Kurtlar Vadisi’nin Polat Alemdar’ı Necati Şaşmaz’ın kendisi için “Seçilmiş kişi” olduğunu söylediği ses kaydı ortaya çıktı.
Gazeteci İsmail Saymaz, Halk TV’deki köşesinde Kurtlar Vadisi’de Polat Alemdar’ı canlandıran Necati Şaşmaz’ın babasının kuzeni İrfan T.’ye seçilmiş insan olduğunu anlattığı ses kaydını yayımladı.
Şaşmaz’ın boşanma davasında eşi tarafından paylaşılan belgeleri de hatırlatan Saymaz, “Şaşmaz’ın müridi olduğu tarikat ve mehdilik iddiası, bu yuvayı çatırdattı.” ifadelerini kullandı.
Saymaz’ın yazının ilgili bölümü şu şekilde:
“Sekiz yaşındaki çocuğa ‘Ağabey’ diyorlar
Şaşmaz’ın babası Abdulkadir, Elazığ Harput merkezli bir Kadiri tekkesinin şeyhi.
Oğul Şaşmaz da bu tekkenin müridi.
Kaşıkçı’nın iddiasına göre…
Şaşmaz, sekiz yaşındaki oğlu A.N.’yi zikre götürüyor.
A.N., tarikatın gelecekteki lideri olarak görülüyor. Yaşlı müritler A.N.’ye “Ağabey” diye sesleniyor ve çocuğun elini öpüyor.
Böylesi bir zikrin görüntüsü, İstanbul 2. Aile Mahkemesi’nde görülen boşanma davası dosyasına girdi. Kaşıkçı’nın çektiği videoda, aralarında Necati Şaşmaz’ın da olduğu müritler zikir çekerken görülüyor. Zikri yöneten dede Şaşmaz ve küçük A.N. halkanın orta yerinde duruyor.
Kendisini mehdi görüyor
Kaşıkçı’nın diğer iddiasına göre Şaşmaz, kendisini ‘mehdi’ ve ‘seçilmiş kişi’ görüyor.
Mahkeme dosyasına sunulan ve bugün ilk kez gün yüzüne çıkan ses kaydında Şaşmaz, babasının kuzeni olan İrfan T.’ye “Seçilmiş kişiyim” diyor.
Saymaz’ın yayımladığı mahkeme tutanaklarında yer alan ses kaydının dökümü şöyle:
Necati Şaşmaz: Belki de binyıllardır peygamberden bu yana insanlardaki gönül bağı ile ruhsal bir şey yapıldı. Bulut gibi dedim ya, ruh parçası… Ondan bir parça aktarılarak bugünlere geldi. Bu ermiş insanlar ya da tasavvuf ocakları Budistlerde var, Musevilerde de. Sufizm ya da mistisizm bütün dinlerde var. Bunlar bize getirdiler belki. Bütün dinlerdeki tarikat ehilleri o ruhu getirdiler. O yüzden seçilmiş olmuş oluyorum ki İrfan abi. Onu alabilecek olan birisiyim ben. Anlatabildim mi? O gelen ruhu da alabilecek, o bilgiyi verebilecek… Ben bana verilenle onu birleştirip bir formül çözülmesi gibi olmuş olacak. Babamla konuşmam lazım.
İrfan T: Konuşacağın tek doğru insan orada.
Şaşmaz: Böyle şeyleri hanıma anlattığım günün sabahı Mahir aradı. “Hayırdır gardaş?” “Enteresan bir rüya gördüm. Söylemek istedim” dedi. “Sen böyle yüksekte, çok yüksekte bir yerdesin, miraç gibi bir yerdesin. Ama bir sen oluyorsun, bir peygamber efendimiz oluyor” dedi.
Hazreti Muhammed’in yüzü oluyorum, bir ben oluyorum. Bir o oluyorum, bir o oluyorum. Ben olduğum zaman asker kıyafeti giymişim, havacı, asker kıyafeti, yüzbaşı. “Hayırdır?” dedim. “Ben hiç rüya görmem. Görsem de hatırlamam. Peygamber efendimizi gördüm ve sakalı makalı her şeyde sendin” dedi.
İrfan T: Herkes bir şey düşünüyor. Cesur olup söylemesine gerek var mı? Yok. Ben düşündüğüm şeyi mesela anama anlatmam. Zaten faydası da olmaz. Ama babaya sorman çok farklı bir şey.
Şaşmaz: Gerekirse (Hazreti) İsmail gibi teslim olurum. “Al bıçağı” derim. Ben buna inanıyorum. Ya “Sen deccalsin lan” de, kes boğazımı. Ya da de ki: “Bunun yolunu göster.” Bunu yapacağım. Bu yola çıkım çünkü.
İrfan T: Bu yola itildin mi?
Şaşmaz: Gerçekten öyle, itildim. Ben maalesef seçildim.
İrfan T: Psikolojik bir şey varsa ne olacak? Öyle zannediyorsun ama öyle değilse ne olacak? Bir psikologa görün.
Şaşmaz: İcatlar yapıyorum. Bu icatlar dünya için önemli icatlar. Dünya için önemli icatlar değil mi?”