Prof. Esin Davutoğlu Şenol: Bu hastalık çalışmaya gidenlerin hastalığı, tatile gidenlerin değil. Çalışanların yüzde 30-40’ı hızlı aşılanmalı
Gazi Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları uzmanı Prof. Esin Davutoğlu Şenol Türkiye’nin salgınla mücadele stratejisini RS FM’de Atilla Güner’le Akşam Postası’na değerlendirdi. Prof. Şenol, “Bu hastalık bir şekilde çalışmak zorunda olan, sokağa çıkan insanların hastalığı ve eğer yoksulluk ve eşitsizlik varsa aileleriyle paylaştıkları hastalık. Bazı iller kapatılarak aşılama yapılabilir. Özellikle İstanbul gibi çalışanların yoğun olduğu illerde hızlı aşılama şart. Seferberlik ilan etmek zorundayız” dedi.
YANGIN SÖNMEDİ SÜRÜYOR
İşte Prof. Şenol’un Atilla Güner’le Akşam Postası’na açıklamalarından satırbaşları:
“Bir orman yangını var ve o yangın daha sönmedi, yangının alevi devam ediyor. Yangının üzerindeki söndürücüyü çektiğiniz her an yeniden alevlenecek. Bu yangının ortasında neyi açarsanız açın ister restoranı, ister fabrikayı, ister okulu açın orada yanmamış odunlar alev alacak. Baştan itibaren etkin ve erken bir kapanma dedik çünkü bulaşma hızı 1’e yakın olduğunda aylarca sürer geri dönüş almanız, bulaşma hızı yarıma yakın oluğunda iki haftada sonuç alabilirsiniz. Bunu hep birlikte yapalım istedik çünkü hep birlikte yaptığımız zaman ancak orman yangınını söndürebilecektik ve hayatın anahtar alanları olmayan okul dışı alanları açıp kapatsak bile onlara nefes aldıracaktık. Ekonomik sorunlar yüzünden uyum sorunu sadece Türkiye’de değil dünyanın her ülkesinde yaşanıyor. Dönüp bakılması gereken şey ölüm oranları, okulların açık olup olmadığı, hastanelerin Covid dışı hizmet verip veremediği. İyi bir aşı stratejisine kadar bazı şeylerden ödün vermeden idare etmek durumundayız ama bizde esnaf kapalı ve sadece onlar kapalı. AVM önlerinde insanlar piknik sandalyeleriyle müthiş bir sosyalleşme yaşıyorlar.”
AŞI SEFERBERLİĞİ İLAN EDİLMELİ
“Şu anda çok etkin bir aşılama bizim acil ihtiyacımız. Toplanmaları devletin en tepesinde yaparsanız ya da protesto hakkını kullanan çocukları minibüslere doldurup emniyet binalarında üst üste yığarsanız o zaman AVM önünde piknik yapan vatandaşlara da hiçbir şey söyleyemezsiniz. Uludağ gibi yerlere giden insanlar kendi başlarını da sadece derde sokmuyorlar. Nispeten bir arada yaşayan ve hangi kurallara dikkat ettiğini bilen insanlar orada ama otellerde çalışan insanlar arayüz, onlar hastalanıyorlar. Uludağ’da bir otelin çalışanlarının yüzde 50’si hastalandı. Üstelik evlerine döndükleri zaman da bir arada yaşıyorlar. Bu hastalık çalışmaya gidenlerin hastalığı, tatile gidenlerin hastalığı değil. Bu hastalık bir şekilde çalışmak zorunda olan, sokağa çıkan insanların hastalığı ve eğer yoksulluk ve eşitsizlik varsa aileleriyle paylaştıkları hastalık. Bazı iller kapatılarak aşılama yapılabilir. İstanbul, pandeminin sevebileceği mega kent örneğidir. İstanbul’u şehirlerarası ulaşıma kapatıp çalıştırdığımız nüfusa elimizdeki bu aşı olacaksa 14 günde aşılama yapmamız gerekir. Çalışan nüfusun yüzde 30-40’ını aşıladığımız anda İstanbul en azından Türkiye’nin üretim merkezi olarak çektiği bu sıkıntılara karşılık olarak çıkış yolu bulmuş olur. Bir strateji çizmek zorundayız ve seferberlik ilan etmek zorundayız.”