Türkiye’nin Pekin Büyükelçiliği’nde düzenlenen etkinlikte, 15 Temmuz şehitleri anıldı.
Türkiye’nin Pekin Büyükelçiliği’nde 15 Temmuz 2016’da gerçekleştirilen darbe girişiminin 5’inci yıldönümünde hayatını kaybedenler için tören düzenlendi. Büyükelçilik personeli ve aileleri ile Pekin’de yaşayan Türk vatandaşlarının katıldığı tören, 15 Temmuz şehitleri için düzenlenen saygı duruşu ve ardından okunan İstiklal Marşı ile başladı. Törende, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından hazırlanan 15 Temmuz darbe girişiminde şehit olanların gerçek öykülerinin yer aldığı videoların gösterimi yapıldı.
Pekin Büyükelçiliği Birinci Müsteşarı ve Geçici Maslahatgüzar Alp Atakcan yaptığı konuşmada, ‘‘FETÖ tarafından planlanan, ordumuz içine sızmış mensuplarınca Türk Silahlı Kuvvetleri emir-komuta zinciri dışına çıkılmak suretiyle gerçekleştirilen 15 Temmuz darbe girişimi, örgütün devletimize yönelik tehdidinin boyutlarını ortaya koydu. Bu tehdidin bertaraf edilmesinde en büyük pay, kendi iradesi hilafına güç tanımadığını, devletini ve demokratik kazanımlarını korumak için canlarını vermeye hazır olduğunu ortaya koyan vatandaşlarımızdır. Nitekim, hain darbe girişimi karşısında sergilenen duruş, milletimizin özgürlüğü, bağımsızlığı ve geleceği uğruna nasıl şahlandığını ve vatanına göz dikenleri nasıl alaşağı ettiğini bir kez daha gözler önüne serdi’’ ifadelerini kullandı.
15 Temmuz gecesi görülen vahşeti ve hıyaneti tanımlamanın zor olduğunu vurgulayan Atakcan, “Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, hükümetimizin ve meclisimizin güçlü iradesiyle milletimiz, darbecilere karşı topyekûn ve sarsılmaz bir direniş ortaya koydu. Her siyasi görüşten vatandaşımız, demokrasiye ve millet iradesine sahip çıkmak için sokaklara döküldü, kendisini vatanına kalkan eyledi” dedi.
Türkiye’nin FETÖ karşısındaki uzun soluklu mücadelesinin en önemli dayanağını Türk vatandaşlarının teşkil ettiğinin altını çizen Atakcan, yurt dışında yerleşik Türk vatandaşlarından FETÖ’ye karşı küresel farkındalığın artırılmasında rol oynamalarını, örgütün kendisini lanse etmeye çalıştığı gibi “eğitim ve hayır işlerine odaklı bir toplumsal hareket olmadığının” ortaya konulmasına yardımcı olmalarını istediklerini sözlerine ekledi.