Ünvan ATLI
“ The world’s second oldest profession” Kalpazanlık, Lidya’da paranın kullanıma girmesiyle başlamış. Banknot (Bank ve note ) başlayana kadar zor bir dönemden geçmiş kalpazanlar. Altın ve gümüşe başka malzeme katmak, renkle oynamak, “clipping” denen paranın eskitilmesi, kopya edilmesi, metalin içinin boşaltılması gibi yöntemler kullanıyorlardı. Mevcut yönetimler bu rekabeti hiç sevmemiş ve cezalandırmış, Çin’de kağıt paraya geçiş daha erken olmuş, kağıt olarak dut ağacı lifleri kullanılınca dut ağaçlarının olduğu orman (ya da ağaçlıklar) değere binmiş, dut ağaçları çevresine koruyucu güvenlik ekipleri konmuş, hatta dut ağacı kesenlere ölüm cezaları verilmiş. 13. YY da İtalya’da Mastro Adamo bu uğurda asılan ilk adam olmuş. (Firenze 1281). İngiliz,Thomas & Anna Rogers çiftinin cezalandırılması ise korkunç olmuş 40 gümüş para (sahte) yaptılar diye “yüksek ölçüde vatana ihanetten” yargılanan Thomas asıldı. Ölmeden dar ağacından indirilip, bağırsakları ve penisi kesilip kendi gözleri önünde yakılmış, ardından kafası kesilip, vücudu dört parçaya ayrılmış ve ölmüş tabi.. Karısı Anne ise sadece kazığa oturtularak yakılmış ve öldürülmüştür. Oysa I. Justiniasus döneminde benzeri bir eylemde bulunan Alexander the Barber, imparator tarafından çok becerikli bulunup devlet kademesinde işe başlatılmış. İngiltere’de “King” lakaplı Davit Hartley asıldı.18. YY sonunda İrlandalı göçmenler örgütlü olarak kalpazanlık yapan ilk takım çalışması yapanlar oldular. Toptan indirimli para satılır diye tabela asmamışlardır herhalde ama iyi bir ciro yapmışlar.
Türklerde ÇEK adı verilen kağıt paralar daha çok senet gibiydi. KIRTAS adı verilen kağıt paralar Moğollar’dan önce Suriye de Melik-ül Adil Nureddin Zengi zamanında kullanıldı bu paralar Selçuklu da da geçerliydi. Moğollarda kağıt para Cengiz Han oğlu Ogetay Kaan emri ile kullanıldı. İlhanlılar da CAO denen Çin kökenli para kullanıldı hatta İran’da kullanılması için ayaklanma bile oldu. Moğollar para yerine gümüş külçeler, bozuk para yerine de KADAK adını verdikleri ipek kumaş parçaları kullandılar.
Kağıt paraya banknot adı veriliyor. Modern anlamda Avrupa’da ilk kağıt para 1666 yılında İSVEÇ’te Stockholm Bankası tarafından basıldı. Kağıt parayı tedavüle ilk koyan İsveç 2023 yılında kağıt parayı kullanımdan kaldıran ilk ülke olacak. 1672 de İngiltere’de Goldsmith’s paraları denen paraların ardından Amerika kıtasında 1690 da Massachusetts kağıt paraları kıtanın ilki oldu. Ama kağıt paranın yaygın kullanımı Napolyon savaşları ardından başlayan krizle geldi gündeme Fransa’da 1716 da La Banque Generale bankası banknotla bu krizi aştı. Dünya’da Merkez Bankalarının kurulması ve Rothschilde ailesinin yükselmesi Napolyon savaş sonrası Avrupa’nın koşulları sonucudur. Alman kökenli bu aile Londra başta olmak üzere tüm dünya merkezlerinde hızla yer aldı.
17. yüzyılda paranın karşılığı altın ve gümüş madenidir. Bazı yerlerde arazi, değerli emtia, bina gibi servet unsurları da karşılık gösterilebilmiştir. Yüzde yüz karşılığı olan paralara “Temsili Kağıttan Para”, kısmi karşılığı olan paralara “Güvene Dayalı Kağıttan Para” denir. Uluslararası terminoloji de Saf Altın esastır. Son üç yüz yıldır paranın üç önemli fonksiyonu bulunur. 1- Mübadele ve ödeme aracı olmak, 2- Değer ölçüm birimi olmak ve 3- Ülkelerin Değer Rezervi olmak.
Osmanlı’da kağıt para “ Kaime-i Nakdiye-i Mutebere” adı ile Ocak 1840 ta basıldı. Basıldı dememek gerek, çünkü ilk para silinmez mürekkeple elle yazıldı. Paranın üzerinde Padişah mührü de vardı. Tam 24 saat içinde sahtesi yapıldı ilk paranın. Paranın önce şekli değiştirildi, birkaç ay sonra seri numaraları eklendi. Ertesi yıl tipi ve rengi değiştirildi, üzerine ceza notu yazıldı. 1842 de matbaa da basılmaya başlandı.
Bank Osmani (Osmanlı Bankası) 1856 da İngiliz sermayesi ile kuruldu. 1863 te bu banka Fransız ortaklığı ile “Bank-ı Osmani-i Şahane” adıyla Devlet bankası niteliği kazandı. Osmanlı bankasına 30 yıl para ihracı yetkisi verildi. Osmanlı yönetimi sadece 93 Osmanlı Rus savaşı sırasında (1877-1878) kendi başına para basabildi. Birinci Dünya Savaşı ve önceki Balkan savaşında zora düşen Osmanlı’ya banka banknot bastırmaya izin vermeyince, Osmanlı yönetimi 1915 te altın ve Alman hazine bonolarını karşılık göstererek 4 yıl 7 tertipte 160 Milyon lira banknot çıkardı. Osmanlı dönemi paralarını özetlersek; 1840-1963 Abdülmecit paraları, 1876-1879 V. Murat paraları, 1912-1920 Reşat ve Vahdettin dönemi paraları. Türkiye Kurtuluş savaşı sonrası karşılığı olmayan 158.750.000 TL Osmanlı parasını üstlendi. 1928 yılına kadar kullanımda kaldı bu paralar. T.C.’ nin ilk kağıt parası 1927 Aralık ayında İngiltere “Thomas De La Rue “ matbaasında basıldı. Arap harflerinde, üzerinde ki küpürler de Fransızca idi. 1938 yılında Latin harflere geçildi. Bir deniz kazası sonrası kaybolan paraların riski olmasın diye İnönü resimleri ile basılan Türk parası 1950 den sonra Atatürk resimlerine döndürüldü.
Kalpazanlıkta Devlet sahteciliğini de, üçüncü kol gibi görmek gerek. İngiltere 1. Dünya savaşı sırasında 1910 tarihli sahte Alman 20 Mark’larından bol miktarda bastı. Aynı dönemde İngilizler Vahdettin dönemi sahte 10 lira bastılar. 2.Dünya Savaşında da Almanlar (Naziler) Sachsenhausen kampında esir Yahudi’lerin baskı bilgisi ile 600 Milyon İngiliz Paund’u bastırdı. 1925 yılında Portekiz paralarını basan Waterloo and Sons matbaası paraların kopyalarını da piyasaya sürdü. 1926 yılında Amsterdam da yakalanan birkaç kişilik şebekenin 10 Milyon Fransız Frang’ını piyasaya sürmek üzere olduğu bilgisi edinildi. Banknotlar Macaristan’da basılmıştı. 3 yıl sonra paraların devlet eli ile basıldığı, savaş kaçkını Fransız Georges Clemanceau önerisi ile Alman ve Avusturya makinalarında üretildiği anlaşıldı.
Alman’ların iki savaş arası izlediği ekonomi politikası, üniversitelerde ders olarak okutulur hala. Birinci Dünya Savaşı sonucu yenik düşen Almanya tazminat ödemekle cezalandırılmıştı. Ancak bu tazminat Alman “Mark”ı ile ödenecekti. İktidara gelen Hitler bol miktarda karşılıksız Alman Mark’ı basarak bu borçları ödedi ve bir külfeti olmadı. O dönem bira içmek isteyen bir Alman bir valiz para ile birahaneye gidip, üç bira içecekse üçünü birden ısmarlayıp ödeyerek içermiş. Çünkü iki bira arası bile zam geliyormuş.
Yakın tarihler de devlet sahteciliğine en büyük örnek Saddam Dolar’larıdır. ABD’nin Irak’ı işgali sırasında ortadan kaybolan Saddam Hüseyin dönemine ait milyonlarca doların ortaya çıktığı öne sürüldü. Ürdün-Suriye sınırında, bir evden pazarlanan paralar bire, üç karşılığında satılıyordu. 3 milyon 920 bin dolar basılmıştı. Son sayıları 3 ve 8 le biten bu paralar “ikiz dolar” tabir edilen sistemle Saddam tarafından bastırılmıştı. Bu paraları ABD kabul etmek durumunda kalmıştı.
Türkiye’de Kapalıçarşı Çuhacı Han serbest döviz piyasasıydı, borsa gibiydi yıllardır. Güvenlik nedenleri ile paraların takma adları vardı. Dolar’ın adı YEŞİL, Sterlin KRALİÇE, Mark ÇEYREK, İtalyan Lireti MAKARNA olarak geçerdi.
2017 de Kuzey Kore sahte Dolar bastı ama çok kaliteli bir baskı idi orjinal’inden kaliteli olan dolarlara Süper Dolar adı verilmişti.
Banknot’un kalitesi bir de basılan malzeme ile ilgilidir. Banknot ve güvenlik kağıtlarının imalatçıları İsviçre’de Gmund am Tegernsee ve Konigstein’de üretimleri olan Louisenthal Kağıt Fabrikalarıdır. Kağıttan yapılan paraların kullanım ömrü tropik iklimlerde uzun olmaz bu nedenle Singapur, Avustralya, Brezilya, Endonezya, Bangladeş, Şili, Çin ve Hindiçin’de Sentetik Polimer malzemeden para üretilir. Avro’nun malzemesi saf pamuktur. Genelde kağıt kullanılır.
Kağıt paraların kullanım ömrü malzeme, kullanım hızı ve güvenlik nedenleri ile sürelidir. Bu süre Türkiye’de 3 yıl, İngiltere’de 10 yıl, ABD’de 18 yıl, Almanya’da 55 yıldır (Kaynak vikipedi).
Türkiye’de kalpazanlık TCK‘da “parada sahtecilik” başlığı ile tanımlanır. Bu isimdeki 197. Maddeye göre; parayı sahte olarak üreten, ülkeye sokan, nakleden, muhafaza eden veya tedavüle koyan kişi, iki yıldan on iki yıla kadar hapis ve on bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.
Dünya 1944 yılına kadar, Sterlin’e göre uyum yaparken, Bretton Woods IMF kurulmasiyle, Dolar direksiyona geçti. Doların hikayesini ayrıca paylaşalım
Geçen yıllarda popüler olan bir fıkra ile bağlayalım. Karadeniz’de kafadarlar dolar basacaklar, hazırlıklar bitmiş ancak hammadde(kağıt) kısıtlı ne yapalım diye düşünüp sabaha ertelemişler. Mekan ‘da kalan Temel gece bir güzel yeşil yeşil 150 Dolar’lar basmış, ekonomik olarak kıt kağıt sorununu çözmüş. Arkadaşları sabah geldiklerinde tabloyu görünce şaşırıp birbirlerine girmişler. 150’lik Dolar olur mu olmaz mı diye. Biri durun ben bir deneyeyim şansımızı deyip, almış bir 150 doları gitmi, karşıdaki döviz büfesine “Bunu bozar mısınız?” demiş. Büfedeki adam almış 150’lik doları ışığa tutmuş, ters çevirmiş, kafasını sallamış “Allah allah ne biçim paralar çıktı” deyip iki adet 75 dolarlık vermiş.