar var mı?
Popov: Buna inanmak istiyorum fakat ortada egemen ve bağımsız olmaktan uzak bir Avrupa Birliği var.
ABD, Avrupalıların kararlarına müdahil oluyor.
ABD büyük bir pazar ve Avrupalıların bu pazarı kaybetmek istememelerini anlayabilirim. Örneğin Almanya ve ABD arasında büyük bir ticaret hacmi var fakat bu durum Almanya’nın siyasi kararlarını böylesine etkilememeli. Aynı durum Paris ve Brüksel içinde geçerli.
Kuzey Akımı II’yi bu gece faaliyete geçirebiliriz fakat Almanlar tamamı ile siyasi nedenlerle karar almaktan çekiniyor.
Avrupa ülkeleri “Joe Amcanın” değil kendi milli çıkarlarını savunmalı
Güzaltan: Minsk sürecinin geleceği var mı?
Popov: Başkan Putin hala Minsk anlaşmasını uygulamaya çalışıyor.
Ukrayna ordusu Donbass’ta çevrelendiğinde onları kurtaran Putin’di fakat Kiev tarafında Minsk Anlaşması’nın uygulanmasıyla ilgili bir çaba görmüyoruz.
En sonunda Rusya Donbass ve Lugansk Cumhuriyetleri’ni tanıyacaktır. Bunun şahsi fikrim olduğunun altını çizerim. O bölgede yaşayan 720.000 Rus vatandaşının haklarını korumakla mükellefiz.
“Putin ve Erdoğan’ın sorunlara bir çözüm bulacağından eminim”
Güzaltan: Türkiye, Moskova ve Kiev arasında arabuluculuk önerdi. Türkiye ve Rusya Ukrayna konusunda hangi zeminde iş birliği yapabilir?
Popov: Zor bir soru. Türkiye, Kırım konusunda Rusya’dan farklı bir siyaset izledi.
Ve aynı şekilde Kiev hükümetine, insansız hava araçları başta olmak üzere askeri destekte bulundu.
Fakat diğer yandan Türkiye’yle ticari, askeri ve ekonomik ilişkilerimiz mevcut.
Maalesef Ukrayna konusunda farklı düşünüyoruz. Suriye’de de benzer bir durum var fakat masaya oturup bu sorunları konuşabildik. Konuşuyor olmamız muhteşem.
Güzaltan: Arabuluculuk konusunda görüşleriniz tam olarak nedir?
Popov: Pek çok ülke Moskova ve Kiev arasında arabuluculuk önerdi. Bence Putin ve Zelenski yeteri kadar konuştular ve artık konuşacak bir şey yok. Fransa’da görüştüler fakat bir sonuç çıkmadı. Zelenski yükümlülüklerini yerine getirmiyor.
Güzaltan: Cumhurbaşkanı Erdoğan Kiev’i ziyaret edecek. Bu ziyaretten bir beklentiniz var mı?
Popov: Türkiye ve Ukrayna iki bağımsız ülke ve aralarında ikili ilişkiler var. Aralarında ne isterlerse konuşabilirler.
Türkiye’nin Ukrayna’ya silah vermesi elbette bizim için tehdit oluşturuyor çünkü bu silahlar Donbass’ta da kullanılıyor. Fakat Putin ve mevkidaşı Erdoğan bu konuları konuşacaklardır. İkisi birbirine karşı gayet açık ve net. Bir çözüm bulacaklarına eminim.
Barışı istemeliyiz. Umarım Kiev’de bu konuda aynı doğrultuda düşünüyordur.
“MONTRÖ KONVANSİYONU’NA İNANIYORUZ”
Güzaltan: Moskova’nın Montrö (Boğazlar Sözleşmesi) Konvansiyonu’na bakışı nedir? Türkiye ve Rusya Karadeniz’in güvenliğini nasıl sağlayabilir?
Popov: Montrö (Boğazlar Sözleşmesi)Konvansiyonu’na inanıyoruz. Diğer ülkelerin de bu konvansiyonun ilkelerine saygı göstereceğini umuyorum.
Türkiye, Karadeniz’e açılan yeni bir kanal (Kanal İstanbul) inşa etmek istiyor. Bu kanal NATO gemileri veya başka ülkelere ait gemilerin Karadeniz’e geçişini sağlayabilir.
Halihazırda Montrö Konvansiyonu bu durumların hepsini düzenliyor ve Karadeniz’de savaş ihtimalini asgariye indiriyor.
Montrö sayesinde, Karadeniz’e kimin girip kimin giremeyeceği konusunda güçlü kurallarımız var. Montrö’de başka ülkelerin savaş gemilerini görmek istemeyiz.
Türkiye’nin haklarına saygılıyız. Kendi topraklarınızda elbette istediğiniz yapabilirsiniz fakat Montrö hepimizin saygı göstermesi gereken bir konvansiyon.